Sanatın Her Rengine Bulanmak Bir Terapi Gibi
Bir Zamanlar Çukurova dizisi ile tanınan Selin Genç, Bestyle dergisine konuştu: Sanat üzerine kafa yormak ve iyi bir sanatçı olabilmek için sanatın her rengine bulanmak bir terapi gibi.
Sanatla tanışman nasıl oldu, oyuncu olmak nasıl bir seçimdi senin için?
Sanat içine daldıkça büyülendiğim, sanki tutkuya dair ne varsa içinde barındıran bir cevher gibi benim için. Bir dalıyla uğraşıyor ve başarıyor olma ihtimali bile beni derinine çeken bir denizdi her zaman. Oyunculukta ilerlemek istediğime aldığım eğitimler ve beni bu yola teşvik eden yakın çevrem sayesinde karar verdim. İyi ki de başlamışım çünkü sanat üzerine kafa yormak ve iyi bir sanatçı olabilmek için sanatın her rengine bulanmak bir terapi gibi.
Kendini ve oyunculuğunu geliştirmek beslemek için neler yapıyorsun?
Sahip olduğum bu tutku yerimde saymama izin vermiyor. Büyük bir adanmışlıkla kendimi geliştirecek sonsuz olasılıkların kapısını çalıyorum. Araştırmacı bir kişiliğim. Asla tek bir metoda inanamıyorum. Edebiyata, felsefeye, psikolojiye… İnsana ait her kaynağa temas ediyorum ve yaş aldıkça demleniyorum. Kendimdeki gelişimin farkına vardıkça güçleniyorum. Bu keyifli bir yolculuk.
Güzel olmak senin yaptığın işte bir avantaj mı sence?
Güzel olmak "oyuncu" olmak için tek başına asla yeterli değil ama avantajları da var tabii ki. Toplumsal bazı algılara, estetik anlayışına belirli ölçüde hizmet ediyoruz. Role uygun bulunmak ve hangi karakterin castı olabilirsin, bunlar için önemli. Eğer kendine doğru bir yatırım yapıp maskenin altını doldurmuyorsan istikrar sağlanamayacağına inanıyorum.
Oyunculuktaki hedeflerin neler, 10 yıl sonra mesela nerede olmak veya neyi yapmış olmak istiyorsun?
Oyunculukta büyük hedeflerim var ama hedeflerimi açıklamayı pek tercih etmiyorum. Büyüsünü kaçırdığına dair bir batıl inancım var. Sadece keyifle yürüyorum bu yolda. Umarım başarılarımla konuşulduğum seneler bekliyordur beni.
Kendine örnek aldığın bir karakter, oyuncu veya kişi var mı?
Aslında her insanın benzersiz olduğuna inanırım. Hiçbir yolculuk aynı değildir. Esinlenilen sanatçılar tabii ki var. Ama esas olan kişinin kendini keşfetmesi ve en özel yanlarını sanatına yansıtabilmesi. İşinde devleşmek ve esin kaynağı olabilmek böyle mümkün oluyor.
Sektörde en sevdiğin aktör ve aktrisler kimler?
Hepimizin iyi ki aynı dönemde yaşadık dediğimiz usta sanatçıları vardır tabii ki. Ben klasik isimlerden ziyade yeni dönemden birkaç isim sayacağım. Zendaya bunlardan biri. Ruhunu ve oyunculuğa bakışını seviyorum. Erkeklerden ise, Freddie Highmore ve Tom Holland. Hem yaş grubu olarak aynı dönemiz hem de ilgiyle takip ettiğim isimler.
Unutamadığın bir film karakteri var mı?
O kadar çok var ki! Birini sayarsam ötekine haksızlık gibi geliyor. Uma Thurman / Kill Bill, Natalie Portman/ Leon bunlara örnek olabilir.
İlk oyunculuğa nasıl başlamıştın, ilk rolün sendeki etkileri nelerdi?
Bir Zamanlar Çukurova benim ilk işim. İlk yönetmen auditionımdı ve oldu. Gerçekten kendimi şanslı buluyorum.
Şu an bir ilişkin var mı, ilk aşkını hatırlıyor musun?
Evet var. Güzel bir aşk yaşıyoruz.
Nasıl bir aşk istersin, nasıl biri seni kendine aşık edebilir?
Zeki, sabırlı, özgüvenli, merhametli, özgür ruhlu ve cesur adamları severim.
Aşkın bir tanımı var mı sende?
Aşk üzerine birçok tanım yapılmış ama bence anlatılmaz yaşanır diyebileceğim çok yoğun bir duygu. Onu hissettiğinde başka bir şeye odaklanmak bir süre zor olabiliyor. Hayatın merkezine yerleşiyor hemen. En azından ben öyle yaşadım.
Sence bir kadın en çok kimi ister hayatında, kime güven duyar?
Aşk üzerine konuşmaya devam ediyorsak bir kadın yalnızca kalbinin attığını ister herhalde yanında. Genel olarak ise aile diyebilirim.
Moda ile aran nasıl, takip eder misin, bu konuda danıştığın biri var mı, hangi modacıları seviyorsun?
Modayla aram eskisine göre daha iyi. Beni özel gecelere ya da çekimlere hazırlayan birkaç stilistle çalıştık hepsi de iyi ki dediğim isimler fakat son dönemlerde hem çok iyi arkadaşım olan hem de her gittiğim yerde beni giydirsin istediğim biri var; Semih Demir. Onun dışında çizgisini beğendiğim isimler; Nil Ninat, Raisa Vanessa, Zeynep Tosun, Züleyha Kuru diyebilirim.
Hangi yüzyılda yaşamak ve o kıyafetleri giymek isterdin?
50,60,70li yıllar… Dönemin zarafeti ve asilliğine bayılıyorum.
Kendinde sevdiğin ve hiç sevmediğin bir huyun var mı?
Kendimde en sevmediğim özellik kesinlikle çok çabuk ruh halimin değişmesi. Burcumla da alakalı olabilir, ikizler burcuyum. En ufak bir uyarana hemen tepki verebiliyorum. Ama ilk verdiğim tepkilerle karar almıyorum, artık kendimin farkındayım. En sevdiğim özelliğim ise herkesi dinleyip kendi bildiğimi yapmak
Bir Zamanlar Çukurova dizisinde oldukça sevilmiştin, neden ayrıldın?
Karakteri 4 yıl boyunca doya doya oynadım. Ben de çok sevdim işimi ama her hikayenin bir sonu var. Hikayenin bittiği noktada diziden ayrıldım.
Bundan sonra hangi proje ile karşımızda olacaksın, var mı sürprizler?
Çok güçlü bir dramadan çıktım ve 4 yılın sonunda elimde harika bir kariyer başlangıcı var. Bundan sonrasında da kalbimin attığı ve birbirinden farklı karakterlerde izleyeceksiniz beni inşallah. Bir sürpriz olacaksa da bunu zamanla görelim isterim.
Hayatın sana getirdiklerini mi yaşıyorsun, yoksa kendi planlarını mı yapıyorsun?
Kendi planlarımı yapıyorum ama akıştan geleni de dinliyorum. Kalpten istediğim her şeyin bana verileceğine inanıyorum.
Üç kelime ile hayat sana ne ifade ediyor?
En zor soru bu sanırım : ) Hayatı sorguladığım yaşlardayken cevabı üçe indirmek zor. Yine de şu sıralar hayat; öğretmen gibi sürekli geliştirmeye ve değişime teşvik eden, hep sonsuz olasılıklar barındıran, anın farkındalığını keşfedince tüm zamanlara doğru mucizeleri yaşatan bir simülasyon…