Haberler
Suriye'de Baas Partisi çalışmalarını süresiz olarak askıya aldı

Esad'ın gidişi onları da bitirdi! Faaliyetlerini durdurdular

Sosyal medya platformları WhatsApp, Facebook ve Instagram çöktü

3 sosyal medya platformu, aynı anda çöktü

Bakan Uraloğlu, 16 yaş altı için sosyal medya düzenlemesi geleceğini açıkladı

16 yaş sınırı konuşuluyordu! Sosyal medyaya yeni düzenleme geliyor

Somali ve Etiyopya arasındaki krizi Türkiye çözdü

Afrika'daki krizi Türkiye çözdü

Senaryoyu Yazarken Kendimden Korktum

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Yönetmen Osman Evre Tolga, 'htr2b' adlı korku filminin senaryosunu yazarken kendinden korktuğunu söyledi.

Daha önce reklam yönetmenliği ile adından söz ettiren Osman Evre Tolga, ilk sinema filmi 'htr2b' ile izleyici karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Senaryo yazma aşamasında çok zorlandığını söyleyen Evre, filmini anlattı...

Neden bir korku filmi çektiniz?

Hep bir korku filmi çekmek, filmde de kendi evimi kullanmak istiyordum. Çünkü eve gelen herkes bana "Burada korkmuyor musun?" diye soruyordu. Ben de kendi kendime "Burada bir korku filmi çekmeliyim" diyordum. Daha sonra 2011 yılında Aktüel dergisinde bir haber okudum, NTV'de de bir haber izledim. Bu iki haberin kafamdaki eksik halkayı tamamladığını fark ettim ve bu filmi çekmeye karar verdim. Beş ay sonra da senaryonun masada durduğunu gördüm.

Filminiz ne anlatıyor?

İnsanların değişebileceğini ve dönüşebileceğini... Yani insan, bazı durumlarda bir şeylere veya bir yaratığa dönüşebilir diyoruz.

BENDE DE SORUNLAR VARMIŞ!

Filmin senaryosu size ait; senaryoyu yazarken çok zorlandınız mı?

Bir aylık bir düşünme safhasının ardından senaryoyu yazmaya başladım. Yazarken de kendimden korkacak kadar ileriye gittim. Yani yazdıklarımdan kendim korktum ve kalemi bırakıp ağlayarak masadan kalktım. Çok garip, kendimden ürktüğüm bir süreçti. "Bunları yazabiliyorsam bende de birtakım sorunlar var" dediğim anlar oldu.

Filmde bahsi geçen htr2b geni yüksek dozda size uygulansa, siz bir insana dönüşürdünüz?

Söylediğim gibi; zaten senaryoyu yazarken ben kendimden korktum. Bu filmde insanların başına ne geliyorsa, insanlar nelerle karşılaşıyorsa; bütün bunları ben yaptırdım onlara. Dolayısı ile bu kadar kötü düşünebildiğim için kendimden korktum. Bunu hayal edebiliyor olmak çok sıkıntı verici bir şey. Çünkü hayal etmek yapmanın yarısı. Ben birçok sahneyi nasıl yazdım diye ağladığımı biliyorum.

Korku filmi çekmek riskli değil mi?

Hayat bazen ne yapman gerektiğini sana söylüyor ve sen sadece dinleyip yürüyorsun. Artık sinema filmi çekmemi gerektiren bir zamandı. Tabii bir de yaptığınız işe inanmak çok önemli. Etrafımdaki herkes bu işe inandı ve bu da beni cesur kıldı. İyi yapılmış hiçbir işin riskli olduğunu da düşünmüyorum. İyi yapılmış bir film her zaman izleyicisine ulaşır.

RAHATSIZ ETMEK İSTİYORUM

Bu filmin bir derdi var mı?

Evet, var. Bu ülkede 12 yaşındaki kız çocuklarının, kendilerinden 30 yaş büyük adamlara başlık parası karşılığı verilmesi beni rahatsız ediyor. Çocuk istismarının en çok olduğu ülkelerden biriyiz. Kadına tacizin ve şiddetin neredeyse olağan bir şey olarak görüldüğü bir yerde yaşıyoruz. Bu tip üçüncü sayfa haberleri hep görmezlikten geliniyor. Yani dünyadaki en vahşi yaratıklarız. Bundan duyduğum rahatsızlıkla insanın, insana neler yaptığını düşündüm yıllarca. Bu durum bende rahatsızlık yarattı ve bu rahatsızlığımı insanları rahatsız ederek anlatmak istedim. Bu filmle insanların canlarını sıkmak istiyorum yani. Çünkü sanatın içinde sıkıntı yaratmak, yormak vardır. Biz burada kesilen koldan akan kanı yalayan manyak insanlardan bahsetmiyoruz. Şiddete maruz kalan bir insanın gerektiğinde kendisine şiddet uygulayandan daha vahşi olabileceğinden bahsediyoruz. Bu filmin derdi bu. Ben bu derdi taraf olmadan anlatmaya çalıştım.

#Sayfa#

İKİNCİ FİLMİ DE KENDİ EVİMDE ÇEKECEĞİM

Film gösterime girince tepki almaktan çekiniyor musunuz?

Görücüye çıktıktan sonra illa ki tepkiler olacaktır ama birileri çıkıp da "Manyak herif, ne biçim film çekmiş" derse, bunun cevabı var. Bunun cevabı her gün gazetelerin üçüncü sayfalarında yer alıyor.

Filmi kendi evinizde çektiniz; çok hasar gördü mü eviniz?

Film; amcamın evi, benim evim ve evimin arkasındaki ormanda geçiyor. Bu da çekimlerde acayip bir özgürlük getirdi. Vurun, kırın, ateş edin; kimse yok. Gerçi ev harabe oldu ama ikinci filmi de orada çekmeyi düşünüyorum. Ama o komedi olacak.

EŞİM HAVUZDAKİ ÖLÜ HİZMETÇİYİ OYNADI

Filmde çocuk oyuncular çok başarılı...

Eğer oyunculuğa devam ederlerse, ikisi de çok iyi aktör ve aktrist olacaklar. İkisi de benim setimdeki en disiplinli oyunculardı. Zaten çocuklar oynadıkları sahnelerin ne olduğunu bilmiyordu, aileleri biliyordu sadece.

Kendi çocuğunuz olsa bu filmde oynatır mıydınız?

Kendi filmimde oynatmazdım çünkü set sırasında ister istemez diğer oyunculara göre daha farklı davranışlar içerisine girebilirim. Bu yüzden sadece çocuğumu değil, ailemden herhangi birini kendi filmimde oynatmam. Ama bir yönetmen gelip bana derdini anlatırsa ve ben de bu derde inanırsam; neden olmasın?

Yani eşinizi de mi oynatmazsınız?

Bir sahnede oynattım; havuzda yüzüstü yatan, ölmüş hizmetçiydi. (Gülüyor)

KORKU FİLMİNDEN NEFRET EDERİM

Korku filmi sever misiniz?

Nefret ederim. Seyretmem bile. Hatta korkarım. Korkmayı da gerekli bir duygu olarak tanımlamıyorum. Ama ben farklı bir şeyler yapmak istedim. Cinlerin, perilerin olduğu filmler çok çekildi. Ben daha farklı bir film yapmak istedim ve sonuçta da daha önce yapılmamış hızda ve aksiyonda bir film çektik.

Sabah : http: //www.sabah.com.tr

Kaynak: Sabah.com.tr / Magazin
title