Haberler
Suriye'de Baas Partisi çalışmalarını süresiz olarak askıya aldı

Esad'ın gidişi onları da bitirdi! Faaliyetlerini durdurdular

Sosyal medya platformları WhatsApp, Facebook ve Instagram çöktü

3 sosyal medya platformu, aynı anda çöktü

Bakan Uraloğlu, 16 yaş altı için sosyal medya düzenlemesi geleceğini açıkladı

16 yaş sınırı konuşuluyordu! Sosyal medyaya yeni düzenleme geliyor

Somali ve Etiyopya arasındaki krizi Türkiye çözdü

Afrika'daki krizi Türkiye çözdü

Artık Hayata Karşı Sitemkar Değilim

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Son yıllarda olgunlaştığını söyleyen Şebnem Ferah: Renkli bir çocukluk döneminden sonra sert şeylerle karşılaştım....

Yeni albümü 'Od'la gündemde olan Şebnem Ferah; şarkılarının şifrelerini Yeni Aktüel dergisinden Suat Kavukluoğlu'na anlattı...

İlk şarkı 'Kalbim Mezar'da; 'Küçük prens'in ve 'Kibritçi Kız'ın umudu var. Siz umudunuzu nasıl koruyorsunuz?

İnsan hayatında, dönem dönem bazı eşikler atlıyor. Bir sürü tecrübe; yaşanacak yeni şeyleri nasıl karşılayacağımızı belirliyor. İlle sert koşullar olması gerekmiyor, yapılması mümkün değil gibi gözüken bir şey için de çok umut dolu ve inançlı, hatta inatçı olabiliyorum. İnandığım şeyleri yapmaktan kuvvet alıyorum. Hala birine hediye olarak kitap alacaksam, 'Küçük Prens'i alıyorum.

SAĞDUYU GALİP GELİR

Dünyanın çivisine, bugünün gerisine sahip çıkan birileri gerçekten var mı?

Benim en çok inandığım şey; insanın bir şeyleri kendisinin değiştirebileceğine inancı yani kendi gücü... Hep çok kocaman şeylerin bir anda oluvermesini bekliyoruz. Küçük küçük parçaların bir bütünü oluşturduğunu sürekli unutuyoruz. Bu soruya güncel bir yanıt vermek çok zor ama geniş zamanda hep sağduyunun galip geleceğine inanırım. O noktaya gelene kadar belki çok hatalar yapılır, bir şeyler kaybedilir ama beni hiçbir şey; iyi nitelikleri olan sağduyulu insanlarla beraber hissetmek kadar mutlu etmiyor.

Albümde 'Yaşıma büyük geldi ömrüm' cümlesi belki de sizinle ilgili her şeyi özetliyor...

Çok renkli, mutlu bir çocukluk döneminden sonra kısa sayılabilecek bir süre içinde arka arkaya sert şeylerle karşılaştım; bir sürü insan gibi... Hani bazen insan "Bu kadarı da fazla!" der ya; bana da öyle geliyordu. Ancak o cümle artık bir sitemi seslendirmiyor çünkü biliyorum; hayat her şeye gebe... Nice insan, nice canlı bir ömür süresince neler neler yaşıyor... Sevdiklerini kaybetmek, hakkaniyet duygusundan uzak yaşamak öyle ya da böyle karşılaştığımız şeyler. İstediğin kadar uğraş; hazırlıklı olamazsın. O duyguları başkaları için ne kadar hissedebiliyorsan; hafifletebiliyorsun belki...

HARAP AMA GÜÇLÜ

'Od' metaforu bu şarkıya ve albüme nasıl isim oldu?

Şarkıları daha sonra anlatmakta hep çok zorlanmışımdır. Yazarken çok düşünerek değil de tam tersine kendimi bıraktığım zamanlarda çıkan şarkıları seviyorum. 'Od' böyle bir şarkı. 'Taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmamak'; savaş, katliam anlatımlarında kullanılan bir deyim. Katliamdan bir şekilde sağ kurtulmuş kadar harap ama hala güçlü olmayı anlatmak istedim. Hayatımda hiçbir şarkıyı yazdıktan sonra da böyle hissetmedim.

İnsan olmakla ilgili son yıllarda en çok sizi neler yaralıyor?

Anlamaya çalışmamak... Anlamaya çalışmak yerine kibir içinde boğulmamıza, birinin bir başkasını hor görebilmesine, herkesin kendi doğrusunu tek ve en doğru zannetmesine ve cahillikten bu kadar kuvvet alınabilmesine inanamıyorum.

VİDALARI GEVŞEK TUTMAK LAZIM

'Ya Hep ya Hiç' şarkısının sözleri sosyal medyada coşkuyla karşılandı. "Kazansak da kaybetsek de denemeye değmez mi?" sözlerine umutla sarılanlara ne diyorsunuz?

Her türlü sevgi gösterisi çok kıymetli. Sevgi en özgürce, en cömertçe yaşadığımız şey olmalı. ya öyle olsun ya da olmasın diye bir sürü şeyi idealize edip resmen hayatı yaşamayı kaçırıyoruz. Halbuki vidaları biraz gevşek tutmak, rahat olmak lazım. Herhangi bir şeye korkuyla yaklaşmak yerine arzuyla yaklaşmak lazım. Bunu sadece ikili ilişkiler için söylemiyorum; yapmak istediğimiz şeylere de tutkuyla yaklaşınca, hayat daha zevkli oluyor.

AŞIRI TİTİZLİĞİMLE EĞLENİR OLDUM

'Od' albümü sizin kişisel tarihinizde nasıl bir dönemi resmediyor?

Tecrübeleri değerlendirmeyi öğrenmek de bir eşiği geçmiş olmayı gerektiriyormuş. Bir dönem geliyor ve insan kendini daha verimli bir şekilde yönlendirmeyi öğreniyor. Güven ve cesaret daha yukarıda duruyor. Her zamankinden daha özgür hissediyorsun.

"İlk kez kayıt sürecinin her aşamasının tadını çıkarıyorum" demiştiniz...

Sorumluluk söz konusu olduğunda, aşırı titiz oldum hep. Ama son yıllarda bu durumla eğlenir oldum. Sanırım denge kurmayı öğrendim. Çalışıyorsam çok çalışıyorum, eğleniyorsam sonuna kadar...

Sabah : http: //www.sabah.com.tr

Kaynak: Sabah.com.tr / Magazin
title