2018 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye'nin global ekonomide kendi devlerini yaratacağını belirterek, "Türkiye, her şeye rağmen son çeyrekte dünyada büyümede bir numara olmuş ve toplamda baktığımız zaman da 7,4'lük büyümesiyle de yine de dünyada bir numara olmuş G20'de, OECD üyesi ülkelerde.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye'nin global ekonomide kendi devlerini yaratacağını belirterek, "Türkiye, her şeye rağmen son çeyrekte dünyada büyümede bir numara olmuş ve toplamda baktığımız zaman da 7,4'lük büyümesiyle de yine de dünyada bir numara olmuş G20'de, OECD üyesi ülkelerde." dedi.
Zeybekci, TBMM Genel Kurulunda, Bakanlığının 2018 yılı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, ekonomik göstergeler konusunda bugünü geçmişle kıyaslarken sadece 2001-2002 yıllarının esas alınmasında hata yapılacağını, bu yıllara ait göstergeler için 1990'lı yılların da incelenmesi gerektiğini söyledi.
"IMF'nın Türkiye masa şefi Carlo Cottarelli Türkiye'ye geldiğinde, Türkiye'nin Başbakanı, bakanları, Hükümeti içtimaya girmişti." diyen Zeybekci, o dönemde Türkiye'nin bir "bakan dayatması" yaşadığını, 1990'lı yıllarda koalisyon hükümetlerinde yer almak için "İktidar olayım da hükümete geleyim de ne olursa olsun", "Onlar ne veriyorsa beş fazlası benden" anlayışlarının sonucu olarak Türkiye'de 38 yaşındaki erkeklerin, 35 yaşındaki kadınların emekli edildiğini hatırlattı.
Zeybekci, 2002 yılında toplanan vergilerinin yüzde 87'sinin faize gittiğini, kalan yüzde 13'ü ile bir şey yapılmadığı için Türkiye'nin Dünya Bankasına, IMF'ye ve uluslararası kuruluşlara teslim olduğunu belirterek, geçmiş dönemlere ait, Türkiye'nin kamu bankaları olan Halk Bankası, Ziraat Bankası ve Vakıflar Bankasına ilişkin, "Bunların özelleştirilmesinin sürecinin tamamlanması, özelleştirilemiyorsa kapatılması" diye taahhütler bulunduğunu anlattı.
Kamu bankalarının 2001 yılındaki kamu zararlarının 22,9 milyar lira olduğunu anımsatan Zeybekçi, "Peki, bugün ne oldu? Halkbank, Vakıfbank ve Ziraat Bankası son on beş yılda 82,8 milyar lira sadece kar etti. Söz konusu bankaların aktif toplamı 2002 yılında 67 milyar lira, bugün 805 milyar lira. Bunlar, Türkiye'nin büyüyen ekonomisinden kar ediyor, gelişen ekonomisinden kar ediyor. Bir gecede 100 civarında Halkbank ve Ziraat Bankası şubesi kapatıldı bu ülkede ve sonuç itibarıyla tamamen kapatılacaktı. Yani bizim Halkbanka olan ilgi hep vardı zaten, ortadan kaldırmaktı amaç. Vakıfbank satışa çıktı bu ülkede." diye konuştu.
Vakıfbank'ın tamamı için bir Fransız bankası Societe Generale Bank'ın Türkiye'ye yapılabilecek en büyük hakaretlerden birini yaparak, "Vakıfbank'ı lütfederim, alırım ama sermayesine 750 milyon dolar daha ilave ederseniz nakit olarak alırım, bedavaya, sıfır bedelle." teklifte bulunduğunu belirten Zeybekçi, şöyle devam etti:
"Ve sonunda ne oldu? 2003 yılında nisan ayında, mayıs ayında aynı kurumlara bir daha yazı yazıldı, dendi ki 'Taahhütlerimizden vazgeçiyoruz, Halkbank'ı ve Ziraat Bankası'nı kapatmıyoruz, Vakıfbank'ı da satmıyoruz.' ve sonra ne oldu? ve 2003, 2004 ve 2005 yılında Vakıflar Bankası dünyanın en hızlı büyüyen bankası oldu ve 2005 yılının sonunda Vakıflar Bankasının yüzde 20'si Borsa İstanbul'da halka arz edildi. Neye biliyor musunuz? Yüzde 20'si 1 milyar 750 milyon dolara gitti, yüzde 20'si.
