Bu nasıl bir utanmazlık? Savaş Özbey yazdı
O dönemin popu, arabesk müzik yapıyordu.
O dönemin popu, arabesk müzik yapıyordu. "Şikayetim Var" albümüyle 1982'de meşhur oldu, büyük başarı.
Daha 22 yaşındaydı. Yani bizim Aleyna Tilki kadar henüz ya var, ya yok o zamanlar...
Ama tadını süremedi.
O meşhur olduğu yıl iki gözünü birden kaybetti.
Halbuki ne güzel kızdı, kalem kaş-badem göz...
Gözlerini kaybetmesinin nedeni kocasıydı. Sahnedeyken, yüzüne kezzap attı. Teslim olmadı, kaçtı.
Doktorlar Bergen'in sol gözünü kurtardılar. Ama sağ gözü bir daha açılmadı.
Ama yılmadı. Dört yıla, dört albüm sığdırdı. Albüm için falan gerektiğinde...
Bütün fotoğraflarda sağ gözünü hep saçlarıyla kapatacak şekilde poz verdi.
Son albümü, kendine lakap olacak "Acıların Kadını"ydı.
Sıcak bir Adana gecesiydi: 15 Ağustos 1989.
30 yaşında öldü. Kurşunla. Kurşunlayan kişi, yine daha önce onu "kör eden" kişiydi.
Sevdiği, evlendiği erkek.
Sıcak bir yaz gecesiydi...
Allah'a yakardığı o meşhur şarkısında şöyle diyordu:
"Neler çektim, sen bilirsin / Sen affetsen ben affetmem..."
Aynı saldırıda Bergen'in yaşlı annesi de üç kurşunla yaralanmıştı.
Kızının mezarını demir parmaklıkla kapattı.
Çünkü katili, "Seni mezarında bile rahat bırakmayacağım" demişti.
Burcu mu, Demet mi, Farah mı?
Bizim bildiğimiz adıyla "Bergen"in, gerçek ismiyle Belgin Sarılmışer'in gerçek hikayesi bu. Özgecan Aslan, Emine Bulut, Pınar Gültekin, Aleyna Çakır gibi "kadına şiddet" haberleriyle hafızalarımıza kazınanların belki de ilk "popüler" ismi. 30 sene sonra hayatının film olmasına karar verildi. "Bergen"i Serenay Sarıkaya oynayacaktı. Pandemiden dolayı olamadı. Şimdi Farah Zeynep Abdullah, Demet Evgar, Burcu Biricik gibi ünlü oyuncuların ismi geçiyor.
Bu nasıl bir utanmazlık?
Şarkıcı Bergen'i bu hale sokan isim Halis Serbest. Hayatta.
Ve serbest.
Almanya'da yakalandı, hapis yatıp çıktı.
En son, Bergen'in hayatının film yapılmasına itirazı olduğunu açıkladı:
"Ben mahkemede sorgulandım ve cezamı çektim. Bu nedenle kimse beni sorgulayamaz. Kafanıza göre yazdığınız filmle toplum nezdinde kimseyi alaşağı edemeyeceksiniz."
Haşmetmaapın Bergen'in filmi için şuna izni varmış, buna izni yokmuş:
"Bu filmi çekmek için kime sorup kimden izin aldılar? Benim iznim olmadan kimse bu filmi çekemez. Bu zamana kadar evliliğim ve çirkin sonucunun nedenini kimseyle konuşmadım. Karşılıklı acılar çektik. Kimse bilmez evin içinde neler yaşandığını. Bu nedenle filmcilere sesleniyorum... Yalan yanlış bilgilerle ve ajitasyonla süsleyeceğiniz filmden vazgeçin!"
Yok ya! Çok korktuk.
Ne yaparsın? Filmi yapanlara, izleyenlere de mi kezzap atarsın?
Ama kabahat sende değil.
O kadın 22'sinde karanlığa, 30'unda kara toprağa gömülmüşken...
Sana özgürce gezip, konuşup, bir de "telif pazarlığı" yapma hakkı tanıyanlarda...
Bunu da... Bundan sonra olacakları da...
Kimse değil, bizzat kendimiz yaptık.