'Mahir'i Kenan Dışında Kimse Oynayamaz!
Atv'nin Sevilen Dizisi 'Karadayı'nın Senaristleri Eylem Canpolat ile Sema Ergenekon.'Mahir Kara'...
Başrollerini Kenan İmirzalıoğlu ile Bergüzar Korel'in paylaştığı 'Karadayı', yeni sezonun ilk bölümüyle ATV izleyicisiyle buluştu. Sevilen dizinin iki senaristi Eylem Canpolat ve Sema Ergenekon ile Caddebostan'daki ofislerinde biraraya geldik. 'Karadayı'da 'Mahir Kara' ve ailesinin çok konuşulan öyküsüne hayat veren Ergenekon ve Canpolat, GÜNAYDIN'ın sorularını yanıtladı...
BİRBİRİMİZİ TAMAMLIYORUZ
Senaryoyu iki kişi yazmak, zor mu?
SEMA ERGENEKON: Biz "İyi bir şeyler yazmalıyız" dediğimizde, televizyon dizileri yeni yeni yükselmeye başlıyordu. Bundan 10 yıl önce dizi senaryosu yazmaya başladık. Her hafta 90 dakikalık, 110 sayfa senaryo yazıyoruz. Adeta bir orman gibi; bunun içinde kaybolmamak mümkün değil. Tek başınayken bir fikrin iyi olup olmadığını anlamak zor bir şey. Tek başınıza yaptığınızda, bir sezonun 37 bölüm olduğunu düşünürsek, bu sizi yıpratır.
EYLEM CANPOLAT: Bu konuda ortağınızın kim olduğu çok önemli. Biz iş için biraraya gelmedik; zaten çok yakın arkadaştık. Beraber bir hayatı paylaşıyorduk, birlikte bir düş kurduk ve o düşün peşinden gittik. Hayatımın en büyük şansı; Sema ile karşılaşmak. Yazı yazmak, egosantrik bir şey. Başka bir dünya yaratıyorsunuz ve orada hayata aynı yerden bakabileceğiniz, ortak ruha sahip olduğunuz biriyle olmanız lazım. Biz, birbirimizi tamamlıyoruz.
Bu kadar yoğun çalışırken özel hayatınıza vakit ayırabiliyor musunuz?
E.C.: Proje devam ederken veya yeni bir proje öncesinde büyük bir koşuşturma oluyor. Yeni bir projeye başlayacaksak, bir yıl öncesinden çalışmaya başlıyoruz. Hikayeyi oturtuyoruz, araştırma yapıyoruz, karakterleri yaratıyoruz ve o dünyaya giriyoruz. O insanlarla yaşamaya başlıyoruz.
S.E.: Hep çalışıyoruz. Dayım vefat etti, cenazesine bile gidemedim. Bayram, tatil, düğün, cenaze gibi olaylarda bulunamıyoruz. Büyük kanal, büyük bir proje ve verilen bir söz var ortada...
Senaristlik basite mi alınıyor?
E.C.: Bu mesleğin bir imajı var; elimizde kırmızı şarapla, Boğaz manzaralı ofislerimizde oturup, uydurup yazdığımız düşünülüyor. Oysa büyük emek veriyorsun, dünyayı takip ediyorsun ve aynı olmamak zorundasın.
S.E.: Dışarı çıkıyorsun, insanlar "Benim de senaryolarım var" diyor. Bu eline kalem alan herkesin heves edebileceği bir şey ama gerçekten zor.
ÇOK KOŞTU
Peki 'Karadayı'da oyuncu seçimleri nasıl yapıldı?
E.C.: 'Karadayı'da 'Nazif Kara' karakterini yazarken 'Çetin Tekindor'dan başkası olamaz' dedik. Yazarken, sesi kulaklarımızdaydı. Kenan İmirzalıoğlu, zaten belliydi; 'Mahir Kara' karakterini Türkiye'de ondan başkası oynayamazdı. Bergüzar Korel'de biraz önyargımız vardı. Çünkü 'Feride'nin çift yüzlü olabilmesi gerekiyordu; mahkemede soğuk, ailesinin ve sevdiği adamın yanında ise duygusal olmalıydı. Şu an Bergüzar Korel'i izlediğimizde "Başkası oynayamazdı" diyoruz.
İkinci sezonda 'Karadayı' hayranları için ne gibi tüyolar verebilirsiniz?
S.E.: İlk sezon 'Mahir Kara' çok koştu. Bu sezon birçok şey açıklığa kavuşacak...
HALA DERS ÇALIŞIYORUZ
Gelen tepkilere göre senaryoda değişiklik yapıyor musunuz?
E.C.: Bazen taksiye bindiğimizde, şoför arkadaşlar mesleğimizi soruyor. "Karadayı'nın senaristiyiz" dediğimiz anda, "Mahir', 'Turgut'u ne zaman dövecek? Dövsün artık" diyorlar.
S.E.: Yeni sezonun ikinci bölümünü, biraz değişik bir kurguyla yazdık. Sadece ağlatalım diye değil; hem merak ettirelim, hem de o kurguyu deneyelim istedik. Biz hala ders çalışıyoruz. İşin içinden çıkamazsak oturup kitap okuyoruz. Daha yapmadığımız bir sürü şey var. Seyircinin tepkisine de göreceğiz...
EN ZOR KISMI KARAKTERİ ÖLDÜRMEK
Yazarken en zorlandığınız kısımlar neler oluyor?
E.C.: Sevdiğimiz bir oyuncuyu öldürme bölümü, benim en zorlandığım şey...
S.E.: Duygusal yoğunluğu olan bir şey yazdığınızda, içiniz boşalmış gibi oluyor. Burada o kadar çok duyguyu yaşıyorsunuz ki; biri birini aldatıyor, birini vuruyor, ihanet ediyor ya da tecavüz ediyor... O karakterle burada yaşıyorsunuz. Akşam eve gittiğinizde, siz yaşamamış olsanız da birçok hikaye yaşanmış oluyor. Beyin pert oluyor ve bazen konuşulanları anlamıyorsunuz. Yazdıktan sonra içiniz boşalmış gibi hissediyorsunuz. Normal dünyaya adapte olamıyorsunuz. Burada birine tecavüz ettirip akşam eve gidiyor ve normal hayatınıza dönüyorsunuz.
Sabah : http: //www.sabah.com.tr