Kaleli: Topuklu Giyen Kadını Sevmem
Oyuncu İlker Kaleli, çoğu erkeğin aksine kadında topuklu ayakkabı sevmiyor:
'Kayıp Şehir' dizisindeki başarılı performansıyla son zamanların en çok konuşulan isimlerinden biri olan İlker Kaleli; canlandırdığı 'İrfan' karakterini ve kadınlarla ilgili zevklerini InStyle dergisinden Buket Baydar'a anlattı.
'Kayıp Şehir'de hayat verdiğiniz 'İrfan' karakterine dair izleyicilerin tezat duyguları var; bazen çok seviliyor, bazen hiç sevilmiyor. Bu çoklu duyguları yansıtmak sizin için nasıl bir deneyim?
Oynadığım karakteri ve onun yaşadığı şeyleri kendi günlük hayatımda hissettiğim anlar oluyor elbette. Ama özel hayatımı ona kaptırmamaya özen göstererek karakteri anlamaya çalışıyorum. Kamera çekime başladığı zaman sahneyi ezberlemiş bir oyuncu olarak değil, o hisleri kendisi de yaşamış biri olarak görünmek istiyorum.
MÜMKÜNSE MAKYAJSIZ OLSUN
Giyim konusunda bir kadında ne hoşunuza gider ve ne gitmez?
Genelde ben kadınların topuklu ayakkabı giymesini sevmem. Birlikte olduğum kız arkadaşlarıma, "Topuklu ayakkabı giyme" demişliğim de vardır. Çoğu kadının topukluyu taşıyamadığını düşünüyorum. Bir kadına yüksek ökçeleri çok nadir ve hatta binde bir yakıştırıyorum, o da sadece gece... Makyaj için de aynı şey geçerli, mümkünse makyajsız olsunlar.
Peki, bir kadında aradığınız ilk özellikler neler?
Çok göreceli, çok boyutlu bir konu bu. Tabii ki bir fiziksel güzellik vardır ama bu benim hayatımda ilk sırada değil. Gözünde ya da elektriğinde onun ruhunu görüyorsam veya kendinden emin bir kadınsa; güzeldir benim için. Fiziksel olarak birçok insana göre güzel değildir belki ama beni ona çeken şeyin; derinlik, karizma, ruh olduğunu anlamışımdır.
AŞKA KENDİMİ KAPTIRIRIM SONRA DÖNER YİNE KAPTIRIRIM
Aşık olduğunuzu nasıl fark edersiniz?
Artık başka bir şey düşünmemeye başlamışsam, "Eyvah ben aşık oldum" derim. Aşkı nasıl yaşayacağım, biraz partnerime de bağlı. Açıkçası aşkı kendi içimde tutkulu yaşarım: Kaptırırım, sonra dönerim, sonra tekrar kaptırırım.
HAYATIMDA BİRİ YOK!
Bu aralar bünyede aşk var mı?
Yok öyle bir şey.
Genelde nasıl bir stiliniz var?
Kıyafetlerim genelde görüntüden ziyade ruh halimle alakalı oluyor. Zaten insana bir şeyin yakışıp yakışmadığı, o anki ruh haliyle alakalı bence. Giydiğin şey belki tezgahta, askıda güzel duruyor ama o sen misin? Seni ne kadar yansıtıyor? Seçtiklerin seninle ya kontrast ya da uyum içinde olmalı. Ben kıyafetlerin, önüme geçmesini sevmiyorum; daha nötr, pastel parçalar tercih ediyorum.
İSTANBULLU OLMAK BENİM İÇİN AVANTAJ OLDU
Londra'da LAMDA'ya kabul edildiniz, peki ya sonrası nasıl gelişti?
LAMDA'ya (The London Academy of Music and Dramatic Art) kabul edildiğimi öğrendiğim an çok mutlu oldum. Bu başarı sadece oyunculukla ilgili değil, hayat anlamında da önem taşıyordu. Anlatırken bile hala heyecanlanıyorum. Orada eğitim almak çok özel bir şeydi.
Peki İstanbul mu, yoksa Londra mı daha cazip geliyor size?
Londra'ya gittiğimde, İstanbul'a dışarıdan bakmakla, içinde yaşamak arasında çok büyük fark olduğunu anladım. İstanbullu olmak, bana yurt dışında çok büyük avantaj sağladı. İstanbul kendi içinde çok fazla hayat barındıran, etnik kökenler anlamında çok kültürlü bir yer. İçinde büyümüş olmanın insana çok şey öğrettiğini Londra'ya gidince fark ettim. İstanbul çirkinlikle güzelliğin bir arada yaşandığı, nadir şehirlerden ama kesinlikle çok karizmatik.
BAZEN BİR NOTA AĞLATABİLİR
Size neler ilham verir?
Her şey olabilir. Sokakta gördüğüm birinin veya çok iyi tanıdığım bir insanın farkında olmadan attığı bir bakış... Mesela en son yolda, çok iyi bildiğim bir parçanın daha önce hiç fark etmediğim bir notasını duydum; kendi kendime "Bazen bir nota bile insanı ağlatabilir" dedim.
Sabah : http: //www.sabah.com.tr