Suç romanları toplumu tanımak için değerli
Yazar Şenay Ordu ilk romanı 'Dilnişin'den sonra yine güçlü kadın karakterleri öne çıkardığı bir romanla kitapseverlerle buluştu.
Yazar Şenay Ordu ilk romanı 'Dilnişin'den sonra yine güçlü kadın karakterleri öne çıkardığı bir romanla kitapseverlerle buluştu. Doğan Kitap etiketiyle yayımlanan 'Bana Vera De', Londra'da bir apartman dairesine kapatılan genç ve güzel Evin ile patronuna platonik olarak aşık olan sekreter Nesteren'in sır ve gerilim yüklü hikayesini anlatıyor.
Meslek yaşamına suç haberlerini hikayeleştirerek başlayan Şenay Ordu, 1953 yılında Londra'da kurulan Birleşik Krallık Suç Yazarları Derneği (The Crime Writers' Association) üyesi.
Ordu, yazmak kadar suç ve gerilim romanı okumayı da çok önemsiyor. "Suç romanları okuyarak o günün insanını ve toplumu tanıyoruz. Bir Charles Dickens romanını düşünün; sadece roman okumakla kalmıyor, suç, fakirlik ve sınıf ayrımında Viktoryan döneminin tüm gerçeklerini yakalıyoruz" diyor.
Niye yapmış sorusu
karaktere yakınlaştırır
Gerilim romanı okuyucusunun duygusal ve yaratıcı zekasının yüksek olduğuna dair araştırmalar olduğunu hatırlatan yazar, okuyucunun yazardan daha zeki olduğu hissiyle yazmak gerektiği inancını taşıyor.
Şenay Ordu "Romanla okuyucu arasındaki duygusal bağ çoğunlukla karakterler üzerinden kurulur. Özellikle ana karakterler iyi yazılmışsa, psikolojik derinlikleri varsa, romanın hikayesi unutulsa bile karakterler akılda kalır" diyor ve devam ediyor:
"Bir romanı okurken 'Ne yapmış' diye sormak önemli. Ama bizi insan karakterini anlamaya, merakla soracağımız bambaşka sorulara götüren 'Niye yapmış' sorusudur. O soru sayesinde kendimizi karakterleri yakından tanımak ve anlamak için çaba harcarken buluruz. Böylece empati becerimiz yükselir. Dünyanın neresinde olursa olsun diğerlerini görmemek ve duymamak bana göre hala en büyük suç. Ne mutlu ki empati becerisi yüksek kişiler insan olarak bir üst segmente çıktıkları için bu suçtan fersah fersah uzaklar."