Oğlunu Kucağına Alan Emrah, Bilinmeyenlerini Anlattı
2 yaşındaki oğlu Elyesa ve kız çocuklarına altı aylık hamile olan eşi Sibel Erdoğan ile objektiflerin karşısına geçen Emrah, hayatına dair bilinmeyenleri anlattı.
2014 yılında Sibel Kirer ile nikah masasına oturan ve aynı yıl oğulları Elyesa'yı kucağına alan Emrah, Esquire Dergisi'ne röportaj verdi.
Yeni dizisinin çekimleri için Kapadokya'da bulunan ünlü sanatçı 2 yaşındaki oğlu Elyesa ve kız çocuklarına altı aylık hamile olan eşi Sibel Erdoğan ile objektiflerin karşısına geçti.
Bilinmeyenlerini anlatan Emrah Erdoğan, küçük yaşta kazandığı şöhreti ve oğluyla ilgili özel açıklamalarda bulundu.
İşte Emrah'ın açıklamalarından satırbaşları:
Oğlum ileride 'Baba, sen neden küçük yaşta şöhret olmayı seçtin?' derse, nasıl cevap veririm bilmiyorum. Ben şöhret olmaktan şikayetçi değilim. Sadece, çocuk yaşta şöhret olmayı ben seçmedim; bazı şeyler kendiliğinden gelişti. Elyesa'ya 14-20 yaş arasında yaşadıklarımı anlatmak isterim. Eminim, çok soru soracak, ben de buna karşılık bayağı bir zorlanacağım.
"DİYARBAKIR'IN GULEMAN KÖYÜNDE..."
Oğluma ilkokul çağındaki çocuk Emrah'ı anlatmak isterim. Diyarbakır'ın Guleman köyünde bir hastanenin yanındaki tek odalı bir evde annesiyle yaşayan yalnız çocuğu anlatırdım. Kar yağdığı zaman kardan dolayı pencerenin tamamının kapandığını, bu yüzden içerinin karanlığa büründüğünü ve o çocuk Emrah'ın eliyle karları iterek ışığı görmeye çabaladığı anları Elyesa'ya anlatmak önemli olabilir. Yani babasının nasıl bir yerden geldiğini, geçmişiyle barışık olduğunu bilmesini istiyorum. Mücadele ettiğimi, özgüvenimi kaybetmediğimi anlaması iyi olur. Yeni doğacak kızıma da anlatacağım şeyler var. Dinleyecekleri o kadar çok hikaye var ki...
"ÇOCUKLUĞUMU YAŞAYAMADIM"
Hani bazı insanlar der ya, 'Bisikletim olmadı, çocukluğumu yaşayamadım...' Herkes için bunu diyemem belki ama ben gerçekten çocukluğumu yaşayamadım. Gerçek olan şey göz önündedir; hayatım, gözlerinizin önündeydi ve siz benim neleri yaşayamadığımı çok iyi biliyorsunuz. Elyesa'yla el ele dolaşıyor, bol bol yürüyoruz. Onunla baş başa kalmak çok iyi geliyor bana."