Hipnozcu Ayşe Hatun
Birol Giray ile birlikte 'Sen ve Ben' isimli bir single çıkaran Ayşe Hatun Önal, hayatını genel geçer kurallara göre sürdürmediğini söylüyor: Ben olması....
Birol Giray, nam-ı diğer Bee Gee ile beraber 'Sen ve Ben' isimli bir single'a imza atan Ayşe Hatun Önal'la röportaj yapmak için buluşuyoruz. Amacımız sadece single'la ilgili soru sormak değil; onunla ilgili kulağımıza gelenleri de öğrenmek istiyoruz.
Mesela Zeki Demirkubuz'un ona bir filminde oynaması için teklif götürdüğünü, sesini çok beğenen ünlü isimler olduğu yolundaki iddiaları konuşacağız ama o hiç oralı değil!
Telefondaki ses tonu aksi biri olduğu izlenimi verse de, bir araya gelince gördük ki son derece sıcak biri... Ünlüler dünyasının 'kağıt bebekleri'nden değil!
Kendini geliştirmek, ruh dünyasını zenginleştirmek için yapmayacağı şey yok.
Bir de erkek hayranları arasında tartışılmaz bir yeri var. Santralistanbul'da iki hafta önce onu sahnede dinleyen bir erkek arkadaşım "Daha sahneye çıkmadan melek enerjisi veriyor" diyor mesela. Bir başkası "Röportaja giderken beni de götürseydin yanında" diye bana kızıyor.
İşte Ayşe Hatun Önal'ın bilinmeyenleri...
Birol Giray ile nasıl bir araya geldiniz?
Bir gün, kız arkadaşlarımla bir restoranda yemek yemek için plan yaptık.
İçimden bir ses "Bu akşam işinle ilgili biriyle karşılaşacaksın" dedi. Birol da aynı şeyleri yaşamış. Birol'la yıllardır çalışmak istiyordum zaten. Elektronik müziğin en iyilerinden biri kendisi...
Yemek sırasında Birol'la "Neden bir şeyler yapmıyoruz?" diye konuşmaya başladık.
Hatta o kendi iç sesini, ben kendi iç sesimi söyledim.
Yani iç seslerimiz bizi bir araya getirdi.
ESKİDEN SAHNEDE TİTRERDİM
Size dışarıdan bakan biri hayatınızdan çok çabuk sıkıldığınızı düşünür.
Mankenliği en ünlü olduğunuz dönemde bıraktınız mesela... Hayattaki amacınız ne?
Ben biraz da olması gerektiği gibi değil de, olmasını istediğim gibi yaşayan bir insanım. Güzel bir şeyler yapmak istiyorum, yapıyorum; yapınca da bitiyor benim için. Bir de negatiflikten çok çabuk etkilenen bir yapım var.
Olumsuz bir şey, beni yaptığım işten hemen soğutabiliyor. Piyasaya ilk çıktığım dönemde insanlar elektronik müziğe çok da hazır değildi. Manken olan birinden daha farklı işler bekliyorlardı belki de... Artık daha hazırım. Eskiden sahneye çıktığımda titrerdim, amatör ruhun verdiği heyecan fazlaydı, mikrofondan bile korkuyordum ama şimdi öyle değilim.
İnsanın kendi içinde olgunlaşmasıyla ilgili bir şey bu.
Peki bu kadar alışkın olunmayan bir müzik tarzını yerleştirmeye çalışırken zorlandınız mı?
Hayır, zorlanmadım çünkü zorlamadım.
Hindistan'a gidip orada ruhani dersler aldığınız doğru mu?
Hindistan'a gittim ama dinlenmek için... İnsana iyi geliyor bazen şehirden uzaklaşmak, iç sesini dinleyebilmek... Çünkü insanların hem çevreyle, hem de çevrenin sizinle ilgili yorumları oluyor. Bu da frekansların karışmasına neden oluyor. Şehirden uzaklaşmak, kendine yakınlaşmayı sağlayan bir durum. Bunun Hindistan'la bir ilgisi yok. Ama tabii Afrikalı bir eğitmenden hipnoterapi eğitimi aldım.
Kendi kendime hipnoz yapabilme yeteneğine sahip oldum. Bunu bana Afrikalı bir Şaman öğretti.
OYUNCULUK BAŞKA BİR YETENEK
Dizi ve film projeleri için teklif geliyor mu?
Bir dönem çok sık geliyordu. Birçok yapımcı benimle çalışmak istediğini belirtti ama o dönem çok hazır değildim.
Bir de oyunculuk çok başka bir yetenek gibi geliyor bana. Sabırlı olmak gerekiyor. Bir ışık için saatlerce beklemeniz gerekebiliyor. Sabah sete gelip ertesi sabah çıkabiliyorsunuz; bu bana uymuyor. O işi sevmek lazım.
Peki Zeki Demirkubuz'un 'Kıskanmak' isimli filmi için size teklif getirdiği doğru mu?
Evet ama o dönem zamanla ilgili bir sorunum vardı. Yoksa çok güzel bir teklifti ve çok hoşuma gitmişti.
