Kızım Beni Adam Etti!
Oyuncu ve sunucu Sinan Çalışkanoğlu'nun kurduğu youtube kanalı KOP-ART TV için hazırlayıp sunduğu Minibüs programı, her hafta birbirinden ünlü konukları ağırlamaya devam ediyor. Sinan Çalışkanoğlu'nun Minibüs'üne binen Ümit Erdim KOP-ART TV izleyicilerinden ve Çalışkanoğlu'ndan gelen sorulara yanıt verdi.
Ümit Erdim kızı Ses ve babalık süreciyle ilgili soruları da cevapladı. Erdim "Kızımın doğumuyla birlikte evi, yuva yapan şeyin, çocuk olduğunu anladım. Benim tek duam kız evlat sahibi olmaktı. Allah'ım, bana kız evlat ver diye çok dua ettim. Babalığı bildiğimden değil. Kendim erkek olduğum için aileme yaşattıklarımı bildiğim için o anda o pişmanlıkla ' Kendim gibi bir itle olmaz" dedim. Çok şükür duam kabul oldu." diye konuştu.
OĞLU OLAN BABA OLUR, KIZI OLAN ADAM OLUR
Erdim sözlerine şöyle devam etti: "Tanıdığım bir ağabeyim bana şöyle demişti. Ne dediğini anlamam üç gün sürdü ama o söz beynime kazındı. "Oğlu olan, baba olur. Kızı olan, adam olur." Kız evlat gerçekten kişinin kendine, eşine ve dünyaya karşı bakışını değiştiren bir şey. O zamana kadar idrak etmediğin ne varsa, sana idrak ettiriyor. Yazılım güncellemesi gelmiş gibi bir şey. Tabii ki bu kişinin, neye meyilli olduğuyla da ilgili. Açık bir kalbin ve öğrenme kapasiten olacak. Ben, o yönde kendimi geliştirmeye çalışan bir adamım. Her baba gibi iyi olmaya çalışıyorum, her şeyin en iyisi olsun istiyorum ama bu iyiden kastım, ona iyi bir yaşam sunalım, her istediğini alalım konusu değil. Söylediğim şey, kalple ilgili. Maddi bir şeylerden bahsetmiyorum burada. Daha iyi olmaya çalışıyorum çünkü adam olmaya çalışmak bile, niyeti olan bir insanı adam eder. Kızım, beni adam etti."
FİKRİ YOK AMA ZİKRİ VAR
Verdiği kilolarla uzun süre sosyal medya gündeminde olan Erdim, bu konu hakkında konuştu. Erdim, sosyal medyada önüne gelenin fütursuzca yorum yaptığını belirterek, şunları söyledi: "Sen mi eğilip, ayakkabını bağlayamıyordun ' Sen mi ventolinle geziyordun' Benim kilomla senin ne alakan var? İstiyorlar ki bu adam 200 kg olsun. 60 yaşına gelmeden ölsün ama biz onu şişmanken çok sevdik çok sempatikti desinler. Yani istiyor Ki sen yürüyeme, eğileme, hiç bir işini yapama, nefes nefese kal. O da açsın o halini izlesin. Eee biz ne yaşayacağız içeride? Üzgünüm ama geçtiğim bu konforlu yaşamdan, artık ödün veremem. Bana bunun aksini kimse hiç bir şekilde yaptıramaz. Benim iki tarafla ilgili de konuşmaya ruhsatım var. Ben şişmanlığı da biliyorum. Birine yorum yapmam gerekse, onu incitmem, hem de zaten bu tarafı bildiğim için söyleyeceklerimin tescili var bende. Hayatında hiç üç basamaklı kiloya çıkmamış, bu sıkıntılarla ilgili hiç bir fikri olmayan biri, "Yaaaw çok zayıfladın sen ya ! Bu kadarı da fazla" diye yazabiliyor. Fikri yok ama zikri var."