Hüsnü Mahalli de Kovuldu
Akşam'dan kovulan yazarlara bir yenisi daha eklendi.
AK Parti'nin medya operasyonu bu kez Akşam yazarı Hüsnü Mahalli'nin yazılarına son verilmesiyle yaşandı. TMSF'nin el koyduğu ve genel yayın yönetmenliğine Mehmet Ocaktan'ın getirildiği Akşam gazetesi, AK Parti'nin Suriye politikalarına muhalif yazılarıyla bilinen Hüsnü Mahalli'yle yollarını ayırdı.
soL'a konuşan Mahalli, "AKP'nin dış politikasına yüzde yüz karşı olduğum ve yalanlarını korkmadan yazdığım için yasaklandım. 30 yıldır gazeteciyim, bedeli ne olursa olsun yazmaya devam edeceğim" dedi.
İşte Mahalli'nin o açıklamaları:
"TMSF Akşam'ı aldığından itibaren bu kararı bekliyordum. Açıkçası ilk atılan olmak unvanını almak isterdim, hatta TMSF Akşam'a benim yüzümden el koymuştur diye düşündüm. İşin espri tarafı bir yana, bugün benim yazı günümdü. Tam bitirdim yazıyı ve bir okuyayım, düzelteyim 5 dakika sonra gönderecektim ki o arada gazetenin insan kaynaklarından aradılar. Yıllardır beraber çalıştığımız değerli bir arkadaş, sesi üzgün ve ağlamaklı olarak "talimat gereği sözleşmeyi feshediyoruz" diyerek işten çıkartıldığımı söyledi. Ben de yapacak bir şey yok, üzülme, size bu görev verilmiş dedim.
"TEK ÜZÜLDÜĞÜM ŞEY..."
Benim açımdan üzücü olan genel yayın yönetmeni arayıp söyleyebilirdi, Mehmet Ocaktan benim eski arkadaşım, Yeni Şafak'ta birlikteydik, dostluklarımız vardı, benim atılmam onun için talihsizlik. Ocaktan'ın arayıp bildirmesi gerekirdi, telefonu kaldırıp "ya Hüsnü kusura bakma biliyorsun durumu" diyebilirdi, insani bir mesele bu ancak bu arkadaşlar bu özelliklerini kaybettiler, bu konuda tek üzüldüğüm şey bu diyebilirim.
"DÖRDÜNCÜ DEFA İSLAMCILAR TARAFINDAN ATILDIM"
Yeni Şafak'tan da AKP iktidarı zamanında atıldım, TV Net'ten de Akşam'dan da AKP tarafından atıldım. Dördüncü defa İslamcılar tarafından atılmış oldum. Ben dış politika yazarıyım, doğru yaptığı zamanlar AKP'yi destekliyordum ancak son 3 yıla kadar doğru çizgisinden saptı, Suriye'yle düşman, Irak'la düşman İran'la düşman tek dostu radikal İslamcılar! Biz buna karşı olmalıyız.
"BEDEL ÖDEMEYE HAZIRIZ"
Akşam beni gazeteden çıkartmasına hiçbir gerekçe belirtmedi, gerekçe belirtemezler ki. Türkiye'de medya şu koşullardayken hangi gerekçeyi arıyoruz? Sadece bizim sektörde, tüm ülkede bu böyle uygulanıyor. İsterim, yaparım diye düşünüyorlar ve bana yapılan şeyde de gerekçe aramıyorum. Otosansürle, korkuyla yazacaksan gazeteci değilsin, başka bir şeysin, diğer gazetelerde onlardan bolca var televizyonlarda da öyle. Biz onlardan değiliz. Olmam da. Bedeli ne olursa olsun. Bedel ödemeye hazırız. Mücadele başka türlü olmaz, doğruları söylüyoruz. Biz bu coğrafyayı seviyoruz, biz savunmayacağız da kim savunacak? Gerekçe bu.
Yazdığım her şey gördüğüm, yaşadığım şeylerdir, Ortadoğu uzmanı, akademisyen değilim. Kimse de iddia edemez, şunu yazdın şu yalan diye. Televizyonlarda binlerce kez konuştum, çıkıp biri de söylediklerime abartı diyebilsin. Tek suçum buysa evet, atılmayı hak ediyorum. AKP'nin dış politikasına yüzde yüz karşıyım ve açıklıkla, korkmadan yazdığım, söylediğim için de 1,5 yıldır televizyonlarda yasaklıyım, Akşam'dan çıkartılmamı 1,5 yıl önce de bekliyordum. Bugüne kadar bir kere bile yazıma müdahale edilmedi, bu açıdan gazetedeki arkadaşlarla gurur duydum.
Şu anda hiçbir şey yapmayı düşünmüyorum, ama elbette yazmaya devam edeceğim. Suriye'de radikal İslamcılar insanları öldürüyor, kadınlara tecavüz ediyor, insanların yüreğini bıçaklayıp çıkartıyorsa ve buna benzer birçok vahşet yaşanıyorsa ben bunları görüp de nasıl yazmayacağım? Mısır'da Mursi'nin 1 yılda yaptıkları ortadayken nasıl görmemezlikten geleceğim? Katar şeyhinin Ortadoğu'ya demokrasi getireceğine beni kim inandırabilir? Suudi krallığı gibi bağnaz yönetim mi Ortadoğu'ya demokrasi getirecek?
"YAZMAYA DEVAM EDECEĞİM"
Türkiye bunlarla el ele tutuşmuş, oyun oynuyor Şii-Sunni diye ve bu coğrafyayı kana bulayacaklar. Ben bu coğrafyanın insanıyım, 30 yıldır gazeteciyim, beni yasaklıyor çünkü onun yalanlarını açığa çıkartabildiğim için. Tecavüze uğrayan kadınlarla konuşup onlar için göbek atıyorlardı diye yazamam. Önce insanım, sonra gazeteciyim, sonra Hüsnü Mahalli'yim. Yazmaya devam edeceğim."