Yönetmen Abdulhamit Güler'in sinema dünyasının seçkin isimlerini ağırladığı 'Burada Sinema Konuşuyor' söyleşileri başladı
Fatih Belediyesi'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen söyleşilerin ilk konuğu sinema tarihçisi Burçak Evren oldu. Evren'in görüşleri Türk sinema tarihine önemli bir pencere açtı.
Yönetmen Abdulhamit Güler'in sinema dünyasının seçkin isimlerini ağırladığı "Burada Sinema Konuşuyor" söyleşileri başladı.
Fatih Belediyesi'nin ev sahipliğinde Neslişah Sultan Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen söyleşilerin ilk konuğu sinema tarihçisi Burçak Evren oldu.
Etkinliği yöneten Güler, Evren'in yaşadıklarıyla, bildikleriyle, gördükleriyle geniş bir tarih birikiminin yanı sıra sinema alanında çok ciddi bir arşive de sahip olduğunu söyledi.
Türk sinema tarihiyle ilgili çalışmalarıyla tanınan Evren'in görüşlerinin sinemaya ve kültürel çalışmalara önemli bir pencere açtığını belirten Güler, "Konuya bu zaviyeden baktığımızda memlekete, insanımıza, toprağımıza nasıl bakmanız gerektiğini de anlıyoruz." dedi.
"Fuat Uzkınay'ın filmi günümüze kadar gelmedi"
Burçak Evren, Fuat Uzkınay'ın Ayestefanos anıtının 14 Kasım 1914'te yıkılmasına ilişkin filminin Türk sinemasının doğum günü olarak kabul edildiğini belirterek, "Fakat uzun süre bu filmle ilgili hiçbir bilgimiz yoktu. Zaten film günümüze kadar gelmedi." dedi.
Bu filme dair 1980'li yıllarda yazdığı makaleyle konu üzerine tartışmaların başladığını aktaran Evren, "Ben o zamanki araştırmalarım sonucunda bu film ya çekilmemiştir, ya çekilirken iyi çekilmeyip yanmıştır veya çekilip çalınmıştır gibi tezler ileri sürdüm. Fakat daha sonra bu film ilk olur mu olmaz mı, doğum günü kabul edilir mi edilmez mi derken bu filmden sonra çekilen filmleri değil de bundan önceki dönemleri araştırmaya başladım ve birkaç film buldum." ifadesini kullandı.
"Manaki kardeşler Osmanlı yönetmenleridir"
Yanaki ve Milton Manaki kardeşlerin 1906'da çektikleri filmle Balkan ülkeleri tarafından ilk sinemacılar olarak kabul gördüğünü, halbuki bu yıllarda Balkanların Osmanlı toprağı olduğunu aktaran Evren, şunları kaydetti:
"Bizden başka herkesin sahip çıktığı ama Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı bir yerdeki Manaki kardeşlere biz sahip çıkamıyoruz. Hatta bunların çektiği filmlerden birinin baş oyuncusu da beşinci Mehmed yani Sultan Reşad. Sultan Reşad, Balkan Harbinden sonra 1911'de Selanik ve Makedonya ziyaretine gittiği vakit onun da filmini çekiyorlar. O film Makedonya film arşivinde bulunuyor ve film kutusunun üzerinde Türkiye yazıyor. Madem bizim, o zaman ben bu yönetmenin çektiği ilk filmi 1906'yı baz alırsak bunlar Osmanlı yönetmenleridir diyorum. Tabii ki bizim sahip çıkmamız lazım."
Evren, Manaki kardeşlerin yanı sıra Sigmund Weinberg'in de Osmanlı döneminde çektiği filmlerin bulunduğunu, bu filmlerin elde olmadığını fakat bunlarla ilgili bilgilere ulaşıldığını anlattı.
"Belgeler neyse bunu söylemek zorundayız"
Araştırmaları sonucunda Türk sinema tarihinin başlangıcının yeniden değerlendirilmesi gerektiğine kanaat getirdiğini ifade eden Evren, "Weinberg, sinemayı Türkiye'ye ilk getiren, sinemayla ilgili birçok kuruluşlarda çalışan hatta bir söylentiye göre merkez ordu sinema dairesinin de başına getirilen birisidir. Bu adam dışarıdan geldiği için, Manaki kardeşlere de çok kişi sahip çıktığı için resmi ideoloji tarafından pek kabul görmedi. Ama belgeler neyse bunu söylemek zorundayız." şeklinde konuştu.
Evren, "Tabii ki Fuat Uzkınay Türk sinemasında öncü isimlerden biridir ama bu ülke için bir şeyler yapmış olan diğer insanları da görmezlikten gelemeyiz, onların da hakkını vermek gerekiyor. Bunu kutlayalım ama önceki öncü sinemacılardan da bir vefa borcu olarak söz edelim diyorum." ifadesini kullandı.
Türk sinema tarihiyle ilgili kitapları ve çalışmaları bulunan, hukuk ve arkeoloji eğitimi de alan Burçak Evren, 50 yıllık gazeteciliğinin yanı sıra üniversitelerde sinema üzerine eğitimler de veriyor.