'Uncut Gems': Safdie usulü 'Çinli Bir Bahisçinin Ölümü'
Merakla beklenen "Uncut Gems", 5-15 Eylül 2019 arasında düzenlenen 44. Uluslararası Toronto Film Festivali'nde Adam Sandler'ın da katıldığı Princess of Wales Tiyatrosu'ndaki galayla görücüye çıktı.
Merakla beklenen "Uncut Gems", 5-15 Eylül 2019 arasında düzenlenen 44. Uluslararası Toronto Film Festivali'nde Adam Sandler'ın da katıldığı Princess of Wales Tiyatrosu'ndaki galayla görücüye çıktı. Safdie Kardeşler-Adam Sandler birlikteliğinin asap bozuculuğu için bile deneyimlenebilecek bir film.
'CİDDİ BİR ADAM' KADAR İDDİALI MI?
Aslında 2010'da Etiyopya'da bir madende 'uncut gem'in ya da 'ham elmas'ın peşinde başlayan film, bir western edasıyla start alıyor. "İhtirasın Bedeli"ni ("The Claim", 2000) akla getirirken, aslında 'elmas hırsızlığı' açısından işin içine dalaverenin, üçkağıtçılığın ve daha nicesinin girdiği tek mekana yakın bir gerçekçilik var.
Sandler'ın Yahudi Howard Ratner'ı, neredeyse filmin tamamını İbranice konuşarak tamamlayan "Ciddi Bir Adam"ın ("A Serious Man", 2009) Larry Gopnik'i (Stuhlbarg) kadar iddialı bir tipleme değil. Bu yola da hiç girmiyor. Ama onun mücadelesi, hem kendi markasını yaşatmak, hem dolandırıcı ruhunu kalkındırmak, hem de ölüme karşı gelmek için gerçekleşiyor.
'ÇİNLİ BİR BAHİŞÇİNİN ÖLÜMÜ'NE KARA KOMEDİ AYARI
Eric Bogosian özellikle finalde ona haddini bildiren isim olarak net bir rakip. Bu da aslında 'bahişçilik'e de kayan elmas ticaretinin altını dolduruyor. Akla elbette ilk bakışta "Pembe Panter" ("The Pink Panther", 1962) ve "Elmas Hırsızları" ("The Asphalt Jungle", 1950) geliyor. Ama klasik bir soygun filminden özellikle uzak durmuş Safdie Kardeşler. Daha ziyade anti-elmas soygunu filmi olarak planlamış omurgayı. Onun üzerinden de merkeze yerleştiren özgün karakter eşliğinde bir 'kara komedi' tadı devreye giriyor.
Dolandırıcı bir karakterin ruh halinde, komedi-dram gidip gelmek özellikle tercih edilmiş. Darius Khondji'nin gerçekçi sinematografisi, el-omuz kamerasıyla belki de Cassavetes'in klasiği "Çinli Bir Bahisçinin Ölümü"nün ("The Killing of a Chinese Bookie", 1975), saykodelik soygun filmi "Soygun"dan ("Good Time", 2017) sonra yine buraya referans olmasını sağlıyor. Ama bu sefer 'saf veya saykodelik ardıllık yapma' gibi bir durum var. Hem de 'Yahudi bir elmas tüccarının ölümü' olarak özetlenebilecek, ama ilerledikçe de finali ve girişiyle akıllara kazınacak çılgınlıkta bir film eşliğinde…
ADAM SANDLER KONTROLÜ ELE GEÇİRMEK İSTİYOR
Saykodelik bir atmosferden ziyade Sandler'ın bolca gevezelik yapmasına odaklanmak, elbette karakterin iticiliğinin gereği olarak yorumlanabiliyor. Ama bu durum odak kaybı, tempo problemi getiriyor. Biraderlerin en uzun filmleri 101 dakikayı geçmemişken burada iki saati aşan süre onların enerjilerine zarar veriyor. İndie ruhunu kalkındırdıkların Birader'in en büyük avantajı dinamizmleri olmuştur.
Üstelik Sandler, Cassavetes klasiği "Çinli bir Bahisçinin Ölümü"ndeki Ben Gazzara kadar iddialı bir oyuncu da değil. Bolca Kevin Garnett içeren, basketbol bahisçiliğini öne çıkaran yaklaşım ise onunla ünlü basketbolcunun yüzleşmesi açısından hatırlanacak bir film duyuruyor. Safdieler'in süresi daha haddinde yapıtlarda başarılı ve samimi durduğunu biliyoruz.
Ama keyifli seyir süreci, zeki ismi ve manidar dönüşlerine karşın "Uncut Gems", zamanla popüler oyuncunun filmine dönüşüyor. Sandler, Paul Thomas Anderson'a bunu yapamamıştı. Safdie'ler, ona hafif gelmiş belli ki! Biraderlerin o gerçekçi ritim hissi, enerjisi gitmiş, yerine bolca gevezelik gelmiş. Mumblecore'un kaliteli dönüşümü burada 'bir oyuncunun kendi şovu'na transfer oluyor maalesef. LaKeith Stanfield gibileri bile onun yüzünden sahne alamıyor. "Uncut Gems", eli yüzü düzgün, kendi derdini aktarabilen bir film, ama böylesi bir hantallık problemi çekiyor.