Yaşar Kemal: Edebiyat Değil, Namusum Umurumda
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Dün Çankaya Köşkü'nde Düzenlenen Bir Törenle Edebiyatta Yaşar Kemal, Mimaride Turgut Cansever ve Müzik Dalında da Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça'ya Verildi.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri dün Çankaya Köşkü’nde düzenlenen bir törenle edebiyatta Yaşar Kemal, mimaride Turgut Cansever ve müzik dalında da Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça’ya verildi.
Yaşar Kemal, küreselleşmeyi ve eğitim düzenini eleştirerek, "Edebiyatım umurumda değil, namusum umurumda" diye konuştu.
ÇANKAYA Köşkü’ndeki ödül töreninde konuşma yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Ödül alan üç kültür adamının uğradıkları haksızlıklara" değinerek, "Sizleri üzmüş olabiliriz" dedi.
Gül, konuşmasında Yaşar Kemal’den bahsederken de, "Sayın Yaşar Kemal, Homeros’tan Dede Korkut’a, Kürt destanlarından Yunus Emre ve Karacaoğlan’a, Evliya Çelebi’den Sait Faik’e uzanan son derece zengin edebi geleneklerimizi kendi evrensel ve anıtsal eserlerine dönüştürdü" ifadesini kullandı.
Törene eşi Ayşe Baban’la birlikte katılan Yaşar Kemal’e salona gelişinde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen eşlik etti. Davetlilerin ayakta alkışladığı Yaşar Kemal eliyle selam verdi. Eşi Ayten Yavaşça’yla törene katılan Alaeddin Yavaşça salona Başbakan Tayyip Erdoğan’la birlikte gelirken, sağlık sorunları nedeniyle törene katılmayan Turgut Cansever’i törende eşi Nilüfer ve kızı Feyza Cansever temsil etti.
Ödülünü aldıktan sonra konuşmasını belindeki rahatsızlık nedeniyle oturarak yapan Yaşar Kemal, "1,5 aydır bel ağrısı çekiyorum. Kimsenin aklına bir şey gelmesin diye hasta hasta buraya geldim" dedi. Bu yaşında ödülü almaktan memnun olduğunu söyleyen Kemal, kendisini onurlandıranlara teşekkür etti. Konuşmasında, küreselleşmeyi ve eğitim düzenini eleştiren Yaşar Kemal şunları söyledi: "Cumhuriyet dönemiyle birlikte kültürümüze, dilimize dönmeyi öğrendik. Halkevleri ve köy enstitülerinin kurulması bize yardım etti. Bugünkü yeryüzünün eğitim düzeni düzen değil. Böyle bir düzen olmamalı. Bugünkü eğitimle barış da olmaz. Hiroşima’ya atom bombası atılmasını imzalayan ABD Başkanı da bu okullardan gelmiştir. Bu okullar zulüm okullarıdır. Köy enstitüleri dünyadaki en iyi başlangıçlardan biriydi. İnsanlık bir gün mecbur olacak, tutacak bu düzeni. Bu, gelecekte dünyayı gerçek insanlığa kavuşturacak tek düzendir. Bugün milyonlarca insan, açlıktan, bakımsızlıktan ölüyor. Ne halt ederlerse etsinler bu böyle devam edemeyecek ya da insanlık sona erecek. Bir gün, ’Bir Türk yazar bunu söyledi’ diyecekler, edebiyatım umurumda değil, namusum umurumda. Küreselleşmenin farklı dilleri ve kültürleri yıpratıyor. Tek dile kalmış dünya hapı yutmuştur."
Yaşar Kemal, bugün dünyanın da Türkiye’nin de barışa susadığını belirterek, şöyle konuştu: "Anadolu’da yaşayan her halk kendi ana dilini kullanacak. Kendi ana dilinde eğitim görecek, kitaplar yazacak, filmler çekecek. Ben hiçbir zaman karamsar olmadım. Beni okuyanlar da karamsar olmasınlar. Benim kitaplarımı okuyanlar barışçı olsunlar. Ben sevgi, dostluk için yazıyorum. Yoksa gerisi ne olacak. En büyük yazarların eserleri bile ölümlüdür ama içindeki vicdan, sevgi ölümlü değildir. Kötülük her zaman kötülüktür ve ölüme mahkumdur. Sevgi kıyamete kadar yaşar."
Alaeddin Yavaşça da, 82 yıllık ömründe aldığı en önemli ödül olduğunu belirterek, "İlk kez bir cumhurbaşkanından böyle bir ödül almak ve takdir görmek gönlümde unutamayacağım bir ışık yaktı" dedi. Ödüllerin verilmesinin ardından resepsiyona geçildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Hayrünnisa Gül, resepsiyona katılan konuklarla tek tek tokalaşarak ayak üstü sohbet etti.
Kimler katıldı
ÖDÜL törenine Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül’ün yanı sıra, Başbakan Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Sayıştay Başkanı Mehmet Damar, ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, Ankara Valisi Kemal Önal, sanatçı ve yazarlar ile basın ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Törende Erdoğan’ın yanında oturan Hayrünnisa Gül’le uzun uzun sohbet etmesi dikkat çekti.
Gül: Sizleri üzmüş olabiliriz
CUMHURBAŞKANI Gül, ödüllerini verdiği üç kültür adamının uzun sanat yaşamları boyunca şu ya da bu şekilde uğramış olabildikleri anlayışsızlık, ilgisizlik, vefasızlık ya da haksızlıklar nedeniyle zaman zaman üzülmüş olabileceklerine dikkat çekerek, şunları söyledi: "Bu davranışlar sayın Cansever için yarattığı bazı eserlerin bakımsız kalması, şehircilik ve mimaride özensiz ve kişiliksiz bazı uygulamaların hakim olması ve giderek bunların bazen daha çok ilgi görmesi; sayın Yaşar Kemal bakımından gençliğinde bazı el yazmalarının el konularak yok olması, evrensel ve toplumsal barış ile ilgili olarak yapmış olduğu çağrı ve uyarıların zamanında ve yeterince dikkate alınmamış olması veya kitaplarının korsan baskılarının önüne geçilememesi; sayın Yavaşça için ise müziğimizin yozlaştırılması veya telif haklarına riayet edilmemesi biçiminde ortaya çıkmış olabilir. Bunların dışında sizi üzen başka şeyler de olmuş olabilir. Ama her şeye rağmen bugün, başta hükümet olmak üzere devletimizin kurumlarında, vatandaşlarımızda kültür sanata karşı giderek daha ilgili, daha saygılı bir yaklaşımın gelişmekte olduğunu da memnuniyetle görüyoruz."