37 Yıllık Diplomattan Deneyim Dolu Veda Konuşması
Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Hakkı Akil, 37 yıllık meslek hayatıyla ilgili ilginç anekdotları paylaştı.
Türkiye'nin Paris Büyükelçisi Hakkı Akil, 37 yıllık meslek hayatıyla ilgili ilginç anekdotları paylaştı. Akil, Türkmenistan'da büyükelçilik yaptığı dönemde aldığı maaşa yönelik, "Büyükelçilerin de durumu pek parlak değil ben Türkmenistan'da görev yapıyorum, 5 bin dolar maaş alıyorum ve bu maaş bir şantiye şefinin aldığı maaş" eleştirisine, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'dan, "Gayet iyi, o zaman gitsin şantiye şefi olsun" yanıtı aldığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8. Büyükelçiler Konferansı'na katılan büyükelçiler onuruna Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir öğle yemeği verdi. Yemekte konuşan Türkiye'nin Paris Büyükelçisi Hakkı Akil, Sultanahmet Meydanı'ndaki hain saldırıda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi.
Kendilerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ağırladığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür eden Akil, "Kendileri lütfedip her Büyükelçiler Konferansı'nda bizleri kabul ediyorlar ve yaptıkları görüşmeyle o sene içinde izleyeceğimiz dış politika ile bizlere yön veriyorlar. O yönlendirme bizlere bir sene boyunca yararlı oluyor" dedi.
37 YILLIK DİPLOMATIN VEDA KONUŞMASI
Yaptığı konuşmayı "veda konuşması" olarak nitelendiren Akil, "Bana bu şansı verdiğiniz için Sayın Cumhurbaşkanım, ayrıca teşekkür ediyorum. 37 sene Dışişleri Bakanlığı'na hizmet ettikten sonra bundan sonra inşallah başka yerlerde devletimize, milletimize hizmetlerimizi sürdüreceğim" ifadelerini kullandı.
Konuşmasını üç bölüme ayıran Akil, ilk olarak "kabuk değiştiren Türkiye ve buna paralel olarak kendini en hızlı uyarlayan kurum olan Dışişleri Bakanlığı"nı anlattı. Ardından 37 yıllık tecrübeleri ışığında "diplomatlık" mesleğinin inceliklerini aktaran Akil, son bölümde ise dış politikaya yönelik değerlendirmelerde bulundu.
"GURUR DUYULACAK BİR ÜLKE HALİNE GELDİK"
Türk diplomatı olarak meslek hayatında son 10 senede en prestijli dönemini yaşadığını dile getiren Akil, "Bir Türk büyükelçisi olarak her yerde göğsümü gere gere dolaştım çünkü anlatacak bir başarı hikayemiz vardı. Bu başarı hikayemiz de her yerde dinleniyordu. Türkiye büyük bir kalkınma hamlesi gerçekleştirdi. Altyapısını yeniledi, şimdi arkadaşlarım gülecek ama Kargı'daydım, oradan buraya kadar hep duble yollardan geldik. Keza Samsun'dan Kargı'ya kadar aynı şekilde gittik. Yani gurur duyulacak bir ülke haline geldik" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin kabuk değiştirdiği sırada Dışişleri Bakanlığı'nın da kendisini bu değişikliğe göre ayarladığını belirten Akil, eskinden görevleri daha çok "temsil" ve "siyaset" ağırlıklı alan Dışişleri Bakanlığı'nın, büyüyen bir Türkiye ekonomisi karşısında kendisini entegre ettiğine dikkat çekti.
İŞADAMLARINA ELEŞTİRİ
Akil, sözlerini şöyle sürdürdü: "İşadamlarımız hala bir ülkeye gittiklerinde büyükelçiliğe uğrayıp 'Sayın Büyükelçim, ben bu ülkede yatırım yapmak istiyorum, bu ülkenin şartları nedir, ne değildir, neye dikkat etmeliyim?' diyor. Gelişmiş ülkelerin iş dünyasının kazandığı refleks maalesef iş dünyamızda henüz yerine oturmadı. Bizim işadamlarımız duvara çarpınca geliyorlar. Sorun olunca büyükelçiliklerimize geliyorlar" dedi.
Kabuk değiştirme sürecinde Dışişleri Bakanlığı Teşkilat Yasası'nın değiştirilerek memurlara mütevazi düzeyde de olsa haklar sağlandığını belirten Akil, bu dönemde Dışişleri Bakanlığı'nın yüzde 43 büyüdüğüne, 169 olan dış temsilcilik sayısının 234'e çıktığını kaydetti.
