Yönetmen Akay: Türkiye'de Sinema Eleştirisi Düşük Bir Entelektüel Düzeyde Kaldı
SİNEMA eleştirmeni Tunca Arslan ve yönetmen Ezel Akay, Caddebostan Kültür Merkezi'nde sinemaseverler ile bir araya geldi.
SİNEMA eleştirmeni Tunca Arslan ve yönetmen Ezel Akay, Caddebostan Kültür Merkezi'nde sinemaseverler ile bir araya geldi. Tunca Arslan'ın Kırmızı Kedi Yayınevi'nden çıkan "Eleştirmenleri Vurun" kitabının da ele alındığı söyleşide konuşan Arslan, 7'inci sanat sinemanın, diğer sanat dallarından çok daha genç olduğunu ve yapılan her iş ve sanat dalı gibi sinemanın da eleştirildiğini ancak sinemayı üretenler yani yapımcı, oyuncu, yönetmenler ile eleştirmenlerin zaman zaman karşı karşıya geldiğini açıkladı.
"SİNEMAMIZDA DERİNLEŞME YOK"
Söyleşide konuk olan ünlü yönetmen Ezel Akay ise sinema eleştirilerinin düşük entelektüel düzeyde olduğunu, artık eskisi kadar okunmadığını ve yayınlandığı mecra sayısının da azaldığını belirtterek şunları söyledi:
" Türkiye'de muazzam bilimsel eleştiri yazıları yazılıyor. Felsefe eleştirileri yayınlanıyor. Klasik müzik konusunda çok iyi eleştiriler var. Sinema eleştirisine eleştirim ise şudur, 'Bunların asla yanına yaklaşamayacak kadar düşük bir entelektüel düzeyde seyretmiştir. Tunca Arslan'ın kitabı da bunu kanıtlıyor. Eski yönetmenlerin eleştirmenlere verdikleri cevaplar veya tersi çok cılız bence. Bir eleştiri düzeyi olarak çok basit kavramlarla tartışan eleştiriler. Aralarında mutlaka çok derinleşenler olsa da geneli bu şekilde. Bu derinleşmeme, bizim sinemamızdaki derinleşememenin de bir işareti. Çok derin bir şey olsa eleştirmenlere de ilham verecek, olumlu ya da olumsuz anlamda bir içerik doğacak. Derin bir içerik olmadığı zaman onu derin bir şekilde eleştirmek de çok zor oluyor. Derin olmayan içeriklerin eleştirileri daha çok toplumsal analiz gibi görünüyor. Eleştirilerde 'Bu mal çok düşük seviyeli. İnsanlar bunu neden izliyorlar?' konusuna giriyorlar. O nedenle burada bir cılızlaşmadan kurtulamadığımızı düşünüyorum. İnsanların başka alanlardaki fikri faaliyetlerinde yapabildiklerimizi sinema alanında yapamıyoruz. Sinema yeteri kadar derin, entellektüel ve analiz edilmesi gereken bir sanat dalı gibi görünmüyor kimseye. Dünyada neredeyse felsefeye yaklaşan filmler yapılıyor. Üzerinde hakikaten çok uzun süre düşünülmesi ve yazılması beklenen sanat eserleri var sinemada. Türkiye'de de mutlaka bunu hakeden filmler olmuştur ama fikri bir yoksulluğu doğuran bir başka yoksullukla karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum."
Yaklaşık 2 saat süren söyleşide seyirciler de sorular sorarken, yönetmen Ezel Akay ve sinema eleştirmeni Tunca Arslan da kitaplarını imzaladı. - Kumanovalı