'Türkiye'nin kurla ilgili zafiyet yaşamasına gerektirecek hiçbir şey yoktur' diye bunu defalarca belirttik, defalarca söyledik ve en sonunda, bir gün bir açıklamada bulundum dedim ki 'Türkiye'nin toplam mükellefiyetleri, toplam kamu ve özel mükellefiyetleri, kısa vadeli borçları 114 milyar dolardır'. Merkez Bankasının stokları altınla beraber 120 milyar dolardır. Sadece özel sektörün döviz tevdiat hesaplarında olan yurt içinde 220 miyar dolar veya 260 milyar dolar. Fazlası var eksiği yok. Böyle bir şirketin pasifinde borçları var kısa vadeli, aktifinde de Merkez Bankasının varlıkları, altını artı özel sektörün de varlıkları."
Ekonomi Bakanı Zeybekci, Türkiye'de toplanan vergilerin sadece yüzde 10'unun faize gittiğini vurgulayarak, "Türkiye'den yeniden yüzde 87'i almak isteyenlerin karın ağrısı var. 2017 yılında ihracat hedefi 153 milyar dolardı Orta Vadeli Program'da, sonra revize ettik 156,5 milyar dolara koyduk ve şimdi de inşallah tarihi zirveye 2017 yılında yaklaşacağız yani aşacağız. Bu tarihi zirveyi adına koyduğumuz o dönemde, 2014 yılında ihracatın içinde 13 milyar dolar altın vardır." ifadelerini kullandı.
Zeybekci, "Hedefimiz şuydu; Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak biz ihracat hedeflerimizi 'Dünya ihracatından yüzde 1,5 pay alacağız.' diye açıkladık. Açıkladığımız yılda dünya ihracatı 19 trilyon dolardı. Türkiye'nin hedef olarak koyduğu yüzde 1,5 açıklanan yıldaki yüzde 0,83, Türkiye'nin ihracatının dünya ihracatından payı; hedefimiz 1,5. Yıl 2014, dünya ihracatı 19 trilyondan 16,5 trilyona düştü; yıl 2016, 15,9 trilyona düştü; 2017, 2018, 2017'de 17 trilyon dolara çıkıyor. Peki, Türkiye'nin dünya ihracatından aldığı pay nereye geldi? Yıl 2004 yüzde 0,68, yıl 2017 yüzde 0,91..." değerlendirmesinde bulundu.
-Genel Kurul'da "alçak" tartışması
Konuşması sırasında CHP milletvekillerinin itirazları üzerine Bakan Zeybekci, Necip Fazıl Kısakürek'in Büyük Doğu dergisinde yayınlanmış "Bugün bizdeki muhalefet iktidarı düşürmek için vatanı düşürmeye bile razıdır." sözünü hatırlattı.
Bunun üzerine CHP Grup Başkanvekili Engöz Özkoç, itirazda bulunarak, "Vatana ihanet eden sensin. Haddini bil de konuş. Bu alçaklıktır. Senin haddin değil muhalefete 'vatan haini' demek." ifadelerini kullandı.
Zeybekci de Özkoç'a hitaben, "Sen dil uzatırken ses çıkarmayacağız, biz burada bunlara cevap verirken haddimizi bilecekmişiz. Haddimi senden öğrenmeyeceğim, asla. Senden öğrenecek hiçbir şeyim de yoktur. Had bildirmek senin haddin değildir. Sadece ve sadece üstat Necip Fazıl Kısakürek'in söylediği sözü tekrar ettim. Ne var bunda? Yaran yoksa gocunmazsın." diye konuştu.
