Sadece Güzel Diye Anılmak İstemem!
Başarılı iş kadını Siren Ertan Çarmıklı, sarışınlığı, renkli gözleri ve Avrupai havasıyla girdiği her ortamda dikkat çekiyor.
Siren Ertan Çarmıklı tasarladığı giysilerle moda; hazırladığı parfümle de güzellik dünyasına adım attı. Hiç durmadan ürettiğini ve kendini geliştirmeye çalıştığını söyleyen Çarmıklı, güzellik ve moda sırlarını New Beauty dergisinden Şah Yaycı'ya anlattı...
Güzellik size göre nedir?
Bu benim çok zorlandığım bir konu... Genel olarak; ben de tüm diğer insanlar gibi güzel olan şeyleri severim diyeceğim. Hem kafamı çok meşgul eden bir konu olmadığı, hem de bana hayatımda acı veren yanları olduğu için...
Güzel olarak anılmak sizde nasıl bir his yaratıyor?
40 yaşındayım. 40 yıldır aynaya baktığımda aynı yüzü görüyorum. Farklı bir şey hissetmiyorum ve nasıl bir şey hissetmem gerektiğini de pek anlayamıyorum aslında (gülüyor). Üstelik ben güzel olduğumun hiç söylenmediği, bu konunun gündem maddesi yapılmadığı bir evde büyüdüm. Annemin sık kullandığı atasözlerinden biri; 'Güzelliğine güvenme bir sivilce yeter, zenginliğine güvenme bir kıvılcım yeter'di. Babam ise sadece zekaya, kültüre ve bilgiye önem veren bir kişiydi. O yüzden özel yaptığım bir şey yok güzellik adına. Sadece genlerimden dolayı anneme ve babama teşekkür ederim. Hem benim kadar bakıma vakit ayırmaktan hoşlanmayan birini bu konuda çok yormadıkları, hem de güzelliğiyle yetinmek yerine çalışan, üreten, kendini geliştiren bir birey olmamı sağladıkları için...
İŞTAHIM MEŞHURDUR
Doğal ve gerçek güzellerdensiniz. Bu kadar güzel olduğunuzun farkında mısınız? Bu size bir sorumluluk yüklüyor mu?
Ben fark etmesem de arkadaşlarım; insanların sürekli bana baktığını ve incelediğini, bunun korkunç bir durum olduğunu söylerler. Tabii kimsenin bana bakmasını istemediğim anlar olur ama bunu büyük bir sorumluluk olarak görmüyorum. Öyle olsa güzellik ve spor salonlarından çıkmazdım, ki hiç böyle bir yaşantım yok. Üstelik iştahım o kadar meşhurdur ki! Güzelliğe kafamı taksaydım onca tatlıyı tabak tabak yemezdim (gülüyor). Kendimce o kadar başka sorumluluklarım var ki güzellik arada kaynıyor galiba. Ama bir gerçek var: Sadece 'güzel' olarak anılmamak, bir önyargı olarak gördüğüm bu etiketi yenmek için çok ama çok çalıştım!
PRENSES DEĞİLİM
Siren Ertan gündelik hayatta nasıldır? Prenses gibi mi?
Eminim sizinkinden ya da çalışan birçok kadınınkinden farklı değildir. Sabahları eşimi işine yolcu edip evimizi organize eder, ofise giderim. Haftada altı gün sabahtan akşama kadar çalışırım. Az uyur, az tatil yapar, kendime az zaman ayırırım. Zamanımı ve kendimi; eşim, evim, işim, akrabalarım, arkadaşlarım ve sosyal sorumluluk projelerime paylaştırırım. Çocukluğumdan beri her şeye özen göstermeye ve emek vermeye alışkınım. Kendimi pek prenses gibi hissettiğimi söyleyemem.
Yaş aldıkça nasıl bir Siren Ertan göreceğiz?
Herkes yaşlanıyor, tabii ki ben de yaşlanacağım. Bence en önemli nokta, yaşının iyisi olmak ama bu, sadece bedeninizle olmaz. Tavırlarınız ve yaşam stiliniz de bunu desteklemeli. Ben de buna dikkat edeceğim.
Lenf kanserinden bu kadar iyi bir performansla çıkmayı nasıl başardınız?
Neden kanser olduğumu sorgulamak, kendimi yerden yere atmak yerine, tedavime odaklandım. Hayat bir paket; içinden iyileri alıp kötüleri bırakamazsınız. Kanser sürecimde yaşadıklarımı Sezen Aksu'nun şarkısındaki gibi düşünüyorum; "Acı tatlı ne varsa hazinemdir."
