Ünlü kadınlar neden birbirine benzedi?
Magazin dünyası estetik operasyonlarla adeta klonlandı! Aynı burun, çene ve yanak operasyonlarını yaptıran ünlüler buna bir de badem göz estetiğini ekleyince birbirinden ayırt edilemez hale geldi. Maliyeti 100 bin lirayı bulan işlemleri ve akımın psikolojik nedenlerini araştırdık. Sosyal medya akışında gördüğümüz kadın profilleri adeta birbirinin aynısı. Başta ünlü isimler olmak üzere paylaşılan fotoğraflara baktığımızda kişileri ayırt etmekte zorlanıyoruz. Aynı burun, yanak ve çene yapısına sahip ünlü kadın sayısı hızla artıyor.
Akşam'dan Yasemin İlan'ın haberine göre; Seda Sayan, Songül Karlı, Seren Serengil, Lerzan Mutlu ve daha bir çok isim klonlanmış gibi birbirine benziyor. Bu bir tesadüf değil, yeni bir estetik akımı! Estetisyenler sorunun asıl nedeninin, 'sosyal medyadaki filtrelerle oluşturulan yüz şeklinin gerçeğe dönüşmesini isteme arzusu' olduğunu dile getiriyor. Klonlanmış gibi aynı yüze sahip olmanın sırrı; dudak dolgusu, liplift, bichektomi (yanak inceltme), jawline dolgusu, badem göz ameliyatı ya da göz çektirme işlemlerinde gizli. ve bu operasyonların maliyeti toplamda 100 bin lirayı buluyor.
Bu estetik akıma kapılan kadın sayısı artınca biz de merak ettik ve işin uzmanlarına bu konunun ayrıntılarını sorduk. AKŞAM Gazetesi'ne özel açıklamalar yapan Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli, birbirine benzeyen kadınların psikolojisinin temelinde neler olduğunu şu sözlerle anlattı:
Bu kendiyle barışık olmayan, obsesif, çekingen ya da tam tersi fazlaca dikkat çekmek isteyen histeriyonik kişilik bozukluğu ya da narsist mükemmeliyetçileri kendi içine çekiyor. Ruhun, kişiliğin, eğitimin, insani değerlerin değil görselliğin tırmanışı bu. Bunu tehlikeli buluyorum çünkü; güzelleşmek isteği iyidir bazı kendinizde gördüğünüz kusurları düzeltmek hakkınız. Ancak herkesin birbirine benzemesi anlaşılır gibi değil. ve bunun sonu da olmaz.
Estetik aynı uyuşturucu gibi bir bağımlılığa dönüşebilir. Tedavi dahi gerekebilir. Bu sebeple herhangi bir operasyondan sonra değil önce psikiyatriste danışılması daha olumlu etki verecektir. Bunu ciddiyetle yapan estetik cerrahlar var. Onlar bilinçli olanlar ve hastasının istekleri mantıklı değilse onu önce psikiyatrik tedaviye yönlendiriyor. Bunu yapmayanlar ise ileride ameliyat ettikleri kişilerle karşı karşıya gelip, mahkemelik oluyor. Çünkü bıçak altına yatan kişi yapılan estetik sonrası asla memnun olmuyor, sorun onun görüntüsünde değil psikolojisinde oluyor.
Bir kişinin çenesi öne çıkarılıyor. Gözleri büyütülüyor, küçültülüyor, burun, dudak ve dişleri neredeyse birebir aynı 50 kişi gösterebilirim. Bu talep bile olsa şık değil. Yüzümüzün de bir kişiliği var. İnsana yüz hatları ve mimikler gerekir. Bu konuştuklarımı ekran önündeki kişiler dışında normal halk kitlesi için konuşuyorum. Özenerek yaşamak, görselliği yüceltmek sizi asla tek başına mutlu etmeyecektir. Önce insan kendiyle barışık olmayı öğrenmeli. Ünlülere bu anlamda bir şey söyleyemem, göz önündeler. Herkesin sanatı, sesi, oyunculuğu farklı. Yüzü de farklı olmalı. Bu akıma estetisyenler henüz bir isim vermemiş belki de biz bu akıma 'Dollyface' diyebiliriz. Malum 'Dolly' adı verilen koyun dünyada somatik bir hücreden klonlanan ilk hayvana verilen isimdi.