25 Yıllık Arkadaşının Gözünden Başbakan Davutoğlu
AK Parti Tokat Milletvekili Adayı Prof. Dr. Coşkun Çakır, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile 25 yıldır süre gelen arkadaşlığı ve dostluğu olduğunu ifade ederek, “Sadece ilim adamı değildir Ahmet Davutoğlu, aynı zamanda bir fikir adamı, hizmet adamıdır” dedi.
AK Parti Tokat Milletvekili Adayı Prof. Dr. Coşkun Çakır, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile 25 yıldır süre gelen arkadaşlığı ve dostluğu olduğunu ifade ederek, "Sadece ilim adamı değildir Ahmet Davutoğlu, aynı zamanda bir fikir adamı, hizmet adamıdır" dedi.
Tokat'ta seçim çalışmaları kapsamında ziyaretlerini sürdüren AK Parti Tokat Milletvekili Adayı Coşkun Çakır, Başbakan Ahmet Davuoğlu ile yakın arkadaşlığıyla ilgili soruları cevapladı. Tokat AK Parti Milletvekili Aday listesinin Ankara'ya yakınlığı bağlamında ciddi bir avantaja sahip olduğunun altını çizen Çakır, "Sayın Başbakanımızla uzun yıllar beraber olma şansına sahip bir hemşehrinizim. Asistanlık öğrencilik yıllarımda başlayan ilişkimiz yıllar içerisinde ortak mesai yapmaya kadar varmıştır. Özellikle İstanbul'da vakıf, yayın faaliyetlerinde, araştırma merkezlerinde uzun yıllara beraber çalışma şansına sahip olduk. Daha ötesinde kendisi bir vakfın başkanlığını yürütürken genel sekterliğini başka bir ifade ile yardımcılığını yapma şansına sahip oldum. Arkasından Ankara'ya gittiğinde de Sayın Başbakanımız orada da kendisine beraber olma şansına sahip olduk. Bu tanışıklık, bu hukukun, bu ilişkinin bu münasebetin Tokat'ımız için hayırlı anlamlı bir ilişki olduğunu düşünüyorum. İnşallah bunun neticesini semeresini de almış oluruz diye düşünüyorum" diye konuştu.
ÇAKIR, AHMET DAVUTOĞLU İLE İSTANBUL ŞEHİR ÜNİVERSTESİ'NİN KURULUŞUNDA YER ALDI
AK Parti Tokat Milletvekili Adayı Coşkun Çakır, Başbakan Davutoğlu ile üniversiteyi bitirdikten sonra kurulan vakıf aracılığı ile tanıştığını ifade ederek, "Sayın Ahmet Davutoğlu, üniversiteyi bitirmiş doktorasını yapmış ve İstanbul'da Bilim ve Sanat Vakfı'nı kurmuştu. Ben de üniversiteyi bitirdiğimde onların halkasına katıldım. Beraber akademik çalışmalar yaptık, medeniyet araştırmaları üzerine konuşmalar, tartışmalar yaptık. Sonra vakfımızı büyüttük ve vakfımız bir üniversite gibi oldu. Bu vakfımız zaman içinde bir enstitü gibi bir araştırma merkezleri ile akademik dergileri ile 4 tane araştırma merkezi ile kıymetli bir kurum haline geldi. Bu vakfımız artık vakıf çerçevesi içerisine sığmayınca orada vakfımızı korumak suretiyle üniversite tabir oldu ve İstanbul şehir üniversitesi doğdu. Ben İstanbul şehir üniversitesinin kuruluşunda da yer aldım. Şehir üniversitesinin kurucularının en başta hiç kuşkusuz hocamız Başbakanımız Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'dur. Bende onlarla beraber bu üniversitenin kuruluşunda yer aldım. Burada bir yıl kurucu dekanlık ve arkasından 5 yıl rektör yardımcılığı yaptım. En son ayrıldığımda bir taraftan Ankara'daki kamu görevim olan TRT ve Basın İlan Kurumu'ndan diğer taraftan da özel görevim olan İstanbul Şehir Üniversitesi'nden ayrılmak suretiyle Tokat'tan milletvekili adayı oldum. Ama ben bu ayrılığı sadece resmi bir ayrılık olarak terakki ediyorum. Hem TRT hem de basınla bağım organik ilişkim devam edecektir. Diğer taraftan da yıllarca üniversite hocalığı yapan bir akademisyen bir profesör olarak ta üniversite olan ilişkimiz devam edecektir" şeklinde konuştu.
