Hürriyet yazarları değerlendirdi: İki 10 numaranın mücadelesine hazırlanın

ÖZİL İSTİSNAİ BİR FUTBOLCU

Uğur Meleke, Hürriyet yazarı

Sergen Yalçın; Fatih Terim, Şenol Güneş, Abdullah Avcı, Mustafa Denizli, Ersun Yanal gibi milli takımı da yönetmiş ilk kuşağın ardından ikinci altın jenerasyonun önemli teknik adamlarından biri olduğunu kanıtladı. Okan Buruk'la beraber başı çekiyorlar. Erol Bulut'u da onların arasında sayabiliriz.

Üç büyükler ilk üç sırayı paylaşıyor. Şampiyonluk yarışı içinde bu üç takımın olabileceğini söyleyebiliriz. Ancak zirve yarışından bahsediyorsak ben bu takımlar arasına başka takımların da girebileceğini düşünüyorum. Maç başı iki puan ortalama tutturan takımların şampiyonlukta iddialı olduğunu gördük. İlk yarı itibariyle Beşiktaş ve Fenerbahçe iki puan ortalamasının üzerine çıktı. Ancak aşağıdaki birkaç takımla makas çok açık değil.

Mesut Özil önemli bir transfer. Amerikan Futbol Ligi'nde maaş kotasına takılmayan iki yıldız oyuncu için özel bir hak vardır. Biz buna 'istisnai oyuncu' diyebiliriz. Türk kulüpleri ekonomik olarak zorlu bir süreçte. Ligin toplam borcu 15 milyar liraya yakın. Bu nedenle kuralla belirlenmese de fiilen bir maaş sınırlaması olduğunu söyleyebiliriz. Mesut Özil de bu anlamda istisnai bir oyuncu. Tabii ki yıldız oyuncular, hele ki Özil gibi galaktik bir yıldız, ligin kalitesini de yukarı çekecektir.

EN AZ HATA YAPAN ŞAMPİYONLUĞA ULAŞIR

Mehmet Arslan, Hürriyet Spor Müdürü

Yaşadığımız heyecan sadece puan durumundan kaynaklanıyor. Futbol açısından bir heyecan yaşamıyoruz. Geleceğe dair de umutlanmıyoruz. İkinci devrede en az hata yapan bana kalırsa şampiyonluğa ulaşacak. Bakın, en iyi oynayan demiyorum, en az hata yapan diyorum.

Trabzonspor'dan ikinci yarıda bir çıkış bekliyorum. ve eğer Galatasaray transferlerini gerçekleştiremezse onlarda da düşüş bekliyorum.

Mesut Özil transferine gelirsek... Yerleşmiş bir ifadeyle anlatmak istiyorum: Arkanıza yaslanın ve onu izlemenin keyfine bakın! Geçen günlerde harika bir yazı okudum, Onur Özgen yazmıştı. Fenerbahçe bugüne kadar özlemini duyduğu, Alex gibi bir yıldıza kavuştu. Fenerbahçe hep bu tarz yıldızlarla özdeşleşmiştir. Mesut Özil de kendisine ayrıcalık tanıyabilecek bir kulübe, kendisine sonsuz sevgi verecek bir taraftar topluluğuna kavuştu.

Özil'in performansı Fenerbahçe'nin şampiyonluk yolundaki performansını belirleyecek. Bana kalırsa Özil'in Türkiye'deki rakibi Sergen Yalçın... Yalçın, oynattığı futbol ve kendini ifade edişiyle fenomen karakterini Süper Lig'de sergilemeye devam ediyor. Ne kadar doğru bir ifade bilmiyorum ama ikinci devrede iki 10 numaranın mücadelesini isteyeceğiz.

BAKALIM KİM 'MESUT' VE BAHTİYAR OLACAK?

Uğur Vardan, Hürriyet yazarı

Bu sezon ipi İstanbul klasikleri 'Üç Büyükler'den biri göğüsleyecek gibi. Maratonun 20 maçlık bölümünde Gaziantep FK, Alanyaspor ve Hatayspor ışıltılı anlar sundu ama örneğin geçen sezonki Başakşehir örneğinde olduğu gibi ısrarlı bir takibin parçasına dönüşecekleri konusunda bizleri ikna edemediler. Trabzonspor ise Abdullah Avcı 'aşı'sıyla birlikte oyun kimliğinde değişikliğe gitse de en azından bu sezon için şampiyonluk adayından ziyade 'ilk dört' içinde yer almak türü bir hedefi kovalıyor gibi...

Öne çıkan aktörlere gelince: Sergen Yalçın benim için hep 'kısa mesafe koşucusu' kimliğindeydi, ilk yarıdaki görüntü bu görüşümün yanlış olduğunu gösterdi. Kuşkusuz Siyah-Beyazlılar öncelikli aday konumunda.

Fenerbahçe onca transfere rağmen istikrarsız görüntüsü ve gelgitlerle dolu oyun yapısıyla hala bir muamma. Bu muammaya şimdi de Mesut Özil seçeneği eklendi. Üst düzey yetenek ve her daim Avrupa futbolunun öncelikli vitrinlerinde boy göstermiş bir isim. Lakin geçen marttan beri ayağına 'resmi' olarak top değmemiş. Uyum süreci nasıl geçecek, kalibresinin altındaki bir ligde takımı kendi standartlarına çekecek mi, yoksa var olan standardın içinde bir yıldız olarak parlayacak mı? İkinci yarının en izlenesi serüveni bu olacak kuşkusuz.

Denklemin üçüncü ayağı Galatasaray'da 'Terim'in dördüncü dönemi', özellikle ilk yarıları harcayıp 'Mayıslar bizim' üzerine (hoş, ilk dönemi de böyleydi) inşa edilmiş durumda. Ne var ki bu format geçen sezon işe yaramadı. Onyekuru, Mohamed ve Halil hamleleri bakalım nasıl bir tablo ortaya çıkaracak? Transferler yapıldığına göre başarısızlığı yönetime tahvil eden ve iç meselelere dair şikayetlerini sürekli basın üzerinden kamuoyuyla paylaşan Terim'in mazeretleri sona ermiştir sanırım. Artık sahne sırası onun.

Ligin göze hoş gelen bir oyun aklı, seyri ve çekiciliği olmadığı muhakkak. Bu genel panoramada son zamanlardaki performansıyla en çok Ankaragücü'nün ortaya koyduğu futbolu beğendim.