3. NATO Çoklu Ortam Harekatı Konferansı bu yıl Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor

3. NATO Çoklu Ortam Harekatı Konferansı bu yıl Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor Genelkurmay Başkanı Orgeneral Gürak: "Öngörülemez ortamda güvenliğin sağlanması eskisinden daha zor hale gelmiştir" "Türkiye NATO'nun güney kanadının güvenliğini sağlamada stratejik bir etkiye...
3. NATO Çoklu Ortam Harekatı Konferansı bu yıl Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Gürak:
"Öngörülemez ortamda güvenliğin sağlanması eskisinden daha zor hale gelmiştir"
"Türkiye NATO'nun güney kanadının güvenliğini sağlamada stratejik bir etkiye sahiptir"
"NATO'ya sadece askeri gücümüzle değil, yeni nesil teknolojik yeteneklerimizle de değer katmayı hedefliyoruz"
Savunma Sanayii Başkanı Görgün:
"Ürettiğimiz sistemlerin yaklaşık yüzde 75'inin NATO kuvvetlerince kullanıldığını gururla ifade etmek isterim"
ANKARA - NATO Müttefik Dönüşüm Komutanlığı tarafından her yıl düzenlenen NATO Çoklu Ortam Harekatı Konferansı'nın üçüncüsü, bu yıl Türkiye'nin ev sahipliğinde Ankara'da gerçekleştiriliyor.
NATO Müttefik Dönüşüm Komutanlığı tarafından her yıl düzenlenen NATO Çoklu Ortam Harekatı Konferansı'nın üçüncüsü, 21-22 Mayıs tarihlerinde Türkiye'nin ev sahipliğinde Ankara'da bir otelde gerçekleştiriliyor. Bu yıl "Muharebenin Geleceğini Keşfetmek: Harekat Alanını Şekillendirmede Çoklu Ortam Harekatlarının Rolü" temasıyla yapılan konferansta geleceğin muharebe ortamına yönelik değerlendirmelerde bulunuluyor.
"Öngörülemez ortamda güvenliğin sağlanması eskisinden daha zor hale gelmiştir"
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, yaptığı konuşmada küresel güvenlik ortamının her zamankinden daha karmaşık ve belirsiz hale geldiğini dile getirdi. Orgeneral Gürak, muhtemel istikrarsızlıkların sonuçlarının tüm dünyayı etkileyecek şekilde hızla evrildiğini belirterek, "Yapay zeka, hipersonik, nanoteknoloji ve robotik gibi eşzamanlı gelişen teknolojiler, savaşın karakterinde temel bir değişiklik oluşturmuştur. Böyle bir asimetrik ve öngörülemez ortamda güvenliğin sağlanması eskisinden daha zor hale gelmiştir" ifadelerini kullandı.
Çoklu Ortam Harekatı'nın önemine değinen Orgeneral Gürak, "Gelecekteki muharebe sahasında istenen etkiyi nasıl gerçekleştireceğimizi anlamak, tüm harekat ortamlarında kuvvetlerimizi kullanma tekniklerini geliştirmek, istenen son duruma ulaşmak için sivil unsurları ne ölçüde harekata dahil etmek gerektiğine dair hususlarda bize fırsatlar tanımaktadır" şeklinde konuştu.
"Türkiye NATO'nun güney kanadının güvenliğini sağlamada stratejik bir etkiye sahiptir"
Bugüne kadar MDO yaklaşımının geliştirilmesi yönünde birçok adım atıldığına dikkati çeken Gürak, bu konferansın müttefikleri bir adım daha ileriye taşıyacağına işaret ederek, "Türkiye, coğrafi konumu itibarıyla hem NATO'nun güney kanadının güvenliğini sağlamada hem de küresel tehditlerin önlenmesine katkı sağlamada stratejik bir etkiye sahiptir. Terörizmle mücadele kapsamında yürüttüğümüz sınır ötesi operasyonlar; sadece ulusal güvenliğimizin korunmasını değil, aynı zamanda NATO topraklarında NATO'nun kolektif savunma ve caydırıcılık kapasitesinin güçlendirilmesini de hedeflemektedir" açıklamasında bulundu.
Türkiye'nin Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Pençe serisi gibi operasyonlarla PKK ve DEAŞ gibi terör örgütlerine ağır darbeler indirdiğini aktaran Orgeneral Gürak, "Çoklu ortam harekat yeteneklerini de sahada başarıyla uygulamıştır. Bu operasyonlar kara, deniz, hava, siber ve uzay alanlarının entegre bir şekilde kullanıldığı modern askeri doktrinlere örnek teşkil etmektedir" şeklinde konuştu.