Özkoç'un "Alçakça konuşuyor" diyerek itirazlarını sürdürmesi üzerine AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, Özkoç'un üzerine yürüdü.
Bakan Zeybekci de Özkoç'a "Alçak sensin. Alçak sana benzer." karşılığını verdi. Bazı AK Parti ve CHP milletvekillerinin birbirlerinin üzerine yürümesi üzerine oturumu yöneten Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın, birleşime ara verdi.
Verilen aranın ardından konuşmasına devam eden Ekonomi Bakanı Zeybekci, 2017 yılında bugün itibarıyla verilen teşvik belgelerinin adet bazında yüzde 51, istihdam bazında yüzde 61, rakam bazında yüzde 80 geçen yıla göre artış yaşandığını, dünyanın en iddialı yatırım teşvik sisteminin devreye koyulduğunu, proje bazlı yatırım teşvik sistemi, terzi usulü teşvik sistemi gibi sistemlerin yürütüldüğünü söyledi.
AK Parti iktidarının halen yaklaşık 70 milyar liranın üzerinde teşvik belgesiyle ilgili Bakanlar Kurulunun çalışma yaptığını, yıl sonundan önce bunların ilan edileceğini ve Türkiye'nin global ekonomide kendi devlerini yaratacağını vurgulayan Zeybekci, "Türkiye, her şeye rağmen son çeyrekte dünyada büyümede bir numara olmuş ve toplamda baktığımız zaman da 7,4'lük büyümesiyle de yine de dünyada bir numara olmuş G20'de, OECD üyesi ülkelerde." diye konuştu.
Türkiye'nin enflasyonla mücadelede, istihdamla, işsizlikle ilgili sıkıntıları bulunduğunu ifade eden Zeybekci, "Her yıl 1,1 milyon vatandaşına istihdam sağlamak zorunda olan Türkiye, yüzde 6'nın altında bir büyümeyi sağlarsa zarardadır, ziyandadır. Tabii, bunları yaparken, bunları gerçekleştirirken de Meclisimizde bunları size arz ederken yüce Meclisin onayına Ekonomi Bakanlığının bütçesini sunarken de tabii ki bunun sevgisiyle, sevdasıyla çıkıyoruz ama bunları yok varsaydığınız, bunlar olmamış gibi varsaydığınız zaman da ağırımıza gidiyor." ifadelerini kullandı.
Bakan Zeybekci, hayatı boyunca hiçbir siyasetçiye ve siyasi partiye hakaret etmediğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Hiçbir zaman için de 'hain, alçak, şerefsiz' demedim çünkü ne yapacaksak siyasetle yapacağız, ne yapacaksak da siyasi partilerimizle yapacağız, ne yaparsak da Türkiye Büyük Millet Meclisimizin onayıyla yapacağız. Maalesef bir arkadaşımız yüzlerce defa şahsıma 'alçak' diye bağırdı, yüzlerce defa. Sabrettim, durdum, sustum, ağzımdan çıkan o 'alçak' kelimesini yüce Meclisin huzurunda söylemiş olmaktan dolayı da üzgünüm. Bir daha asla kullanmayacağım, bir daha asla bu kardeşinizin ağzından öyle kelimeleri duymayacaksınız.1956 yılında üstat Necip Fazıl Kısakürek'in söylediği söz, tam anlamıyla 'Bugün bizdeki muhalefet' deyip o güne hitap eden bir sözdür, bununla hiç kimseyi kastetmedim, hiç kimseyi de hedeflemedim. Kabul etmemek sizin hakkınızdır, buraya çıkarsınız, söylersiniz ama burada konuşan bir konuşmacıya, bir bakana yüzlerce defa 'alçak' denir mi?"
