2018 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonunda
CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının ithal eti 2 markette satışa sunduğunu ve rekabet kurallarını ihlal ettiğini belirterek, "Rekabeti ihlal eden devlet olduğu zaman bağımsız olduğu söylenen Rekabet Kurumunun hiçbir işlevi olmayacak mı?
CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının ithal eti 2 markette satışa sunduğunu ve rekabet kurallarını ihlal ettiğini belirterek, "Rekabeti ihlal eden devlet olduğu zaman bağımsız olduğu söylenen Rekabet Kurumunun hiçbir işlevi olmayacak mı? Et dağıtımı konusunda iki tane tekel yarattınız. Ne yaptık buna Ticaret Bakanlığı olarak, ne yaptık buna Rekabet Kurumu olarak?" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Rekabet Kurumunun bütçeleri üzerinde milletvekilleri söz aldı.
CHP İzmir Milletvekili Temizel, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının isminin geçmişten bugüne kadar birçok kez değiştiğini belirterek, bakanlığın yaptığı görev düşünüldüğünde en yakışan ismin "Gümrük ve Tekel Bakanlığı" olduğunu ifade etti.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığına ilişkin görev tanımı yapan Temizel, bakanlığa bağlı genel müdürlük ve bazı birimlerin görev tanımına uygun olmadığını, bakanlıkla irtibatlı bulunmadığını öne sürdü.
Temizel, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının kadroları ve yetişmiş kariyer mensubu personeli düşünüldüğünde değerli bir bakanlık olduğunu ve buradan gelen evrakları bütçe görüşmelerinde dikkatle okumaya çalıştıklarını vurgulayarak, kendilerine dağıtılan bütçe sunumundaki maddi ve mantık hatalarını sıralayarak, hataların bakanlığın saygınlığına, değerine gölge düşürdüğünü savundu.
Tütün kaçakçılığı konusunda bakanlığın çok ciddi çalışması gerektiğini belirten Temizel, " Türkiye'de tütün üretiminin kalmamış olması nedeniyle, Adıyaman'da tütün üretimi yapan vatandaşın hakkının korunması için size büyük görev düşüyor. Tütün konusunda ciddi kaçakçılıkla karşı karşıyayız, bunu engellemek de sizin göreviniz." dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığının sorumluluğu altındaki lisanslı depoculuk konusunda Türkiye'nin yıllardır yol alamadığını, hep yerinde saydığını iddia eden Temizel, " Türkiye'de lisanslı depoculuğu geliştiremiyoruz. Sadece buğday ve pamuk saklayabiliyoruz çünkü akmaz, kokmaz, çürümez. Fındıkta bile bunu yapamıyoruz kaldı ki bütün kabuklu ürünler depolamaya müsaittir. Fındığı dahi saklayamayan dünyanın en büyük fındık üreticisi, fındık yağı üretiminde alt sıralar yer alarak dünyaya da rezil olur. Lisanlı depoculuk konusundaki sorumluluğunuz sadece bütçeden bütçeye görüşülecek bir konu değil, bu konuda çok büyük sorumluluğunuz var." diye konuştu.
Zekeriya Temizel, Rekabet Kurumunun bütçesinin Gümrük ve Ticaret Bakanlığının bütçesiyle birlikte görüşülmesini de eleştirerek, "Bizim halkımız şikayet etmeyi bilmez bu yüzden Rekabet Kurumu şikayeti beklemeden de harekete geçmeli. Rekabeti ciddi olarak ihlal edecek olaylara müdahale etmek üzere kurulmuş bağımsız bir kurumun bütçesinin bir bakanlıkla görüşülmesi doğru değil. Rekabet Kurumunun bütçesinin ayrıca görüşülmesi gerekir." ifadesini kullandı.
-"Et dağıtımı konusunda iki tane tekel yarattınız"
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının ithal ettiği etleri satmak üzere iki marketle anlaştığını ve rekabet kurallarını ihlal ettiğini anlatan Temizel, şöyle devam etti:
"Bundan daha büyük rekabet ihlali söz konusu olabilir mi? Bu ülkenin yüz binlerce kasabı var, yüz binlerce et marketi var. Bunlar sadece 81 ilde örgütlü değil, binlerce ilçede hatta bazı köylerde bile örgütlüdür. Eğer devlet bir piyasa düzenleme işlemi yapıyorsa bu ürünü herkesin ulaşabileceği bir şekilde dağıtımını yapması gerekmez mi? 'İhale yaptık, A101 ile BİM'e verdim' dediği andan itibaren rekabetin 'R'si kalır mı? Belirli bir süre sonra bu işleri gören insanlar seri halde dükkanlarını, işyerlerini kapatmaya başlarsa bunun sorumluluğu kimin olur? Rekabeti ihlal eden devlet olduğu zaman bağımsız olduğu söylenen Rekabet Kurumunun hiçbir işlevi olmayacak mı? Et dağıtımı konusunda iki tane tekel yarattınız. Ne yaptık buna Ticaret Bakanlığı olarak, ne yaptık buna Rekabet Kurumu olarak?"
HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan, sınır kapıları konusunda hükümetin kapıların bulunduğu bölge halklarını kalkındıracak politikalar yürütmediğini öne sürerek, Kapıköy Sınır Kapısının uzun yıllardır Van'ın en önemli problemi olmaya devam ettiğini, sorunun sadece Van'ı değil, bölgeyi ve Türkiye'yi etkilediğini belirtti.
Kapıköy Sınır Kapısı'nın bu zamana kadar 7 kez açılıp, "terör örgütü buradan gelir elde ediyor" denilerek kapatıldığını ifade eden Ertan, gerçeğin çok farklı olduğunu, terör örgütünün sınır kapısından gelir elde etmesinin mümkün olmadığını bildirdi.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde hayvancılığın ve tarımın, iktidarın politikaları nedeniyle bitme noktasına geldiğini, esnafın vergiler altında ezildiğini savunan Ertan, vatandaşların geçimini sağlamak için tek yol olarak kaçakçılık yaptığını kaydetti.
Ertan, devletin kaçakçılığı önlemek için düzenlemeler yapmasının doğal olduğunu ancak bu düzenlemeler yapılırken sadece devleti korumak ve güvenlik kaygısıyla hareket edilmemesi, insanı ve ülkeyi koruyan düzenlemelere geçilmesi gerektiğini aktardı.
HDP'li Ertan, "Sınırlara da duvar örülüyor. Dünya ülkeleri sınırların kaldırılmasını tartışırken biz dört tarafımıza duvarlar örmeye başladık. Sınırları yükselterek ne kaçakçılığı ne insan geçişlerini önleyebilirsiniz ne de terörle mücadele edebilirsiniz. Bu duvarların yükselmesi ticareti bitirir, daha çok sorunlara yol açar." dedi.
Türkiye-Ermenistan arasındaki sınır kapısının da yıllardır kapalı olduğunu anımsatan Ertan, bu kapının açılmasının Türkiye'nin dış ticaret hacmini artıracağını, bölgenin kalkınmasına fayda sağlayacağını ve Gürcistan üzerinden yapılan ticaretin maliyetini düşüreceğini öne sürdü.
MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan da hükümetin bakanlıkları organize ederken yanlışlar yaptığını, bu yanlışların bakanlıkların icraatlarıyla gün yüzüne çıktığını öne sürerek, dış ticaret rakamlarının önce TİM tarafından, iki gün sonra da Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca açıklanmasının doğru bir uygulama olmadığını belirtti.
Türkiye'nin lisanslı depoculuk konusunda istenilen düzeye gelemediğini, kaçakçılık konusunda etkin olamadığını ifade eden Ayhan, sınır kapıları konusunda da farklı bakanlıklardan farklı açıklamalar yapılmasının doğru olmadığını öne sürdü.
Ayhan, "Habur Sınır Kapısı konusunda hükümetten farklı söylemler çıkıyor. Siz bir şeyler söylediniz, Ekonomi Bakanı farklı şeyler söyledi. Burada Türkiye'ye ihanet edenlere fırsat vermemeliyiz." dedi.
Üretici Fiyat Endeksinin yüzde 17-18 seviyelerinde olduğunu bu durumda hükümetin Tüketici Fiyat Endeksi'ni nasıl düşüreceğini merak ettiklerini anlatan Ayhan, "Hükümet ortaya koyduğu hedefler, henüz uygulamaya geçilmeden delinmeye başlandı, burada hükümetin hassasiyet göstermesi lazım. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olarak siz Maliye'nin veznesi olmuş durumdasınız. Aldığınız vergilerle tahsilattan sorumlu olmuşsunuz." diye konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam da Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) verilerine göre 2017 yılında 70 bin küçük esnafın kepenk kapattığını öne sürerek, "Küçük esnaf, zincir mağazaları karşısında ezilmektedir. Zincir mağazalar sadece alışveriş merkezlerinde değil köylere kadar giderek esnafı yok etmektedir. Kendi iş yerini kapatan küçük esnaf, şansı varsa zincir mağazaya tezgahtar olarak işe başlamaktadır. Ucuz etin de sadece iki zincir mağazada satılarak esnafı mağdur ettiğini görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.