Medyanın Kalbi Batman'da Attı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Konrad Adenauer Vakfı Batman'da eğitim semineri düzenledi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin Konrad Adenauer Stiftung ile ortaklaşa düzenlediği Yerel Medya Projesi çerçevesinde hayata geçirilen eğitim seminerlerinin 71'incisi Batman'da yapıldı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Konrad Adenauer Stiftung'un (KAS) ortaklaşa düzenlediği 71'inci Yerel Gazetecilik ve Meslek İçi Eğitim Semineri, Mardin, Siirt, Diyarbakır, Batman ile çevre il ve ilçelerden çok sayıda gazetecinin katılımıyla gerçekleştirildi. Batman Mezopotamya Otel'de düzenlenen seminerin sunuculuğunu Mehmet Mahmutoğlu üstlendi.
Seminere; TGC Başkanı Turgay Olcayto,TGC Önceki Başkanı Orhan Erinç, TGC Başkan Yardımcısı Recep Yaşar, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGC Genel Saymanı Gülseren Güver, TGC Genel Sekreter Yardımcıları Ahmet Özdemir ve Niyazi Dalyancı, TGC Hukuk Danışmanı Avukat Gökhan Küçük, Konrad Adenauer Stiftung (KAS) Türkiye Temsilcisi Dr. Colin Dürkop'un da aralarında bulunduğu 150 gazeteci katıldı.
ÖLDÜRÜLEN GAZETECİLER ANILDI
Seminerin açılış konuşmalarını Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto ve Konrad Adenauer Stiftung Türkiye Temsilcisi Colin Dürkop, Batman Valisi Azmi Çelik ve Batman Belediye Eş Başkanı Gülistan Akel yaptı.
OLCAYTO: GAZETECİLER KAMUYU AYDINLATIYOR
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, şunları söyledi:
"Gazeteciler, kamuyu aydınlatma görevi yapar. Gazeteci, halka doğru bilgi vermeye, halkın bilgi edinme hakkını korumaya ve halka doğru bilgi aktarmaya çalışır. Ancak bu görevini yerine getirirken devlet tarafından çeşitli engellerle karşılaşıyor. Bu sadece Türkiye'de değil dünyada da böyle. Gazeteciler eleştirdiği için çok sevilmez. Çünkü gazeteciler, kamu adına eleştirir. Gazetecilere ülkemizde ağır baskı uygulanıyor. Sık sık yasaklar getiriliyor. Bunlardan en önemlisi de mahkemelerin koyduğu yayın yasakları. En yenisi, Musul olaylarına ilişkin getirilen yayın yasağıydı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yayın yasağına basın özgürlüğüne müdahale ve sansür niteliği taşıdığı gerekçesiyle itiraz etti. Halk, Musul'da neler olduğunu, rehinelerin, tır şoförlerinin durumunu öğrenmek istiyor, insanlar orada neler olduğunu merak ediyor. Bütün bu haberleri dünya verirken Türkiye'de bu konuyla ilgili haberler verilemiyor."
DÜRKOP: YEREL GAZETELER BÖLGELERİNİN IŞIĞIDIR
Konrad Adenauer Stiftung Türkiye Temsilcisi Colin Dürkop, şunları dile getirdi:
"Halkın sesi ve bilgi kaynağı olan yerel medya ve gazeteler yol göstericidir. Oralarda yaşayan insanların ışığıdırlar. Yani kısaca vazgeçilmezlerdir. Her meslekte olduğu gibi yerel gazeteciler ve yerel medyanın da birçok sorunu olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu sorunların aşılması için birlikte yapacağımız eğitimin bizlere daha doğrusu gazetecilere katkısı olacağına inanıyorum.
