Deniz Seki Anayasa Mahkemesi'ne Başvuru Yaptı
Deniz Seki, Yargıtay'ın onadığı hapis cezasına ilişkin Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu.
Deniz Seki'nin avukatı Naim Karakaya yaptığı yazılı açıklamada, yargılama aşamasında adil yargılamanın ihlal edildiğini, tanıkların dinlenmediğini ve delilleri toplama taleplerinin reddedildiğini savundu.
Deniz Seki'nin kullanıcı olduğunu beyan etmesine rağmen uyuşturucu satıcısı olduğuna karar verildiğine dikkat çekilen açıklamada, "Bu şekilde verilen bir karar bizce hukuka aykırı olup müvekkilimizin başta adil yargılanma hakkı olmak üzere temel hak ve hürriyetlerini ağır bir şekilde ihlal etmiştir bu nedenle tarafımızca müvekkilimize vekaleten 15 Nisan 2014 tarihi itibariyle Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapılmıştır" denildi.
Şarkıcı Deniz Seki'nin avukatı Naim Karakaya yaptığı bir sayfalık yazılı açıklamada, "Daha önceden de basına yansıdığı üzere Müvekkilimiz Deniz Seki hakkında kapatılan İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen ve usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğu için tarafımızca temyiz edilen mahkumiyet hükmü, Yargıtay'ın bu davalar hususunda uzmanlaşmış ilgili dairesince bozulmasına rağmen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın itirazı neticesinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nca 'oyçokluğu' ile onanmıştır" denildi.
"DİNLENMESİNİ İSTEDİĞİMİZ HİÇBİR TANIK DİNLENMEMİŞTİR"
Açıklamada, "Dikkat edilmelidir ki bu yargılamada daha sonradan kapatılan bir mahkemece hüküm verilmiş ve bu mahkemeler kapatılırken de yaptıkları yargılama hususunda 'adil yargılanma' yönünden büyük sakıncaların söz konusu olduğu bizzat kanun gerekçesinde yer almıştır. Yapılan yargılamada ise olaya ilişkin gerçeklerin ortaya çıkarılmasına yönelik tüm delil toplama taleplerimiz reddedilmiş, dinlenmesini istediğimiz hiçbir tanık dinlenmemiştir. Mahkemenin kararına dayanak olan tek delil telefon görüşme kayıtları olup bunların da kanuna aykırı olarak elde edildiği tüm yönleriyle ortaya konulmuş, ancak bu yönelik beyanlarımız da her nasılsa dikkate alınmamıştır. Neticede somut hiçbir delil yokken, dinlenen ilgili tüm şahıslar aksi yönde beyanda bulunuyorken ve müvekkilimiz ile ilişkilendirilebilecek tek bir uyuşturucu madde bulunmamışken mahkeme telefon görüşme kayıtlarını gerçek mecralarının çok dışında sübjektif bir şekilde yorumlamış ve yalnızca kullanıcı olduğunu beyan eden ve bu gerçek de her yönüyle açık olan Türkiye'nin en önemli ses sanatçısı ve bestecilerinden birinin uyuşturucu satıcısı olduğuna karar vermiştir. Bu şekilde verilen bir karar bizce hukuka aykırı olup müvekkilimizin başta adil yargılanma hakkı olmak üzere temel hak ve hürriyetlerini ağır bir şekilde ihlal etmiştir bu nedenle tarafımızca müvekkilimize vekaleten 15 Nisan 2014 tarihi itibariyle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılmıştır" ifadelerine yer verildi.
"MÜVEKKİLİMİZİN SUÇSUZ OLDUĞUNA OLAN İNANCIMIZ İLK GÜNKÜ GİBİ DEVAM ETMEKTEDİR"
Açıklamada şu ifadelerle tamamlandı: "Bu başvuruda ilk olarak, yargılamayı yapan mahkemenin kapatılmasına rağmen, kanuna eklenen ek bir madde ile verdiği kararların geçerli olmasının sağlanmasının Anayasa'nın eşitlik, hukuk devleti ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiği ve bu yönüyle Anayasa'ya da aykırı olduğu belirtilmiş, Anayasa Mahkemesi'nin bir dava olan bu bireysel başvuruda öncelikle bu Anayasa'ya aykırılık iddiasını incelemeye yetkili olduğu ve bu kanun maddesini Anayasa'ya aykırı olduğu için iptali ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine hükmetmesi talep edilmiştir. Bunun yanında, başvurumuzda mahkemenin tüm delil toplama taleplerimizi reddetmesi ve yalnızca kovuşturma aşamasında kolluk tarafından ayıklanarak dosyaya sunulan telefon dinleme kayıtlarını esas almasının müvekkilimizin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile korunan adil yargılama hakkını ihlal ettiği belirtilmiştir. Yine başvuruda 'hukuka aykırı delillere dayanılarak' varılan hükmün 'hakkaniyete uygun bir yargı' olmadığı bunun da adil yargılama hakkını ihlal ettiği vurgulanmış ve son olarak müvekkilimiz hukuken uyuşturucu kullanıcısı olarak değerlendirilmesi gerekirken, aksine, eldeki mevcut delillere göre hiçbir makul gerekçe olmamasına rağmen uyuşturucu satıcısı olarak nitelenmiş olması karşısında müvekkilimize suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilerek,
suçta ve cezada kanunilik güvencesinin ihlal edildiği hususu tüm yönleri ile açıklanmıştır. Bu gerekçeler çerçevesinde neticede, belirtilen hususlara yönelik hak ihlali kararı verilmesi ve bu hak ihlallerinin açıkça yeniden yargılamayı gerektirmesi nedeniyle kararın yeniden yargılama yapmak üzere ilgili mahkemeye gönderilmesi talep edilmiştir. Müvekkilimizin suçsuz olduğuna olan inancımız dosyaya vakıf olduğumuz ilk günkü gibi devam etmektedir, bugün yaptığımız bu başvuru da bu inancımızın en tabii sonucudur. Adil bir yargılama yapılabilmesi amacıyla yapmış olduğumuz bu başvurumuz sonucunda hak ihlali kararı verileceğine ve yeniden yargılama yapılarak adaletin yerini bulacağına olan inancımız tamdır."