#Sayfa#
PARFÜMÜM İNSANA MUTLULUK VERİYOR!
'I Siren Ertan ISTANBUL' adlı bir parfümünüz var. Nasıl oluştu, nasıl bir koku?
Parfümerinin kalbi olan Fransa'nın Grasse bölgesindeki tecrübeli üreticimle birlikte vermek istediğim çekiciliği ve kadınsılığı yansıtabilecek bir koku yaptık. Kullanan insanların dile getirdiği özelliklerde iki söylem öne çıkıyor. Birincisi çok kalıcı olduğu, ikincisi ise sıktıktan bir süre sonra insana mutluluk veren bir yanı olduğu, tekrar koklama isteği yarattığı... Parfümüm bence, modadan hoşlanan, ne istediğini bilen, aktif milenyum kadınına romantik, çekici ve muzip tatlar katacak.
GENÇ KIZLAR SADE OLSUN AZ MAKYA J YAPSIN LAR!
Kadınlara güzellik konusunda ne gibi önerilerde bulunursunuz?
Ben sigara ve alkol kullanmadım, düzenli yaşadım. Yanmak için güneşin altında saatler geçirmedim. Yemek seçmedim, sevmesem de faydalı olan yiyecekleri tükettim. Katı rejimlerden uzak durdum, hatta yüksek kalorili beslendim ki, metabolizmam düşmesin. Ayrıca hep hareketli oldum. Her şeye rağmen hep gülümsemek gerektiğini, bunun insanı ayakta tutacağını ve daha güzel göstereceğini düşündüm. Tüm bunlar 40'ımda genç görünmemi sağladı. Yaşadığım kanser olayına rağmen iyileşmemi de bu sağlıklı yaşam seçimlerime bağlıyorum. Günümüz genç kızlarına önerilerim: Hayatınız düzenli olsun, yerine ve kendi vücut yapınıza göre giyinin. Düzenli sağlık kontrolü yaptırın, bilmediğiniz kremleri kullanmayın. Tanımadığınız estetikçilerden uzak durun. Sade saç modellerini tercih edin. Az makyaj yapın.
#Sayfa#
ŞIK OLMANIN PARAYLA HİÇ ALAKASI YOK!
Giysilerinizi nasıl hazırlıyorsunuz?
Tasarımlarımda, her zaman görmek istediğim asil ve şık kadını yansıtmaya çalışırım. Her insanın süreklilik gösteren bir stilinin olması çok önemli. Müşterilerime yaşlarına, konumlarına ve yerine göre giyinmelerini aşılarım. Kusurlarını örtüp güzel yanlarını öne çıkarmak, rengi, kalıbı, tarzı ile kendisine en çok yakışan kıyafetleri yaratmak vazgeçilmezim.
Sizin giyim tarzınıza hayran olan, fotoğraflarınızı cemiyet dergilerinden izleyen genç kızlara ne gibi ipuçları verebilirsiniz?
Şık giyinmenin yüksek bütçeyle alakası yok. Önemli olan kendine karşı objektif olmak, görmeyi bilmek. Artık her yerde, uygun fiyatlı ürünler satan mağazalar var. Yani size yakışacak kıyafetler bulmanız zor değil. Eminönü'nde bulacağınız aksesuvarlarla da giyiminizi çarpıcı hale getirebilirsiniz.
SEKİZ YILDIR GİYSİLERİMİ TASARLIYORUM
Türkiye'de, uluslararası platformda modacıların kozmetik alandaki markalaşma sürecini siz başlattınız. Nasıl gelişti bu süreç?
Parfümün markamı desteklemek için çok doğru bir ürün olduğunu düşünüyordum. Ayrıca sekiz yılı aşkın süredir gece kıyafetlerimin tümünü, gündüz kıyafetlerimin büyük bir bölümünü ve çeşitli aksesuvarlarımı kendim yapıyordum. Benim için giydiğim kıyafetin etiketinde kendi adımın yazması o kadar büyük bir haz ki, kendi parfümümü kullanmak da bir o kadar keyifli olacaktı. 16 yaşımda okuduğum ve çok etkilendiğim Patrick Süskind'in 'Koku' romanını da unutmamak lazım. Tüm bu detaylar birleştiğinde markamın parfümünün olması ve artık benim için özel olan bir parfümü kullanmak hep aklımdaydı.
Sabah : http: //www.sabah.com.tr