Bu Kilisedeki Her Şey İnsan Kemiğinden!
Yaz tatili denildiğinde güneş ve denizin akıllara geldiği günlerin modası geçti. Şimdi başka şeyler moda!
Turizm sezonu başladı. Herkes ya bir yerlere gidiyor ya da yakında gerçekleştireceği tatilin planlarını yapıyor. Çoğunluk denizin, tabiatın, tarihin, ferahlık ve güzelliğin hakim olduğu yerleri geziyor. Ama bazılarına da bu kadarı yetmiyor. Onlar; korkutucu, ürpertici olayların geçtiği mekanları, büyük trajedilerin ve insanlık felaketlerinin geçtiği yerleri, esrarengiz ve heyecan verici güzergahları tercih ediyorlar. Buna korku, felaket ve heyecan turizmi de deniliyor. Bu turizm sektörünün de kendine göre rotaları mevcut. Yeni Aktüel dergisinden Birol Biçer, korku ve felaket turizminin en gözde mekanlarını araştırdı.
SEDLEC KEMİK KİLİSESİ (ÇEK CUMHURİYETİ)
Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag yakınlarındaki Kunta Hora kasabasında bulunan Azizler Mezarlığı, en önemli 'felaket turizmi' mekanlarından biri. 13'üncü yüzyılda kutsal yerlerden getirilen topraklarla karıştırılan mezarlık alanı, kutsal kabul edildiği için ülkede bulunan herkes zamanla burada gömülmek ister. Taleplere cevap vermek için 70 bin mezarda bulunan kemik çıkartılır ve inşa edilen Sedlec Kemikler Kilisesi'ne konur. Kemikler kilisenin dekorasyonunda da kullanılır.
KEMİK KİLİSESİ
AOKIGAHARA ORMANI (JAPONYA)
Japonya'da Fuji Dağı eteklerinde bulunan, Aokigahara Ormanı (İntihar Ormanı), her yıl binlerce korku meraklısını kendine çekiyor. Dünyanın en yüksek intihar oranlarına sahip Japonya'da insanların intihar etmek için seçtikleri başlıca yerlerden biri bu orman. Ormanın her köşesinde, intihar etmek için buraya gelenlerin çürüyen cesetlerine ya da bıraktıkları eşyalara rastlamak mümkün.
KONT DRAKULA ŞATOSU (ROMANYA)
Romanya'da Transilvanya bölgesinde bulunan Bran Şatosu aynı zamanda Kont Drakula efsanesinin de kaynağını bulduğu mekan. Kazıklı Voyvoda olarak anılan ve gerçek Kont Drakula olduğu öne sürülen Sırp Kralı II. Vlad'a ait olan şato Romanya için hem milli hem de turistik bir değer. Dünyanın en meşhur vampirinin ikametgahı olarak görülen şato her sene yarım milyon turisti ağırlıyor.
CATACOMBES (FRANSA)
Fransa'nın başkenti Paris'te bulunan Masumlar Mezarlığı, 18. yüzyılda salgın hastalık bulaştıran bir yer haline gelince; önlem olarak bütün kemikler toplanır ve Paris'teki taş ocağı dehlizlerine toplu halde nakledilir. 1814'e kadar Paris'in tüm mezarlıklarındaki iskeletlerin buraya nakledilmesiyle dehlizler tam bir iskelet müzesine dönüşmeye başlar. Bin 700 metre uzunluğundaki bu dev iskelet deposunu dünyanın dört bir yanından yılda 300 bin turist geziyor. Paris'in yeraltı mezarları dehşetengiz manzarasıyla korku turizminin de en gözde yerleri arasında.
NESS GÖLÜ (İSKOÇYA)
İskoçya'daki Ness Gölü Canavarı hikayesi, canavarı görmek için her yıl binlerce turistin İskoçya'ya gelmesini sağlıyor. Birkaç yılda bir ortaya atılan yeni iddialar ve gazetelere basılan belli belirsiz fotoğraflarla hala dilden dile dolaşan efsanevi yaratık, çoğunlukla bilim meraklısı turistleri bölgeye çekiyor. Aslında bBugüne kadar varlığı hakkında herhangi net bir kanıt bulunamamasına rağmen bir tür dinozor olduğu iddia edilen bu canavarın, gölün derinliklerindeki mağaralarda saklandığına inanılıyor.
ÇERNOBİL (UKRAYNA)
Ukrayna, henüz Sovyetler Birliği'nin bir parçasıyken 1986 yılında Çernobil nükleer felaketi gerçekleşti. Yüksek radyasyon sebebiyle halka yasak olan Çernobil, felaketin 25. yılında kısıtlamalarla da olsa turizme açıldı ve felaket turizminin başlıca merkezi haline geldi. Bölgede nükleer patlamanın izlerinin yanında, felaketin gerçekleştiği günkü haliyle kalan eşya ve yapılara ve Sovyetler döneminin izlerine de rastlamak mümkün.
Sabah : http: //www.sabah.com.tr