Kerem Bürsin hayatının bilinmeyen yönlerini anlattı

Oyunculuğa başlamadan önce şoförlük, spor salonu görevliliği ve sosyal medya ajanslarında çalıştığını anlatan Kerem Bürsin, hayat mücadelesinin izlerini samimi açıklamalarıyla gözler önüne serdi. Kadın-erkek dostluğu konusunda da toplumsal önyargılara karşı çıkarak "Cinsellik olmadan da güçlü bağlar kurulabilir" dedi.
Oyunculuk kariyerine başlamadan önce zorlu bir süreçten geçen Kerem Bürsin, küresel çapta ilgi gören ABTalks'a konuk olduğu bölümde gençlik yıllarında Amerika'da şoförlük yaptığını ve bu deneyimin hayatında önemli bir yeri olduğunu söyledi. Kadınlarla kurduğu dostluklara da değinen Bürsin, "Cinsellik olmadan da güçlü bağlar kurulabilir" diyerek dikkat çeken bir açıklamada bulundu
"İLK İŞİM SOSYAL MEDYA AJANSINDAYDI"
Kariyerine başlamadan önce uzun süre işsiz kaldığını belirten oyuncu, Los Angeles'taki ilk işinin bir sosyal medya ajansında olduğunu anlattı, "Instagram yoktu o zamanlar. Annelerin blog yazdığı bir dönemdi. Ben de fenomen annelere toplu e-postalar atarak markalara ulaşmaya çalışıyordum."
"ÇEŞİTLİ İŞLERDE ÇALIŞTIM"
Boston'da üniversite eğitimi alan Bürsin, mezuniyet töreninde hipoglisemi nedeniyle bayılarak çenesini kırdığını ifade etti. Oyunculuk öncesinde farklı alanlarda çalıştığını da dile getiren Bürsin, o dönemi şöyle anlattı, "Şoförlük yaptım, spor salonunda çalıştım, antrenörlük yaptım. İlk ücretli işim bir fast food reklamıydı. Bir sandviçten ısırık aldım ve bin dolar kazandım. Babama anlatırken inanılmaz heyecanlıydım."
"CİNSELLİK OLMADAN DA BAĞ KURULUR"
Kadın-erkek dostluğu konusunda net bir görüşe sahip olan oyuncu, toplumda hâlâ geçerli olan bazı önyargılara karşı çıkarak şu ifadeleri kullandı, "Hayatım boyunca kadınlarla çok iyi arkadaşlıklarım oldu. Cinsellik olmadan da güçlü bağlar kurulabilir. Bunun aksini düşünmek bana mağara adamı zihniyeti gibi geliyor."
"AİLE, SADECE KAN BAĞI DEĞİLDİR"
Fiziksel olarak ailesinden uzak geçirdiği yıllara rağmen, duygusal bağlarını hiç kaybetmediğini vurgulayan Kerem Bürsin, aile kavramını şu sözlerle tanımladı, "Aile, kan bağı değil; güven ve yakınlıktır. Seçilmiş aile kavramına da inanıyorum."