Türkiye'nin merde bile muhtaç olmaması, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği muasır medeniyet ve daha ilerisine geçmek için büyük bir yarış içinde olduğunu anlatan Zeybekci, "Bu yarışta tabii ki bize çelme takmak isteyenler olacaktır. Bölgesel menfaatleri, bölgesel çıkarları olanların da Türkiye ile ilgili hesapları olacaktır. 236 milyar dolarlık milli gelirin olduğu bir dönemde, toplam vergi gelirlerinin yüzde 87'sini faiz olarak alanlar, bugün 870 milyar dolara gelmiş olan Türkiye'nin vergi gelirlerinin yüzde 87'sini tekrar almak isteyeceklerdir. Bugün yüzde 10, hedefimiz bu yüzde 10'u da vergi gelirlerinden sıfıra indirmek, hedef bu. Bu hedefi de Allah'ın izniyle gerçekleştireceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Zeybekci, Türkiye büyürken üretimle, ihracatla, istihdamla ve yatırımla büyümek zorunda olduğuna dikkati çekerek, "Bununla ilgili de çok önemli kararlar alındı. Bunlara 'tesadüf' derseniz, kabul edemeyiz, Hükümetimize de hakaret olarak kabul ederiz, parti olarak da hakaret kabul ederiz. Bunların hepsi çok ince çalışıldı, en ince detayına kadar gergef gibi işlendi, planlandı ve bugün bu sonuçlar alınıyor. 2018 yılında Türkiye yine büyümeye devam edecek. Yine Türkiye, ihracatını artırmaya devam edecek. 2018 sonu itibarıyla Türkiye, 170 milyar dolarlık ihracat hedefini de geçecek." dedi.
Zeybekci, Ekonomi Bakanlığının 2018 yılı bütçesinin toplam 4 milyar 413 milyon lira olduğunu, bunun 222 milyon lirasının personel, 26 milyon lirasının SGK primleri, 101 milyon lirasının mal ve hizmet alımı, 21 milyon lirasının sermaye giderleri, 4 milyar 30 milyon liralık kısmının da ihracatçılara verilecek destek ve teşvikler olduğunu söyledi.
Bakan Zeybekci'nin konuşmasının ardından söz alan CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç da "Siz ekonomik verileri anlatırken diplomatik dil kullanırsanız, diplomatik dille söylerseniz biz de bunları diplomatik bir dille söyleriz ama siz ya da bir başkası Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu partisi Cumhuriyet Halk Partisine bir gönderme yaparak 'vatan haini' derse, kim olursa olsun, onun karşılığını alçaklıkla alır; bu, kesinkes böyledir." dedi. Ama 'Ben vatan haini demedim.' derseniz o zaman 'Siz de alçak değilsiniz.' deriz. Net ve açık söylüyoruz; Bize 'Vatan haini.' diyen herkes alçaktır, demeyenin alçaklıkla bir alakası yoktur." ifadelerini kullandı.
MHP Grup Başkanvekili Erhan Usta da söz alarak Bakan Zeybekci'nin 57'nci Hükümet dönemini kastederek "IMF Şefi Carlo Cottarelli'nin önünde içtimaya duruyordu Türkiye Cumhuriyeti devletinin bakanları." dediğini anımsatarak, "Geçmişteki bir hükümete, Sayın Bakanım, böyle bir ifadeyi kullanmanızı ben doğrusu yakıştıramıyorum. Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hiçbir hükümeti hiçbir IMF şefinin önünde içtimaya durmamıştır. Ayrıca diyorsunuz ki 'Türkiye Cumhuriyeti teslim oldu.' Bu ifadeler yakışık almıyor. Bu devlet, hepimizin devleti. Yani geçmişteki bir siyasi partiyi, bir hükümeti küçültmek, ülke olarak hepimizi küçültür." değerlendirmesinde bulundu.