Nilperi Şahinkaya, Milliyet'ten Senem Aydın'a konuştu
Kanal D'de bu akşam ilk bölümüyle ekrana gelecek 'Yeni Hayat' dizisinin başrollerinden Nilperi Şahinkaya, "Oyunculuk rolle empati kurmaktan geçiyor. Ben bunu içgüdüsel bir şekilde yapabiliyorum" dedi.
Oyuncu Nilperi Şahinkaya, Milliyet'ten Senem Aydın'ın sorularını yanıtladı. Şahinkaya, başrollerini Serkan Çayoğlu, Melisa Aslı Pamuk ve Tayanç Ayaydın'la paylaştığı 'Yeni Hayat' dizisiyle bu akşam ekranda olacak. Canlandırdığı Nevin karakterinin heyecan verici olduğunu söyleyen oyuncu, "Herkes anne rolünden kaçar, ben canlandırmak istedim" diyor. Pandemi nedeniyle ertelenen dizisiyle yeniden setlere dönen Şahinkaya'yla projenin detaylarını, oyunculuğa bakışını ve aşk hayatını konuştuk.
- Diziniz 'Yeni Hayat' ne anlatıyor?
Eşimi canlandıran Adem, ordudan ayrılıp, ailesiyle beraber yeni bir hayat kurmaya karar veriyor. Koruma olarak bir işe başlıyor ve patronu Timur'un yanına taşınıyorlar. Başta bu hayatın ihtişamı onları büyülüyor. Özellikle canlandırdığım Nevin'i çok mutlu ediyor; artık hem eşi hep yanında, hem bol para kazanıyorlar hem de hayat şartları çok daha iyi. Fakat kısa bir süre içinde ortalık karışmaya başlıyor...
- Canlandırdığınız Nevin Şahin nasıl biri?
Eşi ve kızına son derece düşkün, neşeli, hayatını ailesi üzerine kurmuş bir kadın. Çok küçükken anne-babasını kaybetmiş, teyzesiyle büyümüş. Büyük bir sırrı var, bir tek teyzesi biliyor. Bu sırrı Adem'den ömür boyu saklamayı düşünüyor. Nevin, herkes gibi daha ihtişamlı bir hayat sürmek istiyor, bu yüzden Adem'e yeni iş teklifi geldiğinde büyük sevinç duyuyor, hatta Adem'i o ikna ediyor. Fakat yeni hayatları hayal ettiği gibi olmuyor.
- Dizide Nevin'in dönüşümünü izleyeceğiz. 30'lu yaşlarla birlikte sizde neler değişti?
30'lu yaşlar harika (gülüyor). Artık ne istediğimi, ne istemediğimi bildiğim için sınır çizebilen birine dönüştüm. 20'li yaşlar her şeye açık olduğum, hayatı merak ettiğim zamanlardı. 30'larda içimin daha sakin olduğunu hissediyorum.
- Babanızın büyükelçi olması nedeniyle birçok ülke değiştirerek büyümüşsünüz. Farklı kültürlerde yetişmek size neler kattı?
'İnsan her yerde insan' cümlesini deneyimleyerek büyümüş oldum (gülüyor). Hepimiz aynıyız, hangi koşulda, şartta, ülkede ve statüde olursak olalım. Birçok kültür, bakış açısı gördüm, kendim de bir sürü hayat yaşamış oldum. Benim burada deneyimlediğim tüm duyguları dünyanın öbür ucundaki kişi de deneyimliyor. Sadece bakış açılarımız farklı ve bazen çatışıyor ama yine de aynıyız. Filmlerden de bunu görebiliyoruz, başka bir ülkede çekilmiş bir yapımın karakterinde kendimizi buluyoruz mesela. Filmler çok kıymetli, bizi bağlıyor. Sanırım bu yüzden, bölünmeye, birini düşman ilan etmeye, ötekileştirmeye karşıyım. Uyum sağlarım, empati kurarım. Oyunculuk da rolle empati kurmaktan geçiyor, böylece tamamıyla o rolün mantığında düşünüyorsunuz, ona göre tepki veriyorsunuz, o replikler neden ağzınızdan çıkıyor biliyorsunuz. Ben bunu içgüdüsel bir şekilde yapabiliyorum. Bu da iyi oynamak oluyor.