Yaşayan Hatıralar"
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi'nde gerçekleştirilen "Yaşayan Hatıralar" programında Mahir İz konuşuldu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi'nde gerçekleştirilen "Yaşayan Hatıralar" programında Mahir İz konuşuldu.
Kızlarağası Medresesi'nde gerçekleştirilen etkinlikte konuşan TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı, Mahir İz'in eğitimcilik yönünden bahsederek, "Coşkun bir ruha ve selim bir zevke sahip olan Mahir İz, yakın dostlarının ve talebelerinin beyanına göre tam bir 'İstanbul Beyefendisi' olarak ömrünü tamamlamıştır" dedi.
Mahir İz'in İslami ilimler ve tasavvuf alanında döneminin en çok itibar edilen alimlerinden sayıldığını aktaran Bıyıklı, sözlerine şöyle devam etti:
"Onun en mümeyyiz vasfı damarlarına işlemiş eğitimcilik aşkıdır. 'Ben ancak bir muallim olarak gönderildim' diyen Sevgili Peygamberimiz'in izinden yürüyen adanmış bir eğitimcidir Mahir İz Hoca. Seksen senelik bereketli ömrü boyunca 'Talebe, evlattan evladır' diyerek öğrencilerini kendi çocuklarından daha öncelikli tutmuş insanları adım adım aydınlığa götüren bir rehber, bir dost insan olmuştur."
Mahir İz'in mesleğine olan bağlılığını anlatan Bıyıklı, İz'in eğitime verdiği önemle ilgili şu ifadelerini nakletti:
"Kıyamet günü Rabbim bana, 'kulum, tekrar dünya hayatına geri dönecek olsan ne olmayı isterdin?' diye sorsa, 'öğretmen olmak isterdim ya Rabbi' derdim. Eğer Rabbim bu soruyu bana bin kere soracak olsa, yine de 'öğretmen olmak isterdim' diye cevap verirdim."
"Öğrencilerine evini, gönlünü açan entelektüel bir öğretmendir"
İz'in öğrencilerine yazdığı mektuplara değinen Bıyıklı, şunları söyledi:
"Mahir İz Hoca, öğrencileri ile sadece sınıfta birlikte olmakla yetinmeyen, okul haricinde de öğrencilerine evini, gönlünü açan entelektüel bir öğretmendir. Yazın Emirgan'da, kışın Erenköy'de yaptığı sohbetlerle bir türlü doyamadığı öğrencilerine sohbet meclislerinde daha fazla ilim irfan muhabbeti aşılamaya çalışan fedakar bir mücadele insanıdır. Hatta mezun olup hayata atılan öğrencileriyle irtibatını koparmayıp yazdığı mektuplarla onları gayrete sevk etmesi de ibretlik bir örnek hadisedir."
Mahmut Bıyıklı, İz'in öğrencileriyle olan diyaloğuyla ilgili ise şu anektodu paylaştı:
"Nitekim öğrencilerinin bir gün kendisine, 'hocam, bu kadar mektuba nasıl yetişiyorsunuz? Biz size yazıyoruz. Siz bize cevap yazmak zorunda değilsiniz. Kendinizi yormayın' diye ricalarına cevaben onlara şöyle demiştir; 'Evladım, mektup yazmak selam vermeye benzer. Selam vermek sünnet, almak vaciptir. Siz bana mektup yazmakla selam vermiş oluyorsunuz. Benim size cevap yazmam vacip hükmündedir.'"
Katılımcıların soru cevaplarıyla devam eden program, Mehmet Akif Ersoy'un Mahir İz'e yazdığı mektubun okunmasıyla sona erdi.