"KARŞILAŞTIĞIMIZ EN BÜYÜK GÜÇLÜKLERDEN BİRİSİ EŞLERİMİZ VE ÇOCUKLARIMIZ"
Genç meslektaşlarının bazı ülkelerde, yaşadıkları bütün zorluklara rağmen canla başla çalışarak büyükelçilikler açtığını ifade eden Akil, "Eşlerinden, çocuklarından ayrı kaldılar, çeşitli hastalıklarla mücadele ettiler ama hiçbir zaman yılmadılar ve bu başarı öyküsünde onların da büyük payı olduğu için kendilerine, genç meslektaşlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Hakikaten yaptıkları iş alkışlanmaya değer. Bizim, mesleğimizde karşılaştığımız en büyük güçlüklerden birisi de eşlerimiz ve çocuklarımız. Maalesef diplomat çocuğu olmak oldukça zor bir şeydir çünkü hangi ülkeye gitseniz 'kara koyun'sunuz. Çocuk her zaman o sınıfın yabancısı oluyor. Bunu yaşamak çocuklarda hakikaten kolay değil. Eşlerimiz kendi mesleklerini bırakıp kocalarının kariyeri için mücadele ediyorlar. Kocalarıyla birlikte çalışıyorlar. Bize her zaman destek olan eşlerimize ve çocuklarımıza teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
"DİPLOMATLIK 'AYIN KARANLIK VE PARLAK YÜZÜ' GİBİ"
Diplomatlığı "ayın karanlık ve parlak yüzü"ne benzeten Hakkı Akil, diplomatlık mesleğinin bir "eğlence" ve "zevk" olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirtti. Yaşadığı bir anıyı paylaşan Akil, "Bir gün Fransızlarla bir öğle yemeğim vardı, Türkiye'den de bir heyet geldi, Dışişleri Bakanlığı'mdan bir talimat, 'Aman bunları yemeğe al, bizim açımızdan çok önemli bir heyet' diye. Baktım Fransız yemeğini iptal edemem, diğerini de yapmam gerekiyor. Bir öğlen iki yemek yemek zorunda kaldım" dedi.
"DİPLOMATLARA HAKSIZLIK YAPILIYOR"
Tecrübeli büyükelçi, diplomatların yaşadığı zorlukları aktarırken, 270 bin kişilik bir vilayette birçok kurumun gerçekleştirdiği hizmetlerin, bir başkonsoloslukta 25 kişiyle verildiğine dikkat çekti. Akil, bu açıdan kamuoyunda kendilerine haksızlık yapıldığını söyledi.
Yanlış bir algıyı düzeltmek istediğini belirten Akil, diplomatların kamuoyunda bilindiği gibi hep "ayrıcalıklı ailelerden gelen kişiler" olmadığını, bu göreve tırnaklarıyla kazıya kazıya geldiğini anlattı. Akil, diplomatların Dışişleri Bakanlığı'nın başarısını kendi başarıları olarak gördüğünü ifade etti.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN DİPLOMATLAR İÇİN DESTEK TALEBİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önümüzdeki süreçte büyüyen teşkilat çerçevesinde diplomatların hakkıyla yerine getirebilmeleri için destek isteyen Akil, "Bakanlığımızın bütçedeki payı her sene maalesef düşmektedir. Yani yüzde 43 büyüyen bir bakanlığın bütçedeki payı sürekli olarak düşüş kaydediyor. En son buraya gelmeden sorduğumda, bu sefer binde 4.03'e düştüğü söylendi. İnşallah bundan sonraki dönemde bu daha iyi olur. Bir de belki bu zor ülkelerde görev yapan arkadaşlarımızın durumlarında bazı iyileştirmeler yapılabileceğini düşünüyorum. Çünkü ben de bu tür bir ülkede görev yaptım" şeklinde konuştu.
Hakkı Akil, Türkmenistan'da görev yaptığı 2005-2008 yıllarına ilişkin renkli bir anısını şöyle paylaştı: "İlk Büyükelçiler Konferansı'ndaydı, ben kalktım, 'Büyükelçilerin de durumu pek parlak değil ben Türkmenistan'da görev yapıyorum, 5 bin dolar maaş alıyorum ve bu maaş bir şantiye şefinin aldığı maaş' demiştim. Bana gelen bilgi doğruysa Sayın Cumhurbaşkanımıza o dönemde Başbakanken bu konu arz edilmiş, bir büyükelçi böyle böyle söylüyor denilince Sayın Cumhurbaşkanımız da haklı olarak 'Gayet iyi o zaman gitsin, şantiye şefi olsun' demiş. Bu tür ülkelerde görev yaptığımız zaman eşimizi götüremiyoruz. Ayrı bir ev açıyor, Türkiye'de. Çocuğumuz o ülkenin dilini bilmediği için ayrı bir ülkede okuyor. Yurt dışında çocuk okutmanın ne kadar zor olduğunu Sayın Cumhurbaşkanımız bizlerden daha iyi bilir. Üstelik de bu ülkelerde görev yapan genç arkadaşlarımız en düşük maaşları alıyorlar. Yani hakikaten uluslararası alanda hakkaniyet ararken Bakanlık içinde de bence bu tür bir hakkaniyeti gözetmemiz gerektiğini düşünüyorum."
Akil'in bu sözleri üzerine salonda renkli anlar yaşandı.
"ERMENİLER HİÇBİR ŞEKİLDE BEKLENTİLERİNE KAVUŞAMADI"
Dış politikaya ilişkin değerlendirme yapan Akil, "2015 yılı güney sınırımızdaki gelişmeler dışında bence başarılı bir yıldı. Arkadaşlarımızla dün akşam toplandığımızda, genel bir analizini yaptığımızda, Kıbrıs müzakerelerinin başlamasını olumlu bir gelişme olarak değerlendirdik. İnşallah olumlu bir şekilde sonuçlanır. 1915 olaylarına ilişkin yüzüncü yılda da asgari hasarla atlattık diyebilirim. Ermeniler hiçbir şekilde beklentilerine kavuşamadılar hatta mevzi kazandık demem de mümkündür. Güney sınırımızdaki gelişmeler biraz aleyhimize bir durum görülse de ben eminim ki 2016'da bu yönde de olumlu gelişmeler olur" dedi.
Akil, veda konuşmasını 37 yıl çalıştığı Dışişleri Bakanlığı ile gurur duyduğunu söyleyerek tamamladı. - ANKARA