Vefatının 5. Yılında "Metin Erksan" Anılıyor
SAM Türkiye Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliğince, 5 yıl önce hayatını kaybeden yönetmen Metin Erksan anısına düzenlenen "Metin Erksan Filmleri Haftası"nın 2. gününde, ünlü yönetmenin "Kuyu" isimli filmi konuşuldu.
SE-SAM Türkiye Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliğince, 5 yıl önce hayatını kaybeden yönetmen Metin Erksan anısına düzenlenen "Metin Erksan Filmleri Haftası"nın 2. gününde, ünlü yönetmenin "Kuyu" isimli filmi konuşuldu.
Grand Pera sinema salonlarında gerçekleşen seminere katılan konuşmacılar, usta yönetmen Metin Erksan'ın "Kuyu" isimli filmini ve ünlü yönetmen ile yaşadıkları anıları anlattı.
Yönetmen Yılmaz Atadeniz, Erksan'ın her konuda bilge olduğunu işaret ederek, "Metin'in film çekmediği zamanlarda yazdığı yazı ve makaleler var. Keşke bunları kitap haline getirseler, o makaleler çok önemlidir. Bir kitap haline gelse ve birileri bunları bassa, çok satacağını ümit ediyorum çünkü Metin, tek taraflı değil çok taraflı bir adamdı." ifadelerini kullandı.
Türk sinemasında kurulan her türlü sendikanın içinde yer aldığını belirten Atadeniz, "Bir dernek kurduk bunun başkanı Ömer Lütfi Akad, ikinci başkanı da Metin Erksan idi. Ertem Göreç, genel sekreterliğini yaparken ben de onların üyeleriydim. Bu dernek çok önemli işler başardı ve oradan gelen güzel beraberliklerimiz oldu." dedi.
Erksan ile hiçbir zaman birlikte çalışmadıklarını söyleyen Atadeniz, şunları kaydetti:
"Metin benim için çok önemliydi. 'Yedi Kocalı Hürmüz'ü çekerken o da 'Susuz Yaz'ı çekmişti. 'Metincim, senin iş kopyanı seyredebilir miyim?' dediğimde bana, 'Ben iş kopyasını hiçkimseye seyrettirmem ama sana seyrettiririm' dedi ve o zaman Hülya Koçyiğit'e bayıldım ve onu Hürmüz'de oynatmak istedim. Fakat Metin buna karşı çıktı, Suna Pekuysal'ı önerdi ve film gereken ilgiyi gördü. Metin Erksan, Türk sinemasına yararlılığı olan ve Türk sinemasını bir adım değil, 3 adım ileriye götüren kişilerden bir tanesidir."
Atadeniz, usta yönetmenin vefatından sonra yeterince anılmadığını vurgulayarak, "Yalnız Metin Erksan değil, birçok oyuncumuz var ve hiç anılmıyor. Bunlar Ayhan Işık, Turan Seyfioğlu, Belgin Doruk, Neriman Köksal, Erol Taş, Kadir Savun ve Hababam Sınıfı'nın oyuncuları gibi pekçok oyuncu yeterince hatırlanmıyor. İnsan, şu an üzüntü içerisinde çünkü Münir Özkul konuşamıyor, onu çocuk mamasıyla besleyen bir hanımefendi tarafından bakılıyor. Erksan'a dönecek olursak, birçok filmler çekebilirdi ama ne yazık ki yeterince çekemedi." dedi.
"Kuyu, Erksan'ın bakış biçiminin farklılığını en iyi gösteren filmidir"
Prof. Dr. Kurtulmuş Kayalı da ünlü yönetmen Erksan'ın, yaşamı boyunca yapmak istediklerini yapamadığını sürekli dile getirdiğini anlatarak, "Hatta belli bir süre sonra da, 'Kafamda binlerce proje vardı' dedi. Hem Metin Bey'e bir çerçeveden bakmak, hem de bununla paralel olarak, Metin Bey'in anlaşılış biçimi üzerine durmak, gerçek fotoğrafı ortaya çıkarabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de Metin Erksan'a bakış biçimini değerlendiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"1965'te Metin Bey 'Sevmek Zamanı' isimli filmi çektiği zaman kimse dönüp bakmadı, tuhaf bir film diye baktı. Bu filmin çekilişinden 30 sene sonra insanlar 'Sevmek Zamanı'nı keşfetmeye başladı. Bu o kadar ilginç bir durum ki, hakeza eski dönemde insanlar Lütfi Akad'ın 'Gelin', 'Düğün' ve 'Diyet'ine meftun olmuşlardı. Türkiye'de vakti zamanında 'Vesikalı Yarim' filmine, 'Bu tipik bir genel kadın filmidir' diye bakan insanlar, şimdi ise başyapıt olarak bakıyorlar. Bu çerçeveden bakıp konuyu 'Kuyu'ya getirdiğimiz zaman, çok farklı ve ilginç bir filmdir. Metin Erksan'ın bakış biçiminin farklılığını, en iyi gösteren filmidir."
Kurtulmuş, Erksan'ın filmine Kur'an-ı Kerim'den Nisa Suresi'nin "Kadınlara iyilikle davranın" emriyle başladığını ve filmin bütün hikayesinin bu ayetten doğduğunu söyleyerek, Metin Erksan'ın en önemli ve özel filminin 'Kuyu' olduğunu vurguladı.
