Haberler

'Meditasyon yaparken uçuyorsanız hemen yere inin'

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Yoga ve meditasyon, huzuru dışarda değil, içimizde aramamızı öğretiyor.

Yoga ve meditasyon, huzuru dışarda değil, içimizde aramamızı öğretiyor. Bilinçli nefes ve hareketle bedenimizi sağlıklı kılmayı; insanın kendini tanımasını, kendine güvenmesini sağlıyor. Bu içsel dönüşümün bazen olumlu sonuçları oluyor, bazen de sonuç; yoga, meditasyon gibi pratiklerin öğrettiği felsefenin dışına çıkabiliyor. Günümüzde yoga ve meditasyon gibi çoğu geleneksel bilgi, içi boşaltılıp popülerleşebiliyor. Bugün pek çok kişi yogayı sosyal medyada kendini gösterme, hatta yukarı kaydır usulüyle ürün satma aracı olarak kullanabiliyor. Bu pratikleri hayatlarında uygulamaya başlayanların bazıları yeterli bilgi sahibi olmadan nasihat vermeye başlıyor. Kimileri bundan memnun kimileriyse pek çok arkadaşını 'yogaya kaptırdığından' yakınıyor. Yoga, meditasyon, mindfulness (bilinçli farkındalık) ve Tibet'in Gençlik Pınarı nedir? Uyguladıkça ayaklarımızı daha sağlam yere basmamızı vaat eden meditasyon ve yoga kimilerinin egosunu arttırıyor mu? Uzmanlarla, yapanlarla ve 'şikayetçiler'le konuştuk.

HUZURDAN GELEN ÖZGÜVEN EGO DEĞİLDİR

Fırat Tosun (Yoga eğitmeni)

Yoga ve meditasyon egonun sağlıklı işlev görmesini engelleyen bozucu duygu ve düşünceleri bertaraf eden bir disiplindir. Bunu bedensel bio-fizyolojik mekanizmaları kullanarak sağlar. Bu sayede duygu ve düşünce sabotajlarından kurtulan ego, kendi bütünlüğünü ve iç tutarlılığını yeniden kurar ve sağlıklı işlev görmeye başlar. Ego daha sağlıklı işlev görmeye başladıkça da giderek bu sabotaj ve engellemeleri daha iyi yönetir ve kendi sağlıklı çalışmasını devamlı kılar. Sadece sağlıklı işlev gören ego gelişir ve kendini gerçekleştirir.

Özellikle son zamanlarda yoga ve meditasyon gibi kişisel gelişim araçlarının çok popüler olmasıyla insanlar bunu kendini göstermek adına da kullanmaya başladı. Ancak yoga ve meditasyonun asıl amacı olan kendimizi ve hayatı keşfetme yolculuğunun uzun bir yol olduğunu unutmamak gerek. Kendi benliğini fark etmek, zihinde yarattığımız illüzyonların, kendimizi kısıtlamalarımızın, yetersizlik hissimizin azalmasına sebep olduğu için bir özgüven artışı olması çok mümkün ancak bu egonun artmasından çok kişinin kendiyle ve bir diğeriyle barış ve huzur içinde olmasının getirdiği bir özgüvendir. İnsanların bazıları yogayı gerçekten sindirmiş ve tecrübelerinden paylaşımlar yaparken bazıları çok başında ya da kendi sindirmeden, yeteri kadar bilgi sahibi olmadan önerilerde ve tavsiyelerde bulunabiliyorlar. İnsanların çok fazla takipçisi olan kişileri her konuda yeterli bilgi sahibi sanmaları üzerine düşünülmesi gerekiyor.

'BEN BURADAYIM DE' ÖDEVİNİ BAZEN BİZ ÖĞRETMENLER VERİYORUZ

Çetin Çetintaş (Yoga eğitmeni)

Yoga egoyu arttırmaktan ziyade onu kabul edilir ve görülür bir hale getiriyor. Ego yanlış anlaşıldığı gibi bir düşman değildir. İnsan varoluşu gereği üzerine çeşitli kimlikler giyer; anne, çocuk, doktor, arkadaş gibi... Bu kimlikleri kendimiz zannettiğimiz ya da bu kimlikleri gerçekleştiremediğimiz noktada egoyla problemler yaşarız. Bu kimlikler bize ait ama biz bu kimlikler değiliz, onlardan fazlasıyız.

Egosunu kabul edememiş bir insan ego sorunu yaşar. Egoyu görmezden gelmek ya da bastırmaya çalışmak insanın en büyük çatışmalarından biridir. Yoga çalışmaları önce bu egoyu görmemizi, kabul etmemizi, ardından da ihtiyacımız olan sağlıklı hale dönüştürmemizi sağlar. Bu sebeple bu bir ego artışı olarak algılansa da aslında kişinin kendini kabul etme ve kendi olabilme halidir.

