Şimdiki Aşklarla Aşk Şarkısı Yazmak Zor
Romantik şarkıların efsane ismi Ümit Besen, nostaljiye duyduğu özlemi dile getirdi: Eskiden aşklar çabuk tüketilmiyordu....
Ümit Besen, bu akşam Kuruçeşme Arena'da gerçekleştirilecek olan 'Gazino Show 2' adlı konserde, gazino döneminin ünlü yıldızlarıyla birlikte sahneye çıkacak. Muazzez Abacı ile birlikte bir düete imza atacağı konser öncesi duygularını GÜNAYDIN'la paylaşan Besen; 1970 ve 80'lerin gazino kültürünü yeniden yaşatmayı amaçladıklarını söyledi. Kış aylarında yeni bir albüm çıkaracağını ilk kez açıklayan ünlü sanatçı, yıllardır dillerde olan 'Nikah Masası' şarkısını 20 dakikada yazdığını, fenomen haline gelen 'I Love You' adlı parçasını ise zorla söylediğini itiraf etti.
'Gazino Show 2' öncesi kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Heyecanlıyım. Heyecan bittiği zaman her şeyinizi bitirmişsiniz demektir. Her sahneye çıktığımda heyecan duyarım. İşimi iyi yapabilmek açısından heyecan lazım. Yeter ki, istenmeyen olaylar olmasın, teknik arızalar meydana gelmesin, altından kalkarız evelallah!
Siz gazino sanatçısı olmamanıza rağmen Gazino Show'un kadrosuna nasıl dahil oldunuz?
Evet, ben hiç gazino sanatçısı olmadım. Kendime has yerlerde çalıştım. Taverna falan da demiyorum. Çünkü düşündüren bir adamım, hasret ve aşk şarkılarıyla dolu bir repertuvarım var. Sadece fuarlarda halkın görmeyi istediği yerlerde oldum. Gelen talepler üzerine gazino programlarında yer alıyordum. Halktan gelen talep üzerine böyle bir oluşumda yer aldım.
ESKİ ŞARKILAR ÇOK SEVİLİYOR
Gazino Show'un ilki çok büyük rağbet görmüştü. Şimdi ikincisi yapılıyor. İnsanların eski şarkılara ve gazino kültürüne olan ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Nostaljiye olan özlem yeni bir şey değil. Gazino kültürü, çok özel yeri olan bir şey bizim kültürümüzde. Önemli olan insanlara bir şeyler verebilmek, hoş vakit geçirtebilmek. İnsanlar eski şarkıları seviyor. Şarkılarımız nesilden nesile geçip klasik oldu artık. Çünkü orada gerçek aşkların yaşanmışlığı, birebir insanların kendini bulduğu şeyler var. Demek ki toplumda ortak yaşanan şeyleri paylaşabilmişiz, samimi duyguları aktarabilmişiz. Yoksa saman alevi gibi söner giderdi.
Günümüz aşkları da değişti mi sizce?
Değişmez mi? O zamanki aşklar uzun süreli yaşanıyordu, şimdiki gibi çabuk tüketilmiyordu. Çabuk tüketilen şeylerde de hasreti arama, özlem falan olmaz. Hasret çekmiyorsan, acı çekmiyorsan aşk şarkısı yazamazsın. Teknolojinin getirdiği kolaylıklarla aşklar kolay bitiyor. Her yerde izlenebiliyorsun, her an kavga çıkabiliyor. Eskiden sevgililer birbirini görebilmek için tesadüfler yaratmaya çalışırlardı. Elele tutuşmak büyük bir olaydı. O süreç içinde yazılan şiirler, şarkılar gerçekten çok değerli oluyordu. Uzun süreli aşklara rehber oluyordu. Şimdiki aşklarla aşk şarkısı yazmak çok zor.
halk beni el üstünde tutuyor
Siz de eskiyi özlemle arayanlardan mısınız?
Evet. Eski fotoğrafları karıştırmayı, eski şarkıları dinlemeyi, o yılları hatırlamayı seviyorum. Eski kafalılık değil ama bu. Eskileri andığım zaman daha bir efkarlı oluyorum. Mazi her zaman tatlıdır; insanı her zaman gülümsetir.
