Varlık Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi Sayı: 1196 Kitabı
Varlık Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi Sayı: 1196 Kitabı kitabının yazarları, yayınevi, baskı tarihi ve diğer tüm bilgileri. Varlık Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi Sayı: 1196 Kitabı kitabının kısa özeti.
Çizgi-yorum - Semih PoroyÇağımız Bizi Niye Hasta Eder? - Nilgün Tutal Türkiye'de hızla genişleyen hizmet sektörü ile pazarlama ve reklamcılığın merkezi haline gelen İstanbul, New York'un Kristeva'nın betimlediği hiç durmadan strese maruz, sürekli kazanma peşindeki alt orta ve orta sınıfının da kenti aynı zamanda. Tüketmek, bu sınıfın da eğer çalışmaktan zaman bulabilirse yapmayı arzuladığı kayda değer tek etkinlik. Bir Anne İçin Çiçek Toplamak (Şiir) - Metin Demirtaş Ey Ruh, Nereye? - Halûk Sunat Kendimizi kendimize 'yabancılaştıran' illetlerden nasıl arınabiliriz? Yeni bir dünya yaratarak. O dünyayı kuracak ideoloji pratiklerimizin yaratıcı yüzünü bileyerek: Yaratıcı sanatsal ve siyasal pratiklerle "hayatı ve kendimizi dönüşterecek tarzda" hayat(ımız)a müdahil olarak. Benim esin kaynağım, yastık altında kadim dost Marksizm ve elbet, psikanaliz. Sizinkini bilemem. New York, Paris, İstanbul : Hastalıklar Kent Seçer mi? - Ayça Gürdal Küey Evet, ruhsal hastalıklar kent seçmiyor; biraz az, biraz çok, belirti dağılımı belki farklı ama coğrafi sınır tanımadan her yerde yaşanıyor. Önemli olan ruhsallık ve ruhsal sınırlar. İşte bu nedenle Kristeva kaygılanmakta haklı. Bu medetsizlik çağında, New York, Paris ya da İstanbul'da ruhlarımız nereye gidiyor? Sarılık Hastasına Sidik İçirmek - Kaan Arslanoğlu Tüm dünyada en azından son otuz yıldır insanlık bilinçli ve "hür" tercihiyle kapitalizmi seçti, alternatifi bulunduğu halde. Zaten o alternatifleri de on yıllar öncesinden az ya da çok kapitalizme benzetmişti. İnsanlık bu yeğlemesinde ısrarlı olduğunu gösterdiğinden önümüzdeki on yıllar için de umut ışığı zayıf. Öyle vahşi bir sistem ki bu kapitalizm, en uygar biçemleri bile o kadar vahşi ki, insan ruhunun onun içinde daha da yozlaşması, hastalanması zaten kaçınılmaz. Ölümün Akrabası Yok (Şiir) - küçük İskender Dedi ki O (Şiir) - Ahmet Telli Kişinin Epriyen Sınırları - Mustafa Ziyalan / Sayfa 20 Hastalık hastaya nasıl baktığımıza, ondan neler beklediğimize, o hastalıkla uğraşan uzmanların arasındaki iletişime, hastalığın kimlere neye mal olduğuna, tedavisinin kimlere nasıl kârlar sağladığına göre de belirlenen bir kurgu. Hangisi Yeni? - Talat Parman Günümüzün modern insanının yeni ruh hastalıklarına tutulduğunun henüz kanıtlanamamış bir varsayım olarak kaldığını söyleyebiliriz. Ancak öte yandan bugünkü bireyin yaşamının daha önceki dönemlerden çok farklı unsurlar içerdiğini de görmekteyiz. Ekonomik, politik ve toplumsal gelişim sonucu bireyin yaşamının birçok alanında kökten değişimler olmuştur. Bunların onun ruhsallığını etkilemediğini düşünmek gerçekçi değildir.. Tarık Dursun K. ile Söyleşi - Ahmet Önel Hayatın, hele hele yaşadıklarınızın acısıyla tatlısıyla "hikâye" olduğunu fark ettiğiniz noktada kendinizle müthiş bir hesaplaşmaya giriyorsunuz. Dış dünyaya öykü gözüyle bakmanın sakıncası iç dünyanın kendine yabancılaşmasıdır belki de. Yazar Tarık Dursun K. - Raif Özben Tarık Dursun K.'nın öykülerinde konu her zaman bir olay değildir. Bu nedenle o, olay ile öykünün birbirine karıştırılmaması, olay nedeniyle öykünün güme gitmemesi gerektiğini vurgular. Çünkü anlatılan olay "seçilmiş" ve "ilginç" görünse bile öykü salt onun anlatılmasından oluşmaz. Önemli olan onun öykülemesini yapabilmektir. Bu başarılamazsa "olayın yaldızı çabuk düşer." Yazı Çölü (Öykü) - Murat Gülsoy Sabahattin Ali Öykülerinde Anlatıcı "Söylem"i - Kabil Demirkıran-Hülya Bulut Sabahattin Ali'nin öyküleri, kimi zaman anlatıcının merkezde bir kahraman sıfatıyla gözüktüğü, kimi zaman da gözlemci kimliğiyle olayların aktarımcısı durumunda bulunduğu öykülerdir. Anlatıcının olayları dışarıdan anlatır gözüktüğü durumlarda bile eleştirel gerçekçi kimliğini gizlemediği ortadadır. Duvar (Şiir) - Arife Kalender "Apartman" Hikâyesinde Dramatik Yapı ve Şehrin Ölümcüllüğü - Esra Dicle "Apartman", olay üzerine kurulu bir "süreç" hikâyesidir. Kısa, yoğun, ayrıntılardan arındırılmış, dramatik gerilimi canlı tutan soğukkanlı bir anlatımla kuvvetlendirilmiştir. Ezen-ezilen karşıtlığı ve ç