Reytinglerde üst sıraları zorlayan diziden sürpriz final kararı
Reyingleri iyi olmasına rağmen Kalpazan dizisi için erken final kararı alınması büyük yankı uyandırdı. Gözlerin çevrildiği Konuyla dizinin senaristi Türküler Özgül, konuyla ilgili yaptığı açıklamada "Kimi siyasi diyor, kimi kalpazanlığa özendirdiniz diyor, bütçe ve reklam reyting denkleşmiyor deniyor, deniyor da deniyor" ifadelerine yer verdi.
Show TV'de henüz birkaç haftadır yayında olan Kalpazan dizisi, hiç de fena olmayan reyting oranlarına rağmen final kararıyla karşılaştı. Çok güçlü rakiplerin olduğu bir günde 4 küsür reyting almayı başaran dizi için final kararı alınması sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.
"KAYGILARIMIZ OLMUŞTU"
Kalpazan dizisinin senaristi Türküler Özgül, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Kimi siyasi diyor, kimi kalpazanlığa özendirdiniz diyor, bütçe ve reklam reyting denkleşmiyor deniyor, deniyor da deniyor. Tv'ye iş üretmenin, reklam aralarını dolduracak içerik üretmek olduğunu biliyoruz. Dijital bir platforma hazırlanan Kalpazan, yolunu tv'ye çevirince kaygılarımız olmuştu. Bugünün gerçeklerini aşka bulamadan, karakomik anlatmak ve 2 saat izletmek kolay değil. Kalın çerçeveler ve ağır dramlar her zaman bankoydu; ama biz yine de farklı sularda akan bi işin de severek izleneceğine; yazım, çekim, yapım ve oyuncu ekibi olarak inandık. Öyle de oldu.
"TEPKİLERDEN ANLIYORUZ Kİ..."
1.Bl'ü izlediğimizde, umarım gerçekçi, farklı, yenilikçi hikayelere ilham olur diye umutlanmıştık. Tabii ki camii altında para basıyorlar diye ilk saldırıyı yedik, bunu bekliyorduk. Tedirgindik; çünkü biz arkamızı güvenli limanlara yaslamadık, ne laik modern atak, ne dindar muhafazakar kesim bizde tarafgir oldu. Derdimiz ortaktı; tam da Türkiye'nin altını oyan ekonomik gerçeklerden, peynir fiyatından, insanları çıkmaza sürükleyen adaletsizliklerden bahsediyorduk. Bu sert taşlara rağmen 5 reytingi görmeyi başardı Kalpazan. Tepkilerden anlıyoruz ki pek de sevildi.
"UMUTSUZ VE KEDERLİ İNSANLAR BENİ TETİKLEDİ"
Final kararını olgunlukla karşılayacak ve sessiz kalacaktım ki; sabah Marmaray'daki mutsuz umutsuz ve kederli kalabalık beni tetikledi. Her zamanki neşemden, adadaki pastoral hayatımdan, dostlarımla oturduğum sofralardan bi anlığına utandım. Gerçi ben de adalara sürgün gönderilen, her daim mücadele eden bir ailenin evladıyım; altın kaşıkla gezmedik; ama şanslıydım, en azından bi ağacın altında denize bakarak bedava huzurla kederlenme hakkım vardı. İnsanlardaki bu gri umutsuzluk, yarının belirsizliği, neşesizlik ve hevessizlik neden 'şefkat'le yazdığımı bir kez daha hatırlattı. Bitmeyen bir borç, 'yazmasam deli olacaktım' hikayesi. Şefkat 'varolmanın şiddetini yumuşatmaktır' yazmış biri. Umuyorum bize ilham olacak, hayata tutunduğumuz dallarımızı çoğaltan, gerçekçi, gülümseten, incelikli hikayeler çoğalır ve yaşamın dayanılmaz ağırlığı bir nebze olsun hafifler."