Haberler
Halep'te büyük kriz! Sorun çözülmezse kaybedilmesi an meselesi

Halep'te büyük kriz! Sorun çözülmezse kaybedilmesi an meselesi

Suriye'deki operasyon sonrası Fransızların 102 yıl önce hazırladığı harita yeniden gündem oldu

102 yıl sonra ortaya çıkan harita Orta Doğu'yu karıştıracak

Yenidoğan soruşturmasında 2. dalga operasyonu: 14 şüpheli daha gözaltına alındı

Türkiye'nin kilitlendiği soruşturmada yeni gözaltılar var

Sıkıyönetim ilanı Güney Kore'yi karıştırdı! Başkan Yoon'un yardımcıları istifa etti, sokaklar yangın yeri

Üst düzey isimlerin hepsi istifa etti, atılan sloganlar sokakları inletti

Eşinden Şiddet Gördü

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Şule Yüksel Şenler; İslami bestseller romanların ilkini yazdı.

İzlenme rekorları kıran atv'deki 'Huzur Sokağı' adlı dizi; Şule Yüksel Şenler'in aynı isimli kitabından uyarlandı. Kitap ilk çıktığında 'İslami romanların ilk bestseller'ı' olarak anıldı, yayınlandıktan sonra büyük tartışmalara yol açtı. Dindar insanların hayat hikayelerini ve dindar ile dindar olmayanın hayattaki çatışmasını edebiyat hayatımıza soktu ve geniş bir kesimi etkiledi. Şenler ise İslami kesimin sosyal tartışmalarında başı çeken nadir kadınlar arasında yer aldı. Adeta sembolik bir isim oldu. Yeni Aktüel dergisinden Hasan Hüseyin Kemal; kendi hayatı da aslında bir roman olan Şule Yüksel Şenler'in hikayesini kaleme aldı...

TERZİ YAMAKLIĞI YAPTI

Şule Yüksel Şenler her ne kadar İslami kesimin ilk bestseller roman yazarı olarak nitelendirilse de, onu toplumsal alanda ünlü yapan ve tartışmaların odağına oturtan şey; başörtüsü meselesi oldu. Hatta kimilerine göre Türkiye'de başörtüsü fitilinin ateşleyicisi oldu Şule Yüksel Şenler. Bunu yaparken edebiyata başvurdu ve yazdığı 'Huzur Sokağı' kitabıyla; tesettürü etkileyici bir biçimde gündeme getirdi. Ancak Şenler; başörtüsü ve tesettürü başkalarından önce kendi hayatına sokarak öncelikle kişisel devrimini gerçekleştirmişti. 1940'lı yıllarda çocukken Kıbrıs'tan göç eden ailesiyle İstanbul'a yerleşen yazar, ortaokulu ikinci sınıfta bırakmak zorunda kaldı. Ancak bu onun terzi yamaklığından sonra gazetecilik yapmasını engellemedi.

27 YAŞINDA TESETTÜR

27 yaşında genç bir gazeteciyken inancıyla görüntüsünün tutarlı olmadığını gören Şenler, bu tutarlılığı tesettüre girmekte buldu. Türkiye'de tesettürün artık çoktan geride kaldığının düşünüldüğü 60'lı yıllarda "Öyle örtünmeliyim ki, görenler imrenmeli" diye düşündü. Şule Hanım 'Şulebaş adıyla anılan örtünme modelinin çıkışını şöyle anlatıyor: "Rüzgarda saçım açılmasın diye örtümü arkadan bağlama ihtiyacı hissettim. Bunu da kendime göre bir stile soktum. Bu da bayanlar tarafından hayranlıkla kabul ediliyordu."

SEMBOL OLDU

Şenler; Hürsöz, Babıali'de Sabah ve Yeni İstiklal gazetelerinde kadın sayfalarını hazırladı. Tesettüre getirdiği yeni yorum ve fikirleriyle; tesettürüne gelen eleştirilere direnciyle zamanla sembolik bir şahsiyet haline geldi. Başörtüsüne yükselen tepkiler başörtüsünü onun bayrağı haline getirirken, o da toplumsal alanda başörtüsünün bayraktarı konumuna geliverdi. Şule Yüksel Şenler, 1967 yılında bir yazısından dolayı ilk davasıyla karşılaştı. Bunu izleyen dönemde iki defa hapiste yattı. İmam hatip ve ilahiyat fakültelerine kız öğrenci yetiştirmek için kurs açılmasına destek verip, bunlardan birinde kendisi yöneticilik yaptı. Bu görevi sayesinde yetiştirdiği kız öğrencilerin başörtüsü takmasına örnek olunca başörtüsü meselesi de ülke gündemine fiilen girmiş oldu.

