Aydemir Akbaş'tan şok eden Nebahat Çehre itirafı!
Aydemir Akbaş, ilk kez 1964 yılında nikah masasına oturduğu meslektaşı Beyhan Benek ile iki kez boşanıp, üç kez evlendi. 'Tanımadığım kişiyle evlenmem, kimseyi tanımaya uğraşamam' diyen usta oyuncu 'Beyhan olmasa Nebahat Çehre ile evlenmek isterdim' dedi.
Usta oyuncu Aydemir Akbaş, Akşam'dan Yasemin İlan'ın sorularını cevapladı. Türk sinemasının 85 yaşındaki usta ismi Aydemir Akbaş, bugüne kadar 40'ı komedi olmak üzere 127 filmde rol aldı, 8 filmin yönetmenliğini yaptı, 30 kadar tiyatro oyununda oynadı. Ayrıca bir çok TV dizisinde rol aldı. 33 filmin senaryosunu yazdı.
Meslektaşı Beyhan Benek ile ilk kez 1964 yılında nikah masasına oturan Aydemir Akbaş, iki kez boşanıp üç kez evlendi. Her seferinde kişi aynıydı: Beyhan Benek. "Eğer Beyhan ile evlenmeseydim nikah masasına oturmak isteyeceğim kişi kesinlikle Nebahat Çehre olurdu" diyen Aydemir Akbaş, "Onun ev hanımlığına, düzenine hayranım, gerçek bir kadındır. Geçmişte Yılmaz Güney ile evli olduğu zamanlar birbirimizin evine çok gidip gelirdik, muhteşem bir ev hanımıdır. Onun gibi bir kadın zor bulunur. Çok güzel yaşadı, kaliteli insanlarla vaktini geçirdi o yüzden şimdi hayatına kimseyi almıyor. Nebahat'in kalitesine ulaşmak zordur" dedi. Eşi Beyhan Benek ile boşanma nedenlerinin basit ve komik nedenler olduğunu dile getiren Aydemir Akbaş, "İkimiz de inatçıyız, sorunlarımız hep çok basit nedenlerden kaynaklandı. Ayrılıklarımız birkaç ay sürüyor. Yemek neden iyi pişmemiş, çorabını neden oraya koyuyorsun gibi saçma tartışmalar yüzünden boşanıyoruz. Bir ay sonra tekrar barışıyoruz. Nikah şahitlerimiz Metin ve Nevra Serezli oluyordu, onlar da bıkmışlardı artık şahit olmaktan. Yeter dediler son nikahımızda" diye konuştu.
İBO'NUN YAŞADIKLARI AŞK DEĞİL
"Ben bu aşka fazla inanmıyorum. Bu abartılmış bir şey gibi geliyor" diyen Aydemir Akbaş şunları dile getirdi: "Leyla ile Mecnun'a aklım yatıyor da, şimdikiler aşk değil. Bu bir kadını arzulamak, birlikte yaşamak isteme güdüsüdür. İbrahim Tatlıses'in yaşadıkları da aşk değil. Sanatçı beraber çalıştığı kişiye ister istemez bir hayranlık duyar ama buna aşk denmez. Bizim basın buna aşk diyor. Olmaz, olamaz… Bu biraz röportaj abartması, biraz reklam kokuyor. Ama bir şey hissedersin karşındakine çok fazla zaman geçirdiğin için."
SOKAKTAN ÇEVİRDİKLERİNE BAŞROL VERİYORLAR
"Sosyal medyada takipçi sayısı çok olanlara başrol verildiği iddiasını çok tartıştık, sizce başroller neye göre belirleniyor?" sorusuna karşılık Aydemir Akbaş şunları dile getirdi: "Bu şeye benziyor adamın biri çıkıp bir şarkı söylüyor şöhret oluyor. Çocuk oyuncağı mı bu ya! Sinema başka bir şey, bunlar kaç film çekecek, kısa ömürlü hepsi. Çoğu kişi üç dört filimden sonra bitiyor çünkü halk seçmiyor, seçilmiş karakterler değil bunlar. Şimdi yapımcılar sokaktan adam çeviriyor başrol oynatıyor. Hiçbir alt yapıları yok, ne oyuncu ne de tiyatrocu şu an başroller. Yakışıklı bir adam ya da güzel bir kız diye başrolü veriyorlar. Onun alt yapısı yok ki ömürleri uzun olsun, en fazla 4 film çeker sonra silinirler piyasadan, bu her zaman böyle oldu."
TÜRKİYE'DE GERÇEK KOMEDYEN YOK
"Türkiye'de gerçek komedi yapılmıyor" diyen Aydemir Akbaş şunları söyledi: "Ben bile gerçeğini yapamıyorum. Hatta bazı yapımlar o kadar abartılı ki 'bu kadar da olmaz, bu oyunculuk değil' diyorum. Ata Demirer hepsinden biraz ileride, daha kıvrak daha yatkın komediye. Şahan çıkış yolu arıyor, kendini hapsetti, bazı şeylere şartlı o sakalını değiştirdi mi bilmiyorum o sakaldan kurtulması lazım. Benim filmlerim onun sakalsız haliydi. Öfkeli, gariban, tokat yiyen, itilip kakılan tiplemelere hayat verirdim. Ben 85 yaşındayım 34 yaşında birini canlandırıyorum yeni çektiğimiz Sünnet adlı filmde. Başarı budur her yaşı, her karakteri canlandırabilmek. Bugün komedyen geçinenler farklı karakterleri canlandırmayı denemiyorlar, deneseler yapacaklar. Tekdüze gidiyorlar."
ŞAFAK SEZER YAPTIĞI YANLIŞLARIN CEZASINI ÇEKİYOR
Yakın arkadaşı Şafak Sezer'i değerlendiren Aydemir Akbaş, "Şafak Sezer veliahtım olabilir çok büyük kabiliyet, çok yumuşak esnek ama kafasını kullanmıyor. Huysuzlukları var. Şimdi bıraktı, öyle diyor. Yaptığı yanlışların cezasını çekiyor" dedi.
EN BÜYÜK KORKUM ÖLMEK
En büyük korkusunun ölmek olduğunu dile getiren Aydemir Akbaş, "Hayatı o kadar çok seviyorum ki, hayat o kadar güzel ki her şeye rağmen, nefes almak çok değerli. İbo kazayı geçirdiğinde 'iyi ki nefes alıyor' dedim. Aldığı darbe öldürücüydü, kaybedebilirdik. Nefes almak bile çok önemli. Bugün etrafıma bakıyorum akranım kimse kalmamış. Eş dostlarıma bakıyorum yoklar, basından kimse yok, sinemanın cenazesinde kimse yok, çocukluk arkadaşlarım yok, lise arkadaşlarım yok, yok, yok… Kendimi bazen 'mucize bir adam gibi' hissediyorum" diye konuştu.
MİRASIMI GALATASARAY CEMİYETİNE BAĞIŞLAYACAĞIM
Kazandığı tüm parayı gece hayatında yediğini anlatan Aydemir Akbaş, "Birikimim çok fazla değil ama mirasımı Galatasaray Cemiyeti'ne bağışlayacağım. Tabi bunu yaparken evvela kendi ailem, akrabalarım ve dostlarımı düşünmek zorundayım. Onlara bırakacaklarımı bıraktıktan sonra bağış yapabilirim. Ailen, akrabaların açken başkasına yardım etmek, bağış yapmak uygun değil, önce çevreni düşüneceksin. Benim akrabam dururken ben kalkıp cemiyete bağış yaparsam anlamı yok" diye konuştu.