Maziye baktığınızda neler görüyorsunuz?
Çok büyük bir sevgi seli bıraktığımı görüyorum. Herkes beni gördüğünde el üstünde tutuyor. "Ben senin şarkınla evlendim, senin şarkınla tanıştım" diyenler oluyor. Bunlar çok güzel yaşanmışlıklar. Halk sayesinde bir yere geldiğimizi unutmayanlardanız. O yüzden mazim hep güzelliklerle dolu. Bu sevgi seli çoğu zaman gözlerimi yaşartıyor. Bu kolay elde edilecek bir şey değil. En büyük zenginliğim bu.
ÇOK PLATONİK AŞKIM OLDU
'I Love You' şarkısını istemeyerek söyledim. Plak şirketinin zoruyla oldu. Duygusal şarkıların adamı olarak, hayranlarımın alıştığı bir tarz değildi. O yüzden çekincelerim vardı. Sonrasında İngilizce albüm teklifleri yapıldı. 'İngilizce'yi Türkler'e sevdiren adam' diye esprilere konu oldu. Eurovision'a bile gidebilirdik!
Aşk hayatım çok da hareketli sayılmaz. 14 yaşında orgun başına geçip, sahneye çıkmaya başladım. Düğünlerde program yaparken kimsenin gözüne bakamazdım. Önüme bakardım, oynayanlara falan bakmazdım. Tam bir mahcup delikanlıydım. Kızların annesi derdi ki; "Bir kızım daha olsa şu orgçuya versem, ne kadar efendi hiçbir yere bakmıyor." Aynen öyleydim.
Sessiz, utangaç, içine kapanık, mahcup biriydim. Hala babamın gözünün içine bakıp konuşamam. Platonik aşklarım daha fazla oldu o yüzden. Sevdiğimizi söyleyemiyorduk bile. O yüzden yaşanan şeyler çok az ve öz oldu. Bizim zamanımızda böyleydi.
Babamın tamirhanesi vardı. Tornada çok çalıştım. Ama müzik yapmak istediğimi söylediğimde bana çok yardımcı oldu. Hatta bir gün, "Oğlum arabanın da, orgun da fiyatı aynı. İstersen araba alalım" dedi. Anadol arabalar vardı. Biz 19 bin lira verdik, org aldık.
SOLİST ALTI OLMAKTAN GOCUNMAM
Gazino Show 2'de Muazzez Abacı'nın altında, solist altı olarak çıkmak sizi rahatsız etti mi?
Muazzez Abacı assolisttir; tartışılmaz. Benim hayranlıkla dinlediğim isimlerden biridir. Kendisiyle Nostalji Fuarı'nda birkaç kez beraber çalıştık. Onunla aynı sahnede olmak bana onur verir. Ben bu kadronun içinde bir rengim. Prosedür gereği, Muazzez Abacı gibi bir assolist olur. Bir de İbrahim Tatlıses gibi, Ümit Besen gibi esas yükü taşıyan bir adam olur. Erkek assolist olmaz. Halkın en sevdiği şarkıcıdır solist altı. İşi götürebilen isimdir. Ben istek üzerine geldim. Kalabalığı daha fazla toplamak için kadroya dahil oldum. Bundan gocunmam. Hiç öyle egolarım olmadı. Bu tür egoları olan sanatçılar var ama ben onlardan biri değilim zaten. Kapris olmaması lazım böyle şeylerde.
Son albümünüzü dört yıl önce çıkardınız. Yeni bir albüm yapmayı düşünüyor musunuz?
Evet, yeni bir albüm hazırlıyoruz. İnsanlar, kış gelip de sobayı yakmaya başladıklarında, o şarkılarla ısınırlar diye düşünüyorum.
HEPSİ BENİM YAŞANMIŞLIKLARIM
"Nikah Masası'nı 20 dakikada yazdım. Islak Mendil filmimdeki bir sahne beni çok etkiledi. Şarkılarımın genellikle hepsi bir yaşanmışlık anlatır. 1980'den 1990'a kadar yazdığım şarkıların hepsi benim yaşanmışlığıma ait. Belki bir daha yaz desen, yazamam."
Sabah : http: //www.sabah.com.tr