Değişimi etrafa gösterme çabası insanın görünme ihtiyacından geliyor. Birbirimizi görerek, birbirimizle bağ kurarak var oluyoruz. Yıllarca kendini bastırmak zorunda kalmış, görünmekten kaçınmış birçok öğrenciyle karşılaşıyoruz. Bazen bu ödevi onlara biz öğretmenler veriyoruz. "Kendini göster, ben buradayım de!

Yoga ve meditasyon, insanın kendini tanımaya başlaması kendine güvenmesini sağlıyor. Okul hayatımız boyunca kendimizi tanımak adına hiçbir şey öğrenmiyoruz. Sürekli bir bilgi akışı var ama "Ben kimim? Gerçekten ne istiyorum? Var oluşumun esasları neler? Bu dünyada ne yapıyorum?" gibi varoluşsal sorulara cevaplar bulmuyoruz. Kendimize yabancılaştıkça da güvenimiz ister istemez azalıyor. Yoga insanın kendini bilme metodu olduğundan, bu konuda kişide büyük bir değişim yaratıyor.

AMAÇ AYAKLARI YERE SAĞLAM BASTIRMAK

Elif Türkölmez (Meditasyon eğitmeni, yazar, editör)

Spiritüel pratiklerin temel amacı bizi yaşamdan koparmak değil, bilakis gündelik hayatın kıymetli ayrıntılarına odaklamaktır. Meditasyon yaparak komşumuza karşı anlayış; kaktüslere, ahtapotlara ve elma ağaçlarına ise hayranlık ve sevgi geliştirebiliriz. Sevgili hocam Bora Ercan'ın, "Eğer meditasyon yaparken 'uçuyorsanız' lütfen meditasyonu orada bırakın ve yere inin" sözü kulağıma her daim küpedir. Çünkü pratiklerin amacı uçurmak değil, ayakları yere mümkün olduğunca sağlamca bastırmaktır. Esas meditasyon gong çaldığında başlar. ve pratiklerin uygulanabileceği en doğru yer mat değil, hayattır.

KİŞİNİN KENDİSİYLE DAHA SAĞLIKLI İLİŞKİ KURMASINI DESTEKLİYOR

Ece Dündaralp (Qigong ve Tai Chi uzmanı, meditasyon uygulayıcısı)

Yoga önce bir endüstri oldu; taytlar, matlar havada uçuştu. Şimdi de tüketilip karalanmaya başlandı! Geleneksel yoga; pamuklu, rahat kıyafetlerle yapılırmış. Amerika'da taytlar, bra'lar derken sulandı cıvıdı. Neye bakarsak onu büyütürüz, boşuna dememiş Anadolu evliyaları "Kusurları örtmekte gece gibi ol" diye. Buradaki sorun, yogadan ziyade sistemin merkezinde insan yerine şirketlerin olması. Yani maddi dünyada var olmak için mutlaka bir ürün sunman bekleniyor. Nitekim bu tür bilgileri yozlaştırmanın en iyi yolu, tüketim aracı haline getirmek.

Yoga da meditasyon da kişinin 'kendisini' keşfetmesi ve kendisiyle daha sağlıklı ilişki kurmasını destekliyor. Ülkemizde 'ben' demek büyüklenmek sayılır, ayıp kabul edilir. İşte, okulda, her türlü sosyal ortamda sivrilmek, öne çıkmak, 'ben' demek tercih edilmez. Yoga yapanlar bu nedenle göze batıyor olabilirler. Yani bu durum, egonun yükselmesi, yogayla ilgili bir problem değildir, günümüzün popüler kültür sorunudur ve altında yalnızlık, sevgiyi dışarıda arama, öz değerlerden uzaklaşma gibi nedenler yatıyor olabilir.

Yoga endüstrisinin büyük çaplı pazarlama ürünlerinin başında matlar ve taytlar var.

YOGAYA KAPTIRDIĞIM ÇOK ARKADAŞIM OLDU

Yücel Sönmez (Hürriyet Ekler doğa yazarı)

Öyle yavaş yavaş olmadı. Bir anda etrafımdaki birçok insan yogaya başladı. Sonra bir anda birçoğu eğitmen oldu. Yine bir anda neredeyse hepsi eğitmen eğitmeni oldu. Peki bu kötü bir şey mi? İnsanların kendi beden farkındalıklarını arttırması, ruh ve beden sağlığı için çalışması neden kötü olsun ki? Zaten buraya kadar her şey normal. Sorun buradan sonra başlıyor. Hepsi iyi okullarda okumuş, meslek sahibi, günün ne getirdiğinin, ne götürdüğünün farkında olan ve idealleri için bir şekilde hayat mücadelesinin içinde kendini arayan bu arkadaşlarımın bütün bunlardan elini eteğini çekip sadece yapabildiği hareketleri göstermesi, bir anda hayatın sırlarını çözmüşçesine yoga üzerinden hayat dersleri vermesi benim arkadaşlarımla yaşadığım temel sorunlar. Yogaya kaptırdım demem o yüzden. Hayatının merkezine yoga ve kendisini yerleştiren arkadaşlarımla artık çok az şeyi ortaklaştırabiliyorum hatta onlara ulaşamıyorum.

