Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Aliağa'daki Tüpraş Rafinerisi'nde patlama

Aliağa'daki Tüpraş Rafinerisi'nde korkutan patlama

Naci Görür Malatya'daki son depremi işaret ederek uyardı: Endişe verici

Son depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

20 ilde daha okullar tatil edildi

20 ilde daha okullar tatil edildi

Babamı alan martı

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Kendine özgü çalışmalarıyla çini sanatına yeni bir vizyon kazandıran, dünyaca tanınan, Kütahya'nın meşhur çini ustası Sıtkı Olçar, vefatının 10. yılında kızı Kübra Olçar Erden'in kaleme aldığı Babamı Alan Martı adlı kitapla anılıyor.

Kendine özgü çalışmalarıyla çini sanatına yeni bir vizyon kazandıran, dünyaca tanınan, Kütahya'nın meşhur çini ustası Sıtkı Olçar, vefatının 10. yılında kızı Kübra Olçar Erden'in kaleme aldığı Babamı Alan Martı adlı kitapla anılıyor.

"RUHUMDA HAPSOLMUŞ, BURUK BİR KELEBEK UÇUYOR, YAKINDIR ÖZGÜRLÜK"

Kübra Olçar Erden, hayatının kahramanı olarak belirttiği babası Sıtkı Olçar'ın hayat hikayesini kaleme alma macerasını "Ruhumda hapsolmuş, özgürlüğünü bekleyen buruk bir kelebek uçuyor on yıldır, az kaldı yakındır özgürlük" şeklinde ifade ediyor.

Sıtkı Olçar'ın kızı Kübra Olçar Erden'in, 15 Kasım 2010'da vefat eden babasıyla yaşadığı acı-tatlı hiçbir şeyi unutmamak adına yola çıkarak yazdığı Babamı Alan Martı; "Bir Sıtkı", "Bir Dost Sıtkı", "Bir Baba Sıtkı" ve "Bir Usta Sıtkı" başlıklı dört bölümden oluşuyor. Kitapta, yaratıcılığını tarihle ve geçmişin izleriyle besleyen, UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi ödüllü Sıtkı Usta'nın kendisinin dile getirdiği anıları da okurlarla buluşturdu.

Babamı Alan Martı'nın kapağında ise Kübra Olçar Erden'in yıllar önce babası için yaptığı yağlı boya martı resmi yer alıyor. Kitabın kapak ve sayfa tasarımları da, aynı zamanda grafik tasarım öğretmeni olan kızı Kübra Olçar Erden'in imzasını taşıyor.

1980 yılından itibaren, özellikle İznik çinileri üzerine çalışan ve kaybolup gitmekte olduğu sanılan Kütahya çiniciliğine yeni bir boyut ve dinamizm kazandıran Sıtkı Usta, farklı dokunuşlarıyla sanatında kendi tarzını oluştururken, kendisine ve sanatına ilham veren Kütahya'dan hiç kopmadı. Kütahya çinilerini tüm dünyaya tanıtan, daima herkesin ilgisini buraya çekmeye çalışan Sıtkı Usta, çiniciliğe farklı bir boyut katarak bu geleneksel Türk el sanatının değerini ülke sınırlarının dışına taşıdı. Geçmişe ait olanı, tarihin damıttıklarını kendi yaratı sürecinde bambaşka bir bakış açısıyla yeniden değerlendiren Sıtkı Usta 1980 yılından, vefat ettiği 2010'a kadar yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda kişisel sergi açarak büyük bir hayran kitlesi edindi.

GELİRİ YARDIMA MUHTAÇ KIZ ÇOCUKLARININ EĞİTİMİNE!

Dünyaca ünlü çini sanatçısı Sıtkı Usta'yı, kızı Kübra Olçar Erden'in kaleme aldığı Babamı Alan Martı adlı kitap, Arel Kitap etiketiyle raflarda ve internet sitelerinde okurları bekliyor.

Çini sanatına farklı bir boyut kazandıran Sıtkı Olçar'ın tüm sevenlerine ithaf edilen kitabın telif geliri ise yardıma muhtaç kız çocuklarının eğitimine aktarılacak.