Kuyu'nun çekildiği dönemlerde Erksan'ın yeterince anlaşılamadığını ve hem sağcıların hem de solcuların kendisini anlamadığını ifade eden Kurtulmuş, "Metin Bey, eski dönemlerde ve en merkezi filmlerini yaptığı dönemlerde, tipik bir biçimde dışlanmış bir konumdadır." şeklinde konuştu.
"Erksan, 44 filminden 40'ının senaryosunu kendisi yazmıştır"
Film Sanayii ve Tüm Sanatçıları Güçlendirme Vakfı (FİLM-SAN) Başkanı ve Yeşilçam'ın usta oyuncusu Engin Çağlar da Türk sinemasında, Metin Erksan ile en çok filmde çalışan kişinin kendisi olduğunu dile getirerek, "Birlikte 4 film yaptık ki Metin Ağabey ile 2 film yapanların sayısı bile azdır. Aramızda çok büyük bir sevgi bağı vardı." şeklinde konuştu.
Metin Erksan'ın filmlerinin her birinin ayrı bir dünya olduğunu ifade eden Çağlar, usta yönetmen ile 1971'de tanıştığını belirterek, şunları söyledi:
"(Erksan'ın) 'Yılanların Öcü', toprak mülkiyetini düşünerek yapılmış bir filmdir. 'Susuz Yaz' filmi, su mülkiyetini ele geçirmek isteyen insanın hikayesini anlatır. 'Kuyu' ise Türk insanında olan kadın mülkiyetini anlatan bir filmdir. Bu 3 ana mülkiyet, bizim için çok önemlidir. Yönetmenlerin 3'lemesi meşhurdur, toprak, su ve kadın, Metin Erksan'ın 3'lemesidir. Bunların yanısıra Metin Ağabey filmlerinin senaryolarını da kendi yazardı. Yaklaşık 44 filminden 40'ının senaryosunu kendisi yazmıştır."
Oyuncu Demir Karahan ise Metin Erksan'ı hasretle anarak başladığı konuşmasında, ünlü yönetmenle tanışmasını ve oyunculuğa başladığı günleri anlattı.
Diş Hekimliği Fakültesin'in 2. sınıfında öğrenciyken, iyi bir izleyici olmanın dışında Türk sinemasıyla ilgisinin olmadığı bir süreçte, rastlantı sonucu Metin Erksan ile tanıştığını aktaran Karahan, şunları söyledi:
"Hiç unutmuyorum Cihangir'de çatı katı gibi bir eve Metin Erksan ile görüşmek ve tanışmak için gittim. Bana, 'Kuyu diye bir film hazırlıyorum, Susuz Yaz'dan beri de iddialı bir iş yapmadım. Dünya sinemasını alt üst edecek, seni de filmin başrolünde oynatmak istiyorum. Gel konuşalım, tartışalım.' dedi. Önce belli bir mesafe vardı ama tanıştıktan sonra mesafe kalmadı ve çok iyi, yakın dost olduk."
Karahan, "Asıl sorun kendi içine sığmayan, kendisiyle de kavgası olan biriydi. Aşırı entelektüeller böyledir, yetmez. Onun için asıl sorunu kendisiyleydi Metin Ağabeyin, onunla yaşadığım için çok iyi biliyorum." ifadelerini kullandı.
"Tutkulu bir aşkı, beyaz perdeye yansıttı"
Erksan'ın yeğeni Tulip Karamanbey ise 'Kuyu'yu gördüğünde çok küçük olduğunu, hatırlamadığını ve anlayacak yaşlarda olmadığını anlatarak filmi bugün izlediğini ve çok etkilendiğini söyledi. "Kadınlara iyilikle davranın." ayetinden çıkışla düşüncelerini aktaran Karamanbey, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Günümüzde son derecede artan kadın cinayeti ve şiddetine, o zaman böyle bir film yapılması çok ilginç, daha henüz sinemada ve televizyonda böyle bir şey yokken çekilmiş olması bence son derece önemlidir. Amcam Metin Erksan'ın filmlerindeki kadınları üzerine konuşacak olursam, bütün kadınlar yani köylüsü-kentlisi, şarkıcısı-manikürcüsü çok edilgen gibi görünseler de çok etken kadınlar olduklarını görüyorum. Kadınlar, erkeğe göre yaşamıyor, erkeğe rağmen yaşıyorlar, kendi kaderlerini kendileri tayin etmeye çalışıyorlar. Bütün filmlerdeki kadın karakterlerinin böyle olması çok önemli. Bunun da biraz bizim aile yapımızdan kaynaklandığı kanısındayım çünkü kendisi, 2 abisi ve ablası olan bir ailede yetişti. Ailemiz, her zaman kadın ağırlıklıydı. Evimizde hiçbir zaman kadınlara tahakküm edici olunmadı aksine okul, evlilik ve meslek seçimlerimizde kararlarımızda destek gördük, durdurulmadık."
Metin Erksan'ın filmlerinde kameramanlık yapan Çetin Tuncer de usta yönetmenin sinema yolculuğuna eşlik ettiği süreçte edindiği izlenimin, tutkulu bir serüven olduğunu dile getirerek, "Film ne? diyenlere, 'Kocasını öldüren katile aşık olan kadın' derdi. Film bu... Son filminde ise kendisini öldürecek olan katile aşkı işlemişti. Sürekli tutkulu bir aşkı beyaz perdeye yansıttı." şeklinde konuştu.
Metin Erksan anısına düzenlenen "Metin Erksan Filmleri Haftası" etkinlikleri 30 Eylül tarihine kadar sürecek.