"BAŞBAKAN DAVUTOĞLU, HOCALARIN HOCASIDIR"
Sayın Başbakan Davutoğlu'nu çok kavramla tanımlayabileceğini ifade eden Milletvekili Adayı Çakır, açıklamalarına şöyle deva etti: "Her şeyden önce kendisi bir ilim adamıdır. Alanında çok yetkin bir kişiliktir. İki alanda uzmanlaşmıştır. Hem ekonomi okumuş hem de siyaset bilimi uluslararası ilişkiler tahsil etmiştir. Doktorasını da ekonomiyi bir miktar kenara koymak suretiyle uluslaarası ilişkilere siyaset bilimine yönelmiştir. Ağırlık olarak siyaset bilimi, siyaset felsefesi çalışmış fakat bir taraftan da uluslararası ilişkiler konusunda yoğunlaşmıştır. Artık herkesin bildiği gibi o bilgi adamı olmuştur. Sadece ilim adamı değildir Ahmet Davutoğlu, aynı zamanda bir fikir adamıdır. İlmi, akademiyi, yaban kuru bir faaliyet olarak düşünmez. Akademiyi, ilmi aslında bir fikir hareketi olarak insanları aydınlatacak, aydın entelektüel bir çerçeve tablo olarak dünya olarak görmek ister. Yaptıkları da genelde bu çerçevede olmuştur. Aynı zamanda Ahmet Davutoğlu, ilim fikir adamının yanı sıra bir hizmet adamıdır. Sözünü etmiş olduğun sadece Bilim ve Sanat Vakfı'nın onunu dışında birçok vakfın STK'nın gönüllü kültür teşekkülünün kuruluşunda kurucu olarak, üye olarak bir şekilde hizmet vermek suretiyle yer almış bir sosyal hizmet adamıdır. Fakat nihayetinde onu hangi kavrama tanımlamak gerekir diye soracak olursanız herkesin söylediği gibi artık bununda kendisinden çok memnun olan bir motto anahtar kavramı olarak hocadır, hocaların hocasıdır."
"BİZLER NE HOCAMIZ NE DE BİZ UZUN UZUN PLANLAR, PROGRAMLAR YAPARAK HAYATA BAKMADIK"
Başbakan Ahmet Davutoğlu ile 25 yıla dayanan dostluğu, arkadaşlığı döneminde unutamayacağı birçok anısı olduğunu belirten Çakır şunları kaydetti: "İstanbul Üniversitesi'nde asistan olarak görev yaparken, Sayın Davutoğlu merkez binaya ziyarete geldi. Beraber İstanbul boğazına karşı yemek yedik. Bahçede o tarihi kapının arkasının yan kulesinin önünde yürüyerek sohbet ederken, 'Bana ne istersin, ne arzularsın?' demişti. Ben de 'Değerli ağabey hocam iki düşüncem var. Bunlardan bir tanesi güçlü bir kütüphane, ikincisi de bir üniversite kurmak olduğunu' söylemiştim. Çok şükür bu isteklerimiz gerçekleşti. Şu anda üniversitemizi kurduk. Öte taraftan da üniversitemiz bünyesinde muazzam bir kütüphane kurduk. Sadece üniversitemiz bünyesinde değil vakıf bünyesinde de Türkiye'de birçok üniversitenin sahip olmadığı yüz binin üzerinde basılı kitabı olan bir vakıf kütüphanemiz yine kitabı dergisi ile 200 binin üzerine çıkmış bir kütüphanemiz var. Aslında hayallerimiz gerçek oldu. Bizler ne hocamız ne de biz uzun uzun planlar, programlar yaparak hayata bakmadık. Cenabı hakkın önümüze koyacağı fırsatları imkanları bekledik. Koyduğu zamanda bir vazife terakki etmek suretiyle yola koyulduk. Bugünde öyle. Ben akademide yola koyulmuştum, kariyerimi akademi de yapmak üzere bir yola çıktım. Akademik kariyerimin zirvesine geldim. 2008 yılında profesör oldum. Arkasından bürokrasiden bir görev geldi. Akademi ve bürokrasiden sonra Cenab-ı Hak bizlere bir imkan bir fırsat nasip etti. Şimdi de siyasette hizmet etmeye çalışacağım. Siyasette vereceğim hizmetin kendi memleketimde doğduğum, büyüdüğüm topraklarda kendi coğrafyamda güzel Tokat'ımızda olması da benim için ayrıca özel hususi bir gurur kaynağıdır." - TOKAT