AZMİ ÇELİK: GAZETECİLER ELEŞTİRİLERİYLE BİZE YOL GÖSTERİYOR
Batman Valisi Azmi Çelik, 71'inci Yerel Gazetecilik Semineri'nin Batman'da düzenlenmesinden dolayı TGC ve KAS yöneticilerine teşekkür ederek sözlerine başladı. "Batman, 15 yıl öncesine göre, çok büyük gelişme kat eden ender illerden biridir. Batman, bölgedeki huzursuzluktan, terörden çok çekmiştir. Batman'ı bu sıkıntıları aşma konusunda da azimli, kararlı, değerlerine bağlı insanların yaşadığı il olarak da tanımlıyoruz. Bu sıkıntıların aşılmasında basın mensuplarının göstereceği kararlılık ve doğru habercilik çok önemli. Eleştiriler, kamu kesiminde görev yapanlar, yöneticiler için yol göstericidir. Gazetecilerimiz aynı zamanda kamu görevi yapıyor. Kamuyu bilgilendirme görevi yapıyor. Bizler bu anlamda birlikte hareket ediyoruz, birlikte hareket etmeliyiz. Gazetecilerimiz sadece eleştirmiyorlar güzel şeyler de yazıyorlar. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin ileri seviyede geliştiği günümüzde hiçbir olay bölgesel kalmıyor. Yerel basın da bu teknolojik ilerlemeye ayak uydurmaya başladı. Batman da bu konuda üzerine düşeni aktif olarak yapıyor. Basın mensupları, üzerine düşeni fazlasıyla yapmaya çalışıyor."
GÜLİSTAN AKEL: GAZETECİLER ÖZGÜR OLMALI
Batman Belediye Eş Başkanı Gülistan Akel ise konuşmasında basının özgür bırakılması gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi.
"Batman, çok genç bir kent. Gençliğin verdiği enerji ve dinamizmi taşıyor. Bağrında büyük umutlar barındırıyor. Ama ülkenin, dünyanın sorunlarında bağımsız hayal kuramıyoruz. Bu şehrin sorunlarıyla, dünyanın sorunlarıyla birlikte yaşıyoruz. Yaşadıklarımızdan ötürü temkinliyiz. Basın konusuna değinecek olursak, basının özgür bırakılması gerekiyor. Bilginin özgürce halka doğru anlatılması gerekiyor. Bu nedenle gazetecilerin özgür bırakılmasını istiyoruz. Daha demokratik karakter kazanmak gerekiyor" diye konuştu.
GAZETECİLİĞİN TEMEL KURALLARI
Yöneticiliğini TGC Batman Temsilcisi Arif Arslan'ın yaptığı ilk oturumda; TGC Önceki Başkanı, Cumhuriyet Vakfı Başkanı ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Orhan Erinç "Günümüzde Gazetecilik" , TGC Genel Saymanı Gülseren Ergezer Güver, "Gazetecilik Etik İlkeleri" başlıklı bir konuşma yaptı.
Erinç, şunları söyledi:
"Batman, Türkiye'de gazeteciliğin hem meslek ilkeleri hem de içerik açısından en başarılı illerinden biri olarak görünüyor. Gazetecilik, sadece Türkiye'de değil dünyada da en kolay kullanılabilir meslekler arasında sayılıyor. O açıdan hem haber kaynaklarının, çeşitli çıkar çevrelerinin gazetecileri kullanma olanağı var. Meslektaşlarımızın bu konuda dikkatli olması gerekiyor. İletişim Fakültelerinde gazete türleri çeşitli şekillerde sınıflandırılıyor. Ben dört dalda özetlenebileceğini düşünüyorum. Gazete türlerinden bir tanesi de militan gazeteciliktir. Militan gazetecilik, bir cemaatin, bir çıkar çevresinin görüşlerini yayınlaştırmak amacıyla yapılan gazetecilik türüdür. Eskiden parmakla gösterilecek kadar az iken militan gazeteci sayısı şimdi yüzde 70'lere çıktı. Günümüz gazeteciliğini 2'ye ayırmak gerekiyor. Gazeteciliği meslek ilkeleri açısında halkın haber alma hakkını yerine getirmek için kullananlar, diğerini de gazeteciliği çeşitli siyasal görüşlerin kayıtsız şartsız egemenliğine girmiş olanlar diye ayırabiliriz."
GAZETECİLERİN YOL HARİTASI
TGC Genel Saymanı Gülseren Ergezer Güver, "Gazetecilik etik ilkeleri" başlıklı bir sunum yaptı. Güver, gazetecilikte etik ilkelerin önemine dikkat çekerek Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'nin hazırlanışı hakkında bilgi verdi.
Genel Sayman Güver, konuşmasında şu önemli noktalara dikkat çekti.
"Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi, gazetecilerin yol haritasıdır. İnançlara, politikalara, partilere göre değişen gazetecilik olmayacağını, evrensel gazetecilik ilkeleriyle mesleğimizi yapmazsak her zaman zora düşeceğimizi ortaya koyan bir bildirge. Bu yüzden Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi, mutlaka dikkate alınmalı. Gazetecinin halka karşı sorumluluğu, başta işverenine ve kamu otoritelerine karşı olmak üzere, öteki tüm sorumluluklardan önce gelir. Gazeteci, ilettiği haber ve bilginin sorumluluğunu üstlenir ve paylaşır. Gazeteci; başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara saygıyı savunur. Milliyet, ırk, etnisite, cinsiyet, dil, din, sınıf ve felsefi inanç ayrımcılığı yapmadan tüm ulusların, tüm halkların ve tüm bireylerin haklarını ve saygınlığını tanır. İnsanlar, topluluklar ve uluslararasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır. Bu ilkeleri göz önünde bulundurarak mesleğimizi yapmalıyız."
GAZETECİLİĞİN İNCELİKLERİ
Seminerin ikinci oturumun moderatörlüğünü Batman Çağdaş Gazetesi'nden Mehmet Latif Yıldız üstlendi. Bu oturumda, TGC Genel Sekreter Yardımcısı ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Niyazi Dalyancı "Haber Yazım Kuralları", Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Uğur Güç "Basın Sektöründe Sendikacılık"; Haber-Sen İstanbul Şube Başkanı Engin Başçı "Kamu Hizmeti Yayıncılığında Örgütlenme" konuları hakkında bilgi aktardı.
DEVLETİN 4. GÜCÜ DEĞİLDİR
TGC Genel Sekreter Yardımcısı ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Niyazi Dalyancı, konuşmasında şunları söyledi: "Basın 4. Kuvvet' denildiğinde yanlış bir izlenim ediniliyor. Basın; yasama, yürütme, yargı erklerinin yanında 4. kuvvet gibi anlaşılıyor. Demokratik sistemde ülkeleri yöneten yasama, yargı, yürütmenin işlerini doğru dürüst yapıp yapmadıklarını denetleyecek olan basındır. Basın, bir anlamda onlara rakip olacak erktir. Basının devletin yanında devletin 4. gücü olarak yorumlanması doğru değildir. Halkın doğru seçim yapabilmesi için kendisini yönetenler hakkında doğru bilgi edinmesi gerekmektedir. Eğer kendisini yönetenler hakkında doğru bilgi edinemezse doğru seçim yapamaz. Bu nedenle de basın çok önemlidir" dedi. Dalyancı, haber yazımıyla ilgili olarak ise şunları belirtti: "Haber, kimi kişilerin yayınlanmasını istemediği bir şeydir. Gerisi reklamdır. Her okuduğumuz habere böyle bakarsak daha iyi değerlendirebiliriz. Haberin can alıcı noktasının giriş paragrafında kullanılması gerekir. Her okurun, haberinizi sonuna kadar okumayacağını varsaymanız gerekiyor. Ayrıntılara önem sırasına göre alt paragraflarda yer verebiliriz. Haberde amaç okuru bilgilendirmektir, kafasını karıştırmak değildir. Bu konuyu haber yazarken dikkat etmek gerekir ve haberinize yorum karıştırmamalısınız. Doğruluk, objektiflik (Nesnellik), kısalık (Haberi sözcüklerle boğmamak), açıklık (Okurun kafasında hiçbir soru işareti kalmamalı), kaynak belirtme ilkelerini hiçbir zaman unutmamalısınız. Medyanın görevi gerçeklerle halkın arasında köprü olmaktır. Halkı bilgilendirmektir."
SORUNLARIMIZA DAYANIŞMAYLA ÇÖZÜM ARAYALIM
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Uğur Güç "Basın Sektöründe Sendikacılık", başlıklı konuşmasında şunları söyledi: "Demokrasilerin temel dayanağı basın özgürlüğü, basın özgürlüğünün temel dayanağı da sendikalı olmaktır. Medya, tüm insanların davranışlarını kapsar, bilgiyi yayar, eğitir, eğlendirir, bu sayede insanlar görerek, duyarak okuyarak edindikleri bilgileri çevresindekilere de yansıtırlar. Böylece sağlıklı bilgi ve görüşler toplumda yayılarak kamuoyunu oluşturur. Sağlıklı kamuoyunun oluşmasında gazetecinin görevi ise içinde yaşadığı topluma, ayna ve ışık tutmaktadır. Ancak, gerçekler iktidar sahiplerinin işine gelmediği zaman bütün bunları yapabilmek kolay değildir. Maalesef kişilikli gazeteciler hapis cezalarıyla korkutulmakta ve hedef gösterilip baskı altına alınarak, gerçekleri yazmaları engellenmektedir. Basında sendikalaşma, medya çalışanlarının diğer işkollarındaki sendikal olaylara daha duyarlı olmasını da sağlayacaktır."
