Doğu Karadeniz Yaylaları, Stres Atmak İsteyenleri Bekliyor
Doğu Karadeniz yaylaları, şehrin gürültüsü, iş yoğunluğu ve stresi sebebiyle doğa ile baş başa kalma fırsatı bulamayan yerli ve yabancı turistleri bekliyor.
Doğal güzelliği ve sessiz ortamı ile öne çıkan Doğu Karadeniz yaylaları, şehrin gürültüsü, iş yoğunluğu ve stresi sebebiyle doğa ile baş başa kalma fırsatı bulamayan yerli ve yabancı turistleri bekliyor.
Büyükşehirlerde birçok teknolojik imkanı elde etmelerine rağmen gerek şehrin ulaşım sorunu gerekse iş yoğunluğu gibi nedenlerle doğal yaşam ile iç içe zaman geçirme fırsatı bulamayanların Doğu Karadeniz'de tercih ettiği alanlar arasında Trabzon'daki Uzungöl, Sera Gölü, Çakırgöl, Sümela Manastırı ve ören yeri, Artvin'deki Karagöller, Rize'deki Kaçkarlar, Yedigöller veya buzul gölleri, Gümüşhane'deki Limni gölü bulunuyor.
Buradaki temiz havada piknik ya da yürüyüş yapma imkanı bulan tatilcilerin alternatif turizm açısından tercih sebebi ise doğal güzelliklerinin yanı sıra sessiz ortamı ve tertemiz havası ile öne çıkan dağların etekleri ya da zirvelerindeki yaylalar.
Genellikle ailece özel otomobilleri ile yöredeki yaylalara giden yerli ve yabancı turistler, çadırlar ile kamp kurup şehrin gürültüsü ve iş stresinden uzaklaşıyor. Yaylalarda yürüyüş yaparak dağların eteklerinde deniz görüntüsü veren bulutlara yukarıdan bakma olanağı yakalayan ziyaretçiler, otomobil, motosiklet veya bisikletleriyle dağlarda gezinti yapıp hem tarihi hem doğal hem de kültürel değerleri gözlemleyebiliyor.
Trabzon Kültür ve Turizm Müdürü İsmail Kansız AA muhabirine yaptığı açıklamada, sanayileşen kent yaşamından bunalan insanların temiz havalı ve bol oksijenli doğa ile baş başa kalıp biraz olsun dinlenip yeniden enerji toplayarak işinin başına dönmek istediğini, adeta doğa ile baş başa kalma özlemi çektiğini ifade ederek, bu sebeple Doğu Karadeniz'de yayla turizminin öne çıktığını söyledi.
Dünyanın hiçbir yerinde deniz kıyısından 45 dakikada 3 bin rakıma çıkma imkanı olmadığını fakat yörede bu imkanın bulunduğunu anlatan Kansız, "Yöredeki dağlarımızın, yaylalarımızın doğal güzelliğinin yanı sıra böyle bir özelliği var. Zigana Dağı'nın, Sultan Murat'ın, Hıdırnebi'nin, Kayabaşı'nın ve Uzungöl'ün böyle bir özelliği var. Aynı zamanda bu yaylalar Türk ekonomisine katkı veren, yani hayvancılığın sürdürüldüğü, süt ve süt ürünlerinin üretildiği mekanlar" dedi.
"Yaylalar saklı cennet"
Kansız, yayla turizminin önemine değinerek, "Turizm açısından Doğu Karadeniz ve yaylaları saklı birer cennet. Trabzon'da Zigana Yayla Kent, Kayabaşı, Hıdırnebi, Sultan Murat Yaylası, Limon Suyu Yaylası gibi yaylalar turizme hizmet veren yaylalarımız olarak belirlenmiştir. Şimdi yeni bir konsept gelişti. Sadece tesis anlamında bakmayacağız yayla turizmine, geleneksel mimari yapımızı koruyarak, o geleneksel mimari yapıda turizme hizmet verebiliriz, geleneksel gıdalarımızla, yöresel tatlarımızla turistlere bir dağ evinin içerisinde kaliteli hizmet verebiliriz" ifadelerini kullandı.
Yörede yayla turizminin geliştirilmesi için doğayı bozmadan yol, yapılaşma ve tesisleşme anlamında çalışmalar yürütüldüğünü kaydeden Kansız, "Turizmin her çeşidine hitap edebilecek şekilde çalışmanın içerisine girilmiştir. Bütün yaylalarımızı turizme açma niyetinde değiliz. Bu tabi ki doğru olmaz. Sadece belli başlı yaylaları turizm alanı olarak belirledik ve ona göre altyapı çalışmalarını gerçekleştireceğiz" diye konuştu.