Kadın Mankenlere Taş Çıkarttı!
Kadın görünümlü erkek model Andrej Pejic, moda dünyasına androjenliği getiren isimlerden biri.
Andrej Pejic, geçtiğimiz yıl Jean Paul Gaultier'nin hem kadın, hem erkek koleksiyonu tanıtmak için podyuma çıktığında moda dünyasında yer yerinden oynamıştı.
Kusursuz bir kadın görüntüsüne sahip olan 1991 doğumlu Pejic'in aslında bir erkek olduğunu kabul etmek zor. Androjen kavramını yerle bir eden, kadın ve erkek ürünlerini aynı başarıyla tanıtan Pesic, 'Forum Fashion Week' kapsamında Türkiye'deydi. Ünlü manken sorularımızı yanıtladı...
Androjenlik kavramını baştan yarattınız. Tüm dünyanın size gösterdiği ilgi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Biliyorum, şimdiye kadar benim gibi kendisini androjen olarak tanımlayan ve moda dünyasına bu kadar güçlü giren bir isim olmadı. Bu da herkese çok ilginç geldi ve dikkatleri çektim. Tabii bunda, bana bu fırsatı veren markaların da büyük etkisi oldu. Eğer Jean Paul Gaultier bana güvenip, cesur davranıp bu imkanı sağlamasaydı bugün bu noktaya gelemeyebilirdim.
"MEMNUNUM!"
Görüntünüz insanı yanıltıyor. Siz kendinizi nasıl görüyorsunuz?
Çoğu zaman aynı sizlerin beni gördüğü gibi görüyorum. Ne erkek, ne de kadın olarak net bir görünümüm yok; ben sadece Andrej'yim. Bir kadın kadar güzelim ama bir o kadar da erkeksi ve sade bir duruşa sahibim.
Giydiğim kıyafetleri en iyi şekilde sunmaya çalışıyorum; kendimi ön plana çıkartmıyorum. Kendimi bazen daha kadınsı, bazen daha erkeksi hissedebiliyorum, bu durumdan da memnunum.
Ünlü olmadan önce ne yapıyordunuz?
Keşfedildiğim Melbourne'da satış elemanıydım. Beni keşfeden ajans sahibi benden alışveriş yaptı. Moda dünyasına girme hikayem de böyle başladı.
Sizce moda dünyasında sizin gibi androjen görünümlü mankenlerin sayısı giderek artacak mı?
Dünyada cinsiyetsizlik gibi bir trend var. Henüz çok cesurca deşifre edilemese de, bu durumun modaya da yansıdığını görüyoruz. Evet, ileride daha çok androjen model göreceğiz ama bunun bir akım olacağını sanmıyorum. Bu bir duruş...
Androjenlik karşınızdakinin algısıyla ilintili bir durum. Bu o kadar kolay bir şey değil. Kafamdaki cinsiyet tanımının da tek temsilcisi benim sanırım.
İnsanın cinsiyetini silmesi zor olsa gerek... Kolay değil. İçinizdeki bazı duyguları bastırmış, bazılarını da keşfetmeniz lazım. Bu aktörlük gibi bir şey değil. Bunun sizin içinizde olması gerekiyor.
"İLGİ ÇEKEYİM"
Podyumda kadın kıyafetlerini mi, erkek kıyafetleri mi tanıtırken daha çok zorlanıyorsunuz?
Her ikisi de kendi içinde zor. Kadınken seksi, erkekken doğal olmaya çalışıyorum.
10 yıl sonrası için hayalleriniz ne?
İşimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum ama belli bir yaştan sonra mankenlik yapmanız mümkün olmuyor. Ancak modelliği uzun yıllar yapabiliyorsunuz. 10 yıl sonra mankenliği tamamen bırakıp, modelliği zevk için yapıp artık kendi tasarımlarımla yol almak istiyorum.
Sevgiliniz var mı?
Benim için aşkın sınırı, tanımı yok diyebilirim. Üstelik ben herkesin ilgisini çekmek isteyen biriyim.
LEA BENDEN DAHA SERT
Arkadaşınız ve sizin gibi androjen bir model olan Lea T. hakkında ne diyeceksiniz?
Lea çok sevdiğim biri. Sürekli aynı kategoride gösteriliyoruz. Benzerliklerimiz var ancak Lea görüntüsü ve duruşu konusunda benden daha sert ve net. Ben sadece kendimim.
ANNEM "GÖRDÜĞÜM EN GÜZEL GELİNDİN" DEDİ
Aileniz görümünüz ve mesleğiniz hakkında ne düşünüyor?
Annem Jean Paul Gaultier'nin defilesini izledi. Benim gelinlikle podyuma çıkmam hakkında da "Gördüğüm en güzel gelindin" dedi. Sanırım bu her şeyi açıklıyor.
Sizi stil ikonunuz kim?
David Bowie, Boy George ve Madonna...
Favori tasarımcılarınız kim?
İşinde iyi olan insanlarla çalışmayı seviyorum. Marc Jacobs'la çalışmak, Jean Paul'ün ilham perisi olmak mükemmel. Onlarla çalışmak da bana büyük tecrübe kattı.
"İSTANBUL'U İÇİME SİNDİRMEK İSTİYORUM"
Türkiye'ye ilk gelişiniz sanırım. Neler düşünüyordunuz Türkiye'ye gelmeden önce?
Türkiye'ye gelene kadar hakkında çok fazla bilgim yoktu. Sadece müthiş bir kültürün içine geldiğimi biliyordum. Bu topraklarda yaşayan medeniyetlerden haberim vardı.
İstanbul beni çok etkiledi, ayak bastığım andan itibaren beni büyüledi. Bir süre burada kalmak, daha fazla gezmek ve İstanbul'u içime sindirmek istiyorum. Eminim İstanbul'da ve Türkiye'de ruhuma katacağım ve esinleneceğim birçok şey bulacağım. Ayrıca en kısa zamanda kitaplardaki, dergilerdeki büyülü görüntüsünden çok etkilendiğim Kapadokya'ya da gideceğim.
Türkler hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Türk insanı sıcakkanlı. Tavırları ve duruşları da hiç soğuk ve uzak değil. Bir kere herkes yardımsever. Bunu yaşamak ve görebilmek beni memnun etti.
Tanıdığınız Türk tasarımcı var mı?
Evet.... Erdem, Hüseyin Çağlayan, Dice Kayek gibi isimleri takip ediyorum. Türk tasarımcılar çok başarılı ve gün geçtikçe dünyada daha fazla ilgi görmeye başlıyorlar.
Sabah : http: //www.sabah.com.tr