KAMU HİZMETİ YAYINCILIĞI ÇOK ÖNEMLİ
Haber-Sen İstanbul Şube Başkanı Engin Başçı "Kamu Hizmeti Yayıncılığında Örgütlenme", başlıklı konuşmasında şunları dile getirdi:
"Kamu hizmeti yayıncılığı Batman'da çok önemli. Televizyonları açtığınızda Batman'da olanlarla ilgili bir haber izleme olanağınız var mı? Mardin'de, Hakkari'de, Şırnak'ta olup bitenler hakkında bir haber görüyor musunuz? Göremiyorsunuz. Soma'daki katliam olmasaydı maden işçilerinin sorunlarından bihaber olacaktık. Felaket olunca biz bu sorunlara eğiliyoruz. Kamu hizmeti yayıncılığı, ülkenin coğrafi olarak tümünü kapsayan yayıncılıktır. Toplumun önceliklerinin öne alan, toplumun farklı kesimlerine eşit mesafede yaklaşan, halk tarafından finanse edilen, halk tarafından da kontrol edilen bir yayıncılıktır. Kamu hizmeti yayıncılığı, eğitim, sağlık gibi vazgeçilmez bir kamu hizmetidir. Halkın haber alma hakkı için kamu hizmeti yayıncılığının varlığı bir zorunluluktur. Türkiye'de ve dünyada medyanın içinde bulunduğu durum ve sahiplik yapısı kamu hizmet yayıncılığının ve yayın kuruluşlarının önemini her geçen gün daha da artırıyor. Neredeyse tüm ülkelerde kitle iletişim araçları birkaç sermaye sahibinin elinde toplandı. Bu kitle iletişim araçları sahibinin sesi olmaktan öteye gidemiyor. Bunlar halkın haber ve bilgi alma hakkı ile kamuoyunun serbestçe oluşumun önündeki en büyük engel durumda. Bu ortamda kamu hizmeti yayıncılığı ve TRT bir kez daha önem kazanıyor."
MEDYADA NEFRET SÖYLEMİ
Seminer, üçüncü oturumla devam etti. Bu oturumda TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, "Medyada Nefret Söylemi"; TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük "Haber ve Hukuk" başlıklı konuşma yaptı. Oturumun başkanlığını TGC Genel Saymanı Gülseren Ergezer Güver üstlendi. TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, konuşmasında şunları söyledi:
"Ülkemizde farklı, dil, din ve cinsiyet tercihi olan kişilere yönelik medyada yer alan nefret söylemi nefret suçuna zemin oluşturabiliyor. Bu nedenle medya nefret söyleminden uzak durmalı. Kadınlara yönelik cinsel istismar, tecavüz haberlerinde mağdurun kimliğini ortaya koyacak, şekilde haber yapmamalı. Kadını seks objesi olarak göstermekten kaçınmalı. Son 7 yılda kadına yönelik artan şiddeti sık sık gündeme getirilmeli ve çözüm üretilmesi için kamuoyu baskısını diri tutmalıdır. TGC gazetecilerin yol haritalarını etik ilkelerini oluşturuyor, güncelliyor. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi, Medya ve Çeşitlilik Kılavuzları bunlara örnek. Şimdi de medyada kadına dönük cinsiyetçi dili en aza indirecek bir kılavuz hazırlığı içindeyiz. Kadın konusunda çalışan tüm üniversitelere bu konuda çağrı yaptık, katkı istedik. Kısa sürede hazırlayıp medya ile paylaşacağız." TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük basın özgürlüğünün kişilik haklarına üstün tutulabilmesi için gazetecilere şu önerilerde bulundu.
"Haberin gerçeğe uygun olması, gerçeğe uygun yayımın haber niteliği taşıması, gerçeğe uygun haberlerin verilmesinde nesnel ( objektif ) ölçütlere uyulması, haberin veriliş biçimi yönünden, özle biçim arasında ölçülülük bulunması gerekir. Bir yayımın hukuka uygun olduğunun kabul edilebilmesi, ancak, açıklanan bütün bu koşulların birlikte varlığı halinde mümkündür. Yapılan bir yayım, bu temel ilkelerden herhangi birine ters düşüyorsa, hukuka aykırılık unsuru gerçekleşmiş olacaktır."