'BAKIN BEN DE O MEŞHUR YERDEYDİM' DEMEK İÇİN...

Aslı Tosya (Spor spikeri)

Son zamanlarda, arkadaşlarımın çoğunun hayatlarındaki boşlukları yoga ile doldurmaya çalıştıklarını fark ediyorum. ve istisnasız hepsinde ortak değişimler olmaya başladığını görüyorum. Hepsi yogaya başlamadan önce özel olan sosyal medya hesaplarını herkese açık hale getirip, üçüncü ders itibariyle amuda kalktıkları pozları paylaşmaya başlıyorlar. ya da şu özel yoga ve meditasyon kamplarının yapıldığı, isimlerini sıkça duyduğumuz o tatil beldelerine fahiş paralar ödeyip "Bakın o çok meşhur yerde ben de vardım" diye fotoğraflarını paylaşıyorlar. Ben bu arkadaşlarıma içinde olduğum kötü bir durumu anlatmaya kalktığımda ise hep; "Hayata pozitif bak", "Bu söylemini değiştirirsen sana akan enerjiyi de değiştirirsin" gibi guru cevapları almaya başladım. Son olarak hepsinde gördüğüm bir başka ortak özelliğin de vegan ya da vejetaryen olma eğilimi ve bunu etraflarındaki herkese dayatarak yaptırma çabaları olduğunu söyleyebilirim.

NEDİR, NE DEĞİLDİR?

Zeynep Aksoy (Yoga eğitmeni)

Yoga: Hem bir hal hem de belirli pratiklerin ismidir. İndus Vadisi Uygarlığı'nda (Bugünkü Pakistan-Afganistan-Hindistan) ortaya çıkan yoga, daha sonraları Hindistan, Tibet, Çin ve Japonya'da gelişip zihin-nefes-beden bütünlüğünü tanıyan pratikler olarak binlerce yıl içinde çeşitlendi.

Tibet'in Gençlik Pınarı:  Yoganın türlerinden biridir. Hepsinin amacı, bilinçli hareket ve bilinçli nefesle zihni dönüştürmek, bedeni sağlıklı ve dayanıklı kılmaktır. Hinduizm ve Budizm çatıları altında bir dinin parçası olarak gelişseler de günümüzde seküler olarak öğretilen spiritüel teknolojiler, bilimin gelişmeleriyle birleşmekte. Bilimsel kanıtlarla binlerce yıllık pratikler, fiziksel ile ruhsal sağlık sektörlerini etkilemekte.

Mindfulness: Budist ve Yoga köklerinde temelde var olan dikkatin bir niteliği. Yargısız, açık ve arkadaşça bir dikkat. Bu şekilde bedene ya da nefese dikkat ettiğimizde, beyinde farklı bir mod aktive oluyor, beyin otopilot halinden çıkıyor. Stres seviyeleri düşüyor, depresif hallerde azalma oluyor. Yoga'nın özü meditasyon, ancak günümüzde yoga, daha çok fiziksel hareketler olarak tanınır. Hareketlerin çeşitleri hocalar kadar çok, ancak hepsinin amacı, zihin beden sistemlerini iyileştirmek.

Yoga büyük şemsiye, onun içinde mindfulness ve meditasyon yatıyor diyebiliriz. Meditasyon zihni nasıl odakladığımızla ilgilidir. Açık farkındalık olabilir, tek odaklı meditasyon olabilir veya gevşeme meditasyonu olabilir... Mindfulness meditasyonu, gevşemekten farklı, bizi anda tutuyor ve dürüstlükle kendimize bakabilmeyi, şefkatle kabullenmeyi öğretiyor. Kimi zaman zor içerikle karşılaşıyoruz. Oradan kaçmak yerine, zor hisler ve duyumlarla kalabilirsek tahammül seviyemiz artıyor ve çözülmeler yaşanıyor. Hem travma çözümlenebiliyor hem de daha geniş açıdan hayata bakış olabiliyor. Bütün bunları ilaç almadan, kendi kendimize evde yapabiliriz. Sosyal medya sayesinde Mindfulness, yoga ve meditasyon pratiklerine ulaşmak kolaylaştı ve artık herkes bu Uzakdoğu spiritüel teknolojilerini rahatça uygulayabiliyor.

Kaynak: Hürriyet / Magazin
ABD ve İngiltere'nin ardından Fransa'dan da onay çıktı: Ukrayna füzelerimizi kullanabilir

Batı, topyekun Putin'e savaş açıyor! Bir ülke daha Ukrayna'ya izin verdi

20 bin öğretmenin ataması yapıldı

Eğitim camiasına yeni öğretmenler katıldı

Belediyelere bağlı kreşler kapanabilir

Belediyelere bir kötü haber daha! Kreşlerin kapanması an meselesi

Arka Sokaklar'daki 'tarikat' sahnesi izleyicileri ayaklandırdı

Arka Sokaklar'daki "tarikat" sahnesi izleyicileri ayaklandırdı

title