SITKI OLÇAR HAKKINDA:

1948 Kütahya doğumlu, ataları Selçuklulara kadar uzanan, hem dededen hem babadan ağa çocuğu olan Sıtkı Olçar; önceleri Kütahyalı çinicilerden çini alım satımı yaparak çini sanatına başlamıştır. O zamanların çinicilerine, değişik form ve desen üretmeleri için fikir vermişse de belirli kalıbın dışına çıkmak istemeyen çiniciler tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Bunun üzerine, bu değişik fikirlere olumlu yaklaşan bazı ustaları da yanına alarak, 1973 yılında Osmanlı Çini Atölyesi adını verdiği küçük bir atölye kurmuştur.

Sıtkı Olçar'ın keşfedilmesi ise; Artisan Sanat Galerisi'nin sahibi Ertan Mestçi'nin, kafasında şekillenen değişik form ve desenleri Kütahyalı çini ustalarına uygulatmak için yolunun Kütahya'ya düşmesiyle olmuştur. Ertan Mestçi'yi, diğer çini ustalarının aksine heyecanla dinleyen, elindeki bütün işleri bırakarak onun değişik fikirleri üzerinde çalışmalar yapmaya başlayan Olçar; arkeoloji, tarih, araştırma ve okuma merakı sayesinde, yaşadığı toprakların çeşitli kültüründen de faydalanarak çiniye yeni bir soluk getirecek ve artık "Sıtkı Usta" olma yolunda ilerleyecektir. Pek çok çini ustasının içinde, Ertan Mestçi'nin hayalindekini anlayan ve bunları hayata geçiren bir tek Sıtkı Usta olmuştur.

1980'lerin başında sergilediği ilk çalışmalarında, geleneksel 16.-17. yüzyıl İznik ve Kütahya çinilerinin uzantısı gibi görülen tabaklar, çanaklar yapmış ve her yeni sergisinde değişik form ve desenlerle kendini aşmıştır. Sanatçı; 16. yüzyıldan beri İznik ve Kütahya'da kullanılmayan mercan kırmızısı rengi üzerinde çalışmalar yaparak, mercan kırmızısına tekrar hayat vermiştir.

Cenevre, Cezayir, Madrid, Londra, Tokyo, Osaka, Volos (Yunanistan), Paris, New York gibi dünya sanat piyasasının önemli merkezlerinde açtığı sergilerle önce yabancılar tarafından, daha sonraları ise Türkiye'den de büyük bir hayran kitlesi edinmiştir.

2008 yılında UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi ödülünü alan Olçar, zirveye çıkmanın kolay, fakat orda durmanın zor olduğunu dile getirmiştir hep. "Sıtkı" imzasını yukarıya doğru atmasının sebebi de budur. Onun zirveye çıkışını temsil etmektedir bu imza.

Sıtkı Olçar daha sonraları "Çininin Picasso'su", "Çini Dervişi" olarak anılacak ve bir dünya markası olacaktır. Bunun bilincinde olmasına rağmen, sanki bütün bu başarılara imza atan kendisi değilmişçesine tevazuyu elden bırakmamıştır. Sadece sanatıyla değil, yaptığı faaliyetlerle, yardımseverliğiyle, sevecenliğiyle, gösterişi hiç sevmeyişiyle, doğallığıyla, mütevazılığıyla ve en önemlisi "insan" oluşuyla tanınmıştır.

O, sevdiği toprakları hiç bırakmamıştır, bu topraklarda var olduğunu ve buraya ait olduğunu düşünmüştür hep. Memleketi Kütahya'yı tanıtmak, şehre hareket getirmek için çeşitli sosyal faaliyetlerde bulunmuştur. Uçurtma şenlikleri, uno, jeep rallileri, motor yarışları… Bu faaliyetler içerisinde gelenekselleşen, 18 yıl boyunca her yaz düzenlediği "Frig Vadisi" kamplarıyla da dikkatleri üzerine çekmiş, toplumsal sorunlarla da ilgilenmiştir. Sorunları yetkililere duyurmak ve insanları bilgilendirmek adına köşe yazıları yazmıştır.

Renkli bir kişiliği olan Sıtkı Usta, pankreas kanserine yakalanarak 15 Kasım 2010'da vefat etmiştir.