Zeki Demirkubuz çok sevdiğim ve çok başarılı bir yönetmen. Fakat o dönem yurt dışına gidiyordum ama tabii ki yine bir teklifle gelirse, onun bir filminde oynamak isterim.
Hayalleriniz var mı?
Tabii ki ama benim hayalim sürekli değişiyor ve farklılaşıyor. Bazen çok basit, bazen çok büyük hayallerim oluyor. "Hayatım boyunca hayal etmedim" diyen insanlara çok şaşırıyorum. Bana çok garip geliyor çünkü benim sürekli aylık, yıllık hayallerim vardır.
OSCAR BİR METAL PARÇASI
Peki uzun döneme bağlı hedefiniz var mı? Mesela; oynadığınız bir filmle Oscar almak istemez misiniz?
Onlar, 20'li yaşların başında önemli oluyor insan için diye düşünüyorum.
İnsan kendini keşfettikçe dışarıdan alacağı hiçbir ödülün o kadar da önemli olmadığını keşfediyor.
Bir metal parçası olduğunu anlıyorsunuz.
Şimdiki hedefimi söylemiyorum ama enerjisi bozulmasın diye... Ama hep hedeflerim vardır ve o hedeflere göre yaşarım.
Aslında ben yaşayış şeklimi şöyle adlandırıyorum: Yerleşik hayatta göçebe gibi yaşıyorum.
#Sayfa#
SABİT BİR YAŞAMA TUTUNMAK ÇOK GARİP
Halkla ilişkiler yaparken işinizi bırakıp manken oldunuz. Sonra mankenliği bırakıp müziğe yoğunlaştınız. Farklı işler sizi zorlamadı mı?
Çocukluktan itibaren çeşitli kodlamalarla yaşıyoruz. Şartlandırılıyoruz. Kimi bu şartları kabul ediyor, kimi etmiyor. Ben etmiyorum. Ben canım ne istiyorsa onu yapabilme özgürlüğünü kendimde bulan biriyim. Bunun mesleğimde de olması son derece normal; sabit yaşama tutunmak garip geliyor bana.
TWITTER'DA BENMİŞİM GİBİ YAZANLAR MUTLU OLUYOR
Hayranlarınız size olan sevgilerini nasıl gösteriyor?
Ben hayran sitesi olan biri değilim çünkü bu bana çok egosantrik geliyor. Toplansınlar hep beraber, ben onlarla fotoğraf çektireyim gibi bir durumum yok! Twitter'da hesabım yok ama tanımadığım insanlar benim adıma hesap açmışlar anladığım kadarıyla. Ancak çok üsturuplu yazıyorlarmış.
Adınızı kullanarak Twitter hesabı açanlar için yasal işlem başlatacak mısınız?
Mutluluklarını engellemeyeyim! Beni rahatsız etmiyor; onlara mı kafamı takacağım! Beni tanıyanlar zaten internette ya da sosyal medyada olmadığımı biliyor.
HİÇ KİMSE BENİ YOLDAN ÇEVİREMEZ
Elektronik müzikle uğraşmanız ve söz yazmanız ailenize garip gelmiyor mu; onlar bu konuda ne düşünüyor?
Ben lise yıllarından beri söz yazdığım için aileme hiç garip gelmiyor. O zamanlar reşit olmadığım için annem benimle notere gelirdi, sözlerin bana ait olduğunu birlikte tescil ettirirdik. Beni yolumdan çevirmek mümkün değildi ki, kadın ne yapsın; kıyamıyordu.
#Sayfa#
ARKADAŞLARIM CESARETİME ÖZENİYORLAR
Size fazlasıyla cool olduğunuzu söyleyen oluyor mu?
Evet, öyle diyorlar ama benim cool durma gibi bir durumum yok. Ben kendim gibiyim. Herhangi bir etiket almak için herhangi bir tavır takınmıyorum. İnsanların düşüncelerini çok da umursamam; içimden geldiği gibi hareket ediyorum. Yoksa düşündüğümde bu kadar başarılı iş yapıp sonunu getirmemek mantıksız. Yaptığım işin meyvelerini toplayacak bir durumdan dönmek saçma ama ben 'Her işte bir hayır vardır' diye düşünürüm. Piyasanın beni yönlendirmesini istemiyorum, piyasayı ben yönlendirmek istiyorum.
GAZA GELEN BİRİ DEĞİLİM
Kız arkadaşlarınız sizi kıskanmıyor mu?
Sanmıyorum. Ama beni yakından tanıyanlar; en çok benim özgür ve cesur oluşumu kıskanıyorlar. Sohbet ettiğim kız arkadaşlarımın "Cesaretini kıskanıyoruz" dedikleri oluyor zaman zaman.
Sizi olumsuz yönlendiren arkadaşlarınız olmuyor mu mesela...
Yok, zaten ben gaza gelen biri değilim. İnsanlardan fikir alırım ama sonuçta ne biliyorsam onu yaparım. O yüzden bir insanın beni yönlendirmesi de, iğne batırıp söndürmesi de mümkün değil.
Sabah : http: //www.sabah.com.tr