"ÇOK ŞAŞIRDIM"

Şule Yüksel Şenler, 30'lu yaşlarına geldiğinde davasından geri kalmamak için evlenmek istemedi ama sonunda İslami oyunlarda rol alan bir tiyatro oyuncusuyla hayatını birleştirdi. Bu şekilde davasını ve mesleğini aksatmayacağını düşünürken, eşinden beklemediği bir şiddetle karşılaştı. Daha sonra evlilik içinde gördüğü şiddeti anlatırken "Çok şaşırdım, çok. Onlar anlatılamaz! Anlatılırsa inanılamaz... Hiç sebep yok! Birdenbire nasıl oluyor, nasıl ediyor anlamıyorum; gazapla bir şey çıkarıyor ve üzerime hücum ediyor. İlk dayağımı hiç unutmuyorum. Ama nasıl dövmek!" demişti. "Ben konferanslarımda, hem kadınlara hem erkeklere sabır tavsiye ederdim. Ben de söylediklerime ters düşmemek için sabır gösterdim" diyen Şenler, sonunda kurtuluşu boşanmada buluyor. O günlerin Şule Yüksel'i o denli popülerdi ki, devrin dini hassasiyeti yüksek hanımları o ne yaparsa aynısını yapıyordu. Bu yüzden benzer durumdaki kadınları boşanmaya sevk etmemek için koca şiddetini uzun süre dışarıya aksettirmemeyi tercih etti.

EMİNE HANIM İLE TAYYİP BEY'İ BEN TANIŞTIRDIM

"Tayyip Bey, Erbakan döneminde gençlik kolları başkanıydı. Bir toplantı... Sanıyorum Taksim Gazinosu'ndaydı. Annesinin izniyle Emine'yi de yanıma aldım, gittik. En önde oturuyoruz. Önümüzde bir podyum var. Konuşmalar yapılıyor. Tayyip Bey çıktı, şiirlerle süslediği bir konuşma yaptı. Emine'ye; "Nasıl; güzel konuştu değil mi?" dedim. Emine'de ses yok. Başı önünde, kıpkırmızı oturuyor, cevap yok! Bu arada dikkat ediyorum; Tayyip Bey'in gözü arada bizim oraya kayıyor. Vapurda güvertede oturduk. Emine'nin durumu aynı. Dedim ki: "Emine, Tayyip Bey'i sorunca neden cevap vermiyorsun?" Utana sıkıla; "Abla dün gece rüyamda ben onu gördüm. Aksakallı bir zat parmağı ile onu gösterip; 'onunla evleneceksin' dedi. Beyazlar giymişti" diye rüyasını anlattı. ve o gün Tayyip Bey beyaz bir takım elbise giymişti... Kısmet oldu, evlendiler...

EŞLERİME AŞIK OLMADIM

"Ben eşlerime hiç aşık olmadım. Aşkı çok genç yaşta yaşadım; 14'ten 18 yaşıma kadar. Nişanla noktalanıyordu, söz kesildi fakat bozuldu ama bir ömür boyu bende kaldı ve halen de öyledir" diyen Şule Yüksel Şenler; iki evlilik yaptı ancak hayatında aşkı sadece bir defa tattı.

ZİYARETÇİLERDEN KOLTUKLAR ÇÖKTÜ

Şule Yüksel Şenler; 1960'lı yıllarda Anadolu'yu dolaşıp konferanslar verdi. Evinde de konuklar ağırlayan Şenler "Evim büyüktü. Her ayın 10'unu kabul günü yaptım. Bir kez tam 700 kişi gelmişti. Kaç koltuk takımı çöktü" dedi.

Sabah : http: //www.sabah.com.tr

Kaynak: Sabah.com.tr / Magazin
title