"NATO'ya sadece askeri gücümüzle değil, yeni nesil teknolojik yeteneklerimizle de değer katmayı hedefliyoruz"
Orgeneral Gürak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çoklu ortam harekatının temel unsuru olan eş zamanlı ve uyumlu güç kullanımı, Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından sahada deneyimlenmiş ve geliştirilmiştir. İnsansız hava araçlarının etkin kullanımı, elektronik harp kabiliyetleri, uydu görüntülerinden istifade, istihbarat paylaşımı ve siber güvenlik önlemleri gibi alanlardaki başarılar, NATO içinde çoklu ortam harekatı anlayışının somut bir pratiği olmuştur. Türkiye'nin yeni nesil tehditlerle mücadelede pratik örnekler sunabilecek sahadaki tecrübelerinden istifade edilmesi, NATO'nun eğitim ve tatbikat faaliyetlerinde MDO'nun daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayabilecektir. NATO'ya sadece askeri gücümüzle değil, yeni nesil teknolojik yeteneklerimizle de değer katmayı hedefliyoruz. Ülkemiz, teknolojik olarak son yıllarda yapılan yatırımlar, vizyonlu projeler ve güçlü bir irade sayesinde çok önemli bir dönüşüm gerçekleştirmiştir. Kendi savunma ihtiyaçlarını karşılamakla birlikte NATO müttefiklerinin de dahil olduğu birçok ülkeye savunma ve güvenlik sistemleri ihraç eden bir ülke haline gelmiştir. Özellikle insansız kara, deniz ve hava araçları, zırhlı kara araçları, deniz ve hava platformları, füze sistemleri, siber güvenlik ve elektronik harp alanlarında birçok başarılar elde ettik. Bu teknolojilerin birliklerin emrinde etkin ve etkili şekilde kullanımı ile ülkemiz, savunma teknolojilerini üretebilen ve silahlı kuvvetlerine entegre edebilen lider ülkeler arasına girmiştir. Tüm bu başarılarımıza rağmen, özellikle yapay zeka destekli savunma sistemleri, uzay teknolojileri ve elektronik harp gibi alanlarda yeteneklerimizi daha ileriye götürmek için müttefiklerimizle aramızda yapılacak işbirliğine hazırız. Çoklu ortam harekatı çalışmalarına yönelik müttefik dönüşüm komutanlığının gayretli çalışmalarını takdir ediyoruz. Söz konusu çalışmaların geleceğin güvenlik ortamında askeri stratejik hedeflere ulaşılması, ittifakın bugün sahip olduğu üstünlüğün muhafazası ve geliştirilmesi için önemli olduğuna inanıyoruz."
"Ürettiğimiz sistemlerin yaklaşık yüzde 75'inin NATO kuvvetlerince kullanıldığını gururla ifade etmek isterim"
Programda konuşan Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün ise, Türkiye'nin NATO'ya en başından bu yana koşulsuz askeri destek sağlamasından duyduğu gururu belirterek, "Savunma sanayii, çoklu alan operasyonlarının geliştirilmesi ve uygulanmasında kilit bir rol oynamaktadır. SSB olarak halihazırda bin 100'den fazla aktif tedarik ve Ar-Ge programı yürütmekteyiz. Bugün Türk savunma sanayiinin dünyanın 11. büyük ihracatçısı olduğunu ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yapılan teslimatlarla birlikte ürettiğimiz sistemlerin yaklaşık yüzde 75'inin NATO kuvvetlerince kullanıldığını gururla ifade etmek isterim" dedi.
Yapay zekanın giderek karar destek mekanizmalarına entegre edildiğini belirten Görgün, "Günümüzde yapay zeka giderek karar destek mekanizmalarımıza entegre edilmektedir. Bulut tabanlı mimarilere geçişi ise birlikte çalışabilirlik ve gerçek zamanlı tepki kapasitesi açısından kilit bir unsur olarak görmekteyiz. Bu bağlamda, kamu kurumları, sanayi, akademi ve son kullanıcıları bir araya getiren, toplumun tüm kesimlerini içeren bir yaklaşımı benimsiyoruz. Geçtiğimiz hafta Denizkurdu Tatbikatı sırasında dünyada ilk kez iki adet TB3 insansız savaş uçağı, bir deniz platformundan eşzamanlı olarak havalanarak hedefe koordineli salvo atışı gerçekleştirdi. Bu operasyon yüksek düzeyde otonomi, hassas angajman ve ağ merkezli hedefleme yeteneğini ortaya koymuştur" ifadelerine yer verdi.
Görgün açıklamasına şöyle devam etti:
"2024 yılında Türkiye, savunma ve havacılık ihracatında 7 milyar ABD doları seviyesine ulaşarak önemli bir eşiği aşmıştır. Bu toplamın yüzde 55,4'ü NATO müttefikleri ve Ukrayna'ya gerçekleştirilmiştir. İlk 20 ülke arasında 10'unun NATO ülkesi ve Ukrayna olması, Türkiye'nin güvenilir ve stratejik bir ortak olduğunu açıkça göstermektedir. 3 bin 500 şirketimiz, binlerce farklı NATO standardındaki sistemimiz ve yaş ortalaması 34 olan Türk savunma sanayii ailesiyle NATO'ya hizmet vermeye hazırız. Bu stratejik ve zamanlaması isabetli konferansın düzenlenmesinde emeği geçen Müttefik Dönüşüm Komutanlığına, Türk Genelkurmay Başkanlığına ve mesai arkadaşlarıma teşekkür ederim. Gelin, sadece savaşın geleceğini konuşmakla kalmayalım; onu birlikte şekillendirelim."
Düzenlenen konferansa Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, NATO Müttefik Dönüşüm Yüksek Komutanı Oramiral Pierre Vandier ve NATO müttefik ülkelerinin temsilcileri ile stratejik ve operatif komutanlıklarda görev yapan personel katıldı.