SERGİLER

1980 Akbank Sanat Galerisi – BURSA

1981 Dış İşleri Bakanlığı "Türk Haftası" – TOKYO

1982 Yapı Kredi Bankası Kazım Taşkent Galerisi – İSTANBUL

1983 Yapı Kredi Bankası Bebek Sanat Galerisi – İSTANBUL

1983 Akbank Sanat Galerisi – BURSA

1984 Yapı Kredi Bankası Bebek Sanat Galerisi – İSTANBUL

1984 Dış İşleri Bakanlığı Türkiye Fuarı – OSAKA

1985 Beymen Bedesten Sanat Galerisi – ANKARA

1986 Afrodisias Müze Galerisi – AYDIN

1986 Beşinci Balkan Ülkeleri El Sanatları – TC Temsilcisi Volos

1986 Hotel Grand Yazıcı – BURSA

1987 Alorko Sanat Galerisi – İSTANBUL

1987 Centre Cultural Anatolie – PARİS

1988 Artisan Sanat Galerisi – İSTANBUL

1988 Atika Sanat Galerisi – ANKARA

1989 Art in Action – LONDRA

1989 Yurakkucho Seibu – TOKYO

1990 Universi Automade – MADRİD

1990 Art in Action – LONDRA

1990 Atika Sanat Galerisi – ANKARA

1991 KÜSAV Antika Fuarı Yıldız Sarayı İSTANBUL

1991 Atika Sanat Galerisi – ANKARA

1992 Galerie Loanne – CENEVRE

1992 Art in Action – LONDRA

1992 Hobi Sanat Galerisi – İSTANBUL

1992 İstanbul Teknik Üniversitesi  – İSTANBUL

1993 Artisan Sanat Galerisi – İSTANBUL

1993 Kadife Chalet Sanat Galerisi – İSTANBUL

1994 Artisan Sanat Galerisi – İSTANBUL

1994 KÜSAV Antika Fuarı – İSTANBUL

1995 Türk Büyük Elçiliği – TOKYO

1995 Şark Hayat Genel Müdürlüğü – İSTANBUL

1995 Kurita Müzesi – TOKYO

1995 Atika sanat Galerisi – ANKARA

1996 Orkun-Ozan Sanat Galerisi – ANTALYA

1996 Kashi Wazaki Sanat Müzesi – NİGATA

1996 Palet Sanat Galerisi – İSTANBUL

1997 Agaless Sanat Galerisi – NEW YORK

1997 Atika Sanat Galerisi – ANKARA

1997 KÜSAV Antika Fuarı – İSTANBUL

1997 Anemon Otel Sanat Galerisi – İZMİR

1998 Şark Hayat Sanat Müdürlüğü – İSTANBUL

1998 Bologna Fuarı T.C. Temsilcisi BOLOGNA

1999 Agaless Sanat Galerisi – NEWYORK

1999 MAK-Föyer Österreichischen Müzesi – VİYANA

1999 Artisan Sanat Galerisi – İSTANBUL

2000 Türk İslam Eserleri Müzesi – İbrahim Paşa Sarayı İSTANBUL

2000 İ.M.K. Borsası Sanat Galerisi – İSTANBUL

2001 Beylerbeyi Sarayı – İSTANBUL

2001 Anemon Otel (Galata) – İSTANBUL

2001 Tünel Sanat Galerisi – İSTANBUL

2002 Artisan Sanat Galerisi – İSTANBUL

2003 Artisan Sanat Galerisi – İSTANBUL

2004 CODRAD Otel Brüksel – BELÇİKA

2005 Türk İslam Eserleri Müzesi – İSTANBUL

2006 Orkun-Ozan Sanat Galerisi – ANTALYA

2006 Ayasofya Müzesi Sanat Galerisi – İSTANBUL

2006 Türk İslam Eserleri Müzesi İbrahim Paşa Sarayı İSTANBUL

2007 Türk Şenliği – İSVİÇRE

2007 Antakya Bienali – ANTAKYA

2008 Ankamall Alışveriş Merkezi – ANKARA

2008 Çırağan Palace Alışveriş Merkezi – İSTANBUL

2009 Capacity Alışveriş Merkezi – İSTANBUL

2010 Acıbadem Bursa Hastanesi Sanat Galerisi – BURSA

2010 Sempozyum Panel – KÜTAHYA

2010 Süzer Plaza – İSTANBUL

Kaynak: Hürriyet / Magazin
title