Varlık Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi Sayı: 1193 Kitabı
Varlık Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi Sayı: 1193 Kitabı kitabının yazarları, yayınevi, baskı tarihi ve diğer tüm bilgileri. Varlık Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi Sayı: 1193 Kitabı kitabının kısa özeti.
İçindekiler: Çizgi-yorum / Semih Poroy Parrhesiastes: Hrant Dink / Ferda KeskinParrhesia pratiğinde konuşmanın özgürlüğü kullanmak ve göz boyama yerine dürüstlüğü, yalan veya sessizlik yerine doğruluğu, yaşam ve güvenlik yerine ölüm riskini, yalakalık yerine eleştiriyi, menfaat ve ahlaki duyarsızlık yerine ahlaki görevi seçmek anlamına geldiğini söylüyor kısaca Foucault. Garip gelse de binlerce yıl sonra Hrant Dink'in kendine kurduğu yaşamı ve ölümünü harfiyen tarif ediyor bu sözler. Belki de hem bu değerlerin, hem de Hrant'ın ölümsüzlüğünü... Parrhesiastes Olarak Hrant Dink, Parrhesia ve Yazın / Süreyyya Evren'Parrhesia' daha güçsüz konumda olanın risk alarak konuşması edimidir. İşlevi bir başkasına hakikati ispat etmek değil, eleştiri sunmaktır. Bir filozof bir tiranı eleştirdiğinde, bir vatandaş çoğunluğu eleştirdiğinde veya bir öğrenci bir öğretmeni eleştirdiğinde 'parrhesia' kullanabilir. Türkiye'de bir Ermeni, hem de sosyalist bir Ermeni eleştiri sunduğunda, risk alarak gerçeği dile getirdiğinde, işte Hrant Dink, hakikat anlatıcısı, riskin en ağırını alıyor ve despotluğun en ağırıyla karşılanıyor. "Parrhesias": Foucault'nun Son Semineri Üzerine Düşünceler / Mahmut Mutman Foucault, "parrhesia" ile kartezyen kanıt kavramını karşılaştırarak, antik Yunanlılar için modern anlamda bir kanıtlama sürecinin söz konusu olamayacağını gösterir. Örneğin antik Yunanlıların, "parrhesiastes"in (yani doğruyu söyleyenin) gerçekten doğru olanı mı söylediği, yoksa doğru olduğunu düşündüğü şeyi mi söylediği biçiminde bir sorunu yoktur. Foucault'ya göre, "parrhesiastes doğruyu söyler çünkü söylediğinin doğru olduğunu bilir, ve söylediğinin doğru olduğunu bilir çünkü söylediği gerçekten doğrudur." Sevdalılar (Şiir) / Arif Damar Parrhesia'nın Çifte Eleştirisi "İlerici Bir (Sanat) Kurumu Nedir?" Sorusunu Yanıtlamak / Gerald RaunigYunanca'da parrhesia, kabaca, "her şeyi söyleyen" kişinin, retorik ve anlam belirsizliği olmaksızın, tehlikeli olduğunda bile ve özellikle öyleyken, doğruyu söyleyen kişinin (parrhesiastes'in) etkinliği anlamına gelir. Parrhesiastes, belli bir durumda kamuya mal ettiği doğrunun sahibi olduğu için değil, bir tehlikeyi göze aldığı için, doğruyu söyler. Bir Eğitim Uygulaması OlarakFoucault, klasik edebiyattaki çeşitli kaynaklardan, bir paleontoloğun fırçasının hafifliğiyle, eğitim ile felsefe arasında doğruyu söyleme aracılığıyla bağlantı kuran bir dizi kavramsal, tarihsel ve pratik ilişkiyi kazıp gün yüzüne çıkarır. Belki de, daha önemlisi, Foucault eğitime özgü bu parrhesia biçimi ile demokrasi arasında "tarihsel idealleri yaşayan pratiklere dönüştürecek şekilde" bağlantı kurar. Aktif Siyaset (Şiir) / Necmi Zekâ İbrahim Yıldırım ile Söyleşi / Erdem ÖztopEdebiyatı, edebi olanı çok önemseyen bir romancıyım, ama ülkem üzerine düşünmek, kavramaya çalışmak da bir o kadar önemli benim için. Vatan Gri, Roman Sümbüli / Hande Öğüt İbrahim Yıldırım Köy Enstitüleri'ni "dert" edinerek eskimiş yazınsal uzlaşımların olumsuz değerleri olarak gördüğü ne varsa bunları yapıcı toplumsal eleştiriye dönüştürür. Romanlarında bilinçli olarak parodiyi kullanan Yıldırım, romanın kendisi üzerine kuram üretmek ve bunu da romansal hakikat içinde vermek için yönelmiştir kurmacasa arayışına. Zoilosun Düşü (Şiir) / Cengiz Bektaş Bu Dünyadan Cevdet Kudret de Geçti... / Ayşe KudretCevdet Kudret'in doğumunun 100. yılı dolayısıyla Evrensel Yayıncılık bir 'saygı' kitabı yayımladı. Kitabı hazırlayan Adnan Özyalçıner benden de bir yazı istedi. Edebiyatçı olmadığıma göre, yazınsal değer taşımayacak böyle bir yazı hazırlamaktan, mükemmeliyetçi bir babanın, Cevdet Kudret'in kızı olarak çok çekindim. Üstelik, babamın hastalığı ve ölümü benim için hâlâ çok derin ve keskin bir sızı. Anıları deşmeyi, babamla ilgili duygularımı dile getirmeyi de göze alamıyordum. Ama görev duygusu ağır bastı, bir yazı yazdım. Önce, güvendiğim birkaç kişiye okuttum, icazet aldım. Hele Nezihe Meriç'in beğenisinden de geçince, demek ki olmuş deyip, yazıyı gönderdim. Yeğlerdi Düş (Şiir)