Kişisel Bloguyla Ün Kazanan: Chiara Ferragni'nin Hikayesi

6.3 milyon Instagram takipçisiyle bir moda figüründen ziyade internet evreninin ilk sürüm süper starlarından biri olarak görülebilecek 1987 doğumlu İtalyan'nın yıllık dokuz milyon dolara yaklaşan ekonomik değeriyle Chiara Ferragni günümüz moda sahnesinin yeni kuşak dinamoları arasında.

2009 yılında Milano'daki Bocconi University'de bir hukuk öğrencisiyken The Blonde Salad isimli blogunu kuran Chiara, o günden bu yana çok yol kat etti. Flickr ve dönemin yükselişteki moda platformlarından Lookbook.nu'daki profilleriyle dikkatleri çeken genç girişimci, tasarımcı ve stil ikonu, kendi alanına sahip olmanın onu daha da güçlendireceği düşüncesinde haksız değildi. Bugün o günlere tekrar baktığında bu kadar başarılı olabileceğini hayal edebilir miydi?

Belki. Ancak şansın yanında olması, isabetli kararlar verdiği gerçeğini geri plana itmemeli. "Sanırım etrafımı saran muhteşem ekibimi oluşturmak dışında attığım en doğru adım, hayır demeyi öğrenmekti" diyor ve ekliyor, "Beni temsil etmediğini düşündüğüm birçok markadan, çok cazip teklifler aldım. Bu teklifleri reddetmek doğru ama göründüğü kadar da kolay olmayan hamlelerdi. Özellikle blogumun ilk zamanlarında bir teklifi geri çevirmek gerçekten korkutucuydu, devamının gelip gelmeyeceğini, bunun alacağım son teklif olup olmadığını bilmiyordum. Ancak zaman geçtikçe yalnızca doğru olduğunu düşündüğüm şeyleri yapmayı ve inanmadığım şeylerle ilgili paranın fikrimi değiştiremeyeceğini öğrendim."

Kâh Jeremy Scott'ın Moschino için tasarladığı über pop parçalarla, kâh Dior'un rafine ve sofistike feminen tasarımlarıyla karşımıza çıkan; hatta tek tip bir kadın olmaktan sıkıldığında 2013'te kurduğu kendi markasının imzasını taşıyan ziyadesiyle seksi dizüstü çizmelerini Vetements'un sokağın nabzını tutan sweatshirt'üyle tamamlayan Chiara'nın fazlasıyla dinamik bir stili var. Tüm bu eğlenceli denemelerin arasında kendini en rahat hissettiği görünümü soruyorum.

Çizgili bir triko ve kusursuz kesimiyle onun için üretilmiş gibi duran jean'iyle karşımda otururken "mesela tam da böyle" diyor: "Vintage, siyah jean'ler, rahat botlar ve beyaz bir tişört! Böyle bir görünümün içinde seksi, hareketli ve kendim gibi olabilirim." Çekime eşlik eden playlist'i, dünü ve bugünü kapsayan ilham dünyasının ispatı. No Doubt'tan yıldızı henüz parlayan Years & Years'a, Madonna'nın 2000'lerdeki parçalarından Red Hot Chili Peppers'a kendi jenerasyonunu etkilemiş ve etkilemeye devam eden isimlerin şarkıları tekrar tekrar çalıyor.

Forbes'un Avrupa kültür ve sanat sahnesinde otuz yaşın altında en etkili otuz isim listesine giren Chiara, bir zamanlar onu (ve etki alanını) bir blogger olduğu için azımsayanlarla bugün defilelerde en ön sırayı, davetlerde aynı masayı paylaşıyor. Onlara karşı bir kırgınlığı var mı, merak ediyorum. "İlk zamanlarda bana biraz zalim davranıldığı, çeşitli ortamlarda küçümsendiğim doğru. Komik olan şimdi işlerin değişmiş olması; herkes arkadaşım olmak istiyor" diyor tüm samimiyetiyle ve devam ediyor: "İçimden 'bak, şimdi kim gülüyor' dediğim oldu tabii, ama kırgınlığım yok, herkese nazik davranıyorum." Konu siber zorbalara geldiğindeyse ilk günden bu yana maruz kaldığı bazı haksız yorumlarla baş etmeyi öğrendiğini söylüyor: "Siber zorbaların büyük bir çoğunluğunun profilinde gerçek isimleri veya fotoğrafları yok, amaçları yalnızca anonim bir şekilde bana kendimi kötü hissettirmek. Her zaman güçlü bir karakterim oldu, bu yüzden zalim yorumlara kulak vermek yerine beni mutlu eden şeylere odaklanmaktan başka çarem olmadığını düşünüyorum." diyen Kişisel bloguyla dünya çapında ün kazanan Chiara Ferragni, Vogue Türkiye, Türk Modası özel sayısına röportaj verdi.