Zeytinburnu'nun 500 yıllık ağır sanayi geçmişi "Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Bir Ağır Sanayi Bölgesi Zeytinburnu" kitabıyla gün yüzüne çıkıyor
Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları tarafından basılan "Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Bir Ağır Sanayi Bölgesi Zeytinburnu" kitabı, Zeytinburnu'nun İstanbul'un fethinden sonra başlayıp 1970'li yıllara kadar uzanan ağır sanayi geçmişini Harbiye Askeri Müze Komutanlığı koleksiyonlarıyla gözler önüne seriyor. İlçenin pek bilinmeyen 500 yıllık geçmişi bu eserle gün yüzüne çıkacak.
Zeytinburnu'nun, İstanbul'un fethinden hemen sonra savunma amaçlı at yetiştiriciliği ve küçük deri atölyeleri ile başlayan sanayi serüveni, ilerleyen süreçlerde pamuk, dokuma kumaş ve demir fabrikalarına evirilerek, özellikle Osmanlı'daki sanayi devriminin en kapsamlı uygulama sahnesi oluyor.
500 YILLIK GEÇMİŞİ GÖZLER ÖNÜNE SERECEK
Cumhuriyet döneminde de birçok sanayi şirketine ev sahipliği yapan bölge, o günün şartlarında ağır sanayinin Suriçi'ndeki yerleşim bölgesine girmesini önlüyor. ' Harbiye Askeri Müze Komutanlığı Koleksiyonlarıyla' hazırlanan 'Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Bir Ağır Sanayi Bölgesi Zeytinburnu' kitabı, halihazırda Zeytinburnu'nun 500 yıllık ağır sanayi geçmişini mercek altına alan tek basılı eser olma özelliğine sahip.
"ÇOK ÖNEMLİ BİR ROL"
Kitabın hazırlanması fikrinin başlangıcının Zeytinburnu Belediye Başkanlığı'nın sanayi bölgesinin tarihi miras değerini ortaya koyacak bir kitap isteğiyle doğduğunu söyleyen Prof. Dr. Önder Küçükerman, başlangıçta Zeytinburnu'nun, Türkiye'nin sanayileşmesindeki ilk ve en büyük proje olduğunu düşündüklerini ancak bunun göstergesi olacak somut herhangi bir yapı olmadığı için Harbiye Askeri Müze Arşivleri'ne başvurduklarını belirterek; "Askeri Müze envanterlerinde bölgede imal edilmiş ürünlerin bulunup bulunmadığını araştırdık. Sonuçta şu anlaşıldı ki, bu bölgede yaşanan sanayi alanındaki eşsiz gelişmelerin şahitleri Askeri Müze'de duruyor. Bu ürünlerin ışığında, askeri sanayi ve Zeytinburnu bölgesi arasındaki bağlantıları ve bu konudaki etkilerini aradık. Sonuç olarak, Zeytinburnu bölgesinde Türk Askeri Sanayi'nin bu projesine, Tophane'nin devlet eliyle oluşan ilk büyük sanayi organizasyonu niteliğindeki önemli rolünün varlığı da ortaya çıkmış oldu" açıklamasında bulundu.
GELECEK NESİLLERE KATKI SAĞLAYACAK
Zeytinburnu'nun, devlet eliyle planlanmış hayata geçirilmiş en uzun soluklu ve örgütlü bir sanayi bölgesi olarak yüzyıllara dayanan varlığını sürdürmeyi başardığını kaydeden Prof. Dr. Küçükerman, "1460 yılında bölgede bir sanayi başlamış ve 1980'lere kadar gelmiş ise orada çok büyük bir sanayileşme bilgisi birikmiştir. Bu bilginin sanayi mirası açısından geleceğe ışık tutması hiç kuşkusuz çok önemlidir. Zeytinburnu Belediyesi'nin bu konuda yapmakta olduğu ve yapacağı benzer projeler de bu açıdan gelecek nesillere katkı yapacaktır" diye konuştu.
BÖLGEDEKİ YERLEŞİMLERE DİKKAT ÇEKİLİYOR
Zeytinburnu'nun sahip olduğu doğal ve sosyal verilerin bölgenin sanayi bölgesi olarak seçilmesini dolayısıyla büyümeyi de hızlandırdığına dikkat çeken Dr. Jülide Edirne Erdinç ise, "Bölge deniz kıyısında yer aldığı için dönemin teknolojisi bakımından ağır malzemenin taşınmasını kolaylaştırmaktaydı. Zeytinburnu çevresi verimli sulak topraklarıyla, hayvan yetiştiriciliğine uygundu. Askeri gücün ihtiyacı at yetiştiriciliğinin yanı sıra deri sanayi için uygun koşullara sahipti. Nitekim 1450'li yıllardan başlayarak deri sanayisinin önemli merkezi haline geldi. Bu büyüklükteki bir iş kolunun doğal sonucu olarak çevresinde çok yönlü sosyal ortamlar ve ilgili sanayilerin de kaynağı haline geldi. Bölge, birçok değişik sanayi kolu için uygun ortam ve hammaddeye sahipti. Bu yüzden bir uçta pamuk üretimi ve tekstil sanayinin kuruluşu, bir yandan askeri sanayi ve onun getirdiği uzmanlık alanları, bir yandan iş kollarının ihtiyaçlarına uygun Osmanlı Müslüman ve Gayrimüslim nüfusunun bölgede yerleşmesi gerçekleşti" şeklinde görüş belirtti.
Zeytinburnu'nun Türkiye'nin ilk ve en büyük organize sanayi bölgesi olmasındaki en önemli itici unsurun, o dönemde sanayinin Haliç'ten uzaklaştırılarak İstanbul Surları'nın dışında tutulması gayreti olduğuna işaret eden Dr. Erdinç, "Buradaki asıl amaç sanayinin ihtiyaç duyduğu geniş alanlara cevap vermek ve sanayiyi şehrin dışında tutarak yerleşimlerin güvenliğini sağlamaktı" dedi.