Ussi'nin "Surre Alayı" Tablosuna 920 Bin Lira
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Müzayedede sergilenen ürünlerden detaylar- Katılımcı detayları- Müzayede detayları Antik A.Ş'nin düzenlediği "Değerli Tablolar ve Osmanlı Eserleri" müzayedesinde Stefano Ussi'nin "Surre Alayı" tablosu 920 bin liraya alıcı buldu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Müzayedede sergilenen ürünlerden detaylar- Katılımcı detayları- Müzayede detayları Antik A.Ş'nin düzenlediği "Değerli Tablolar ve Osmanlı Eserleri" müzayedesinde Stefano Ussi'nin "Surre Alayı" tablosu 920 bin liraya alıcı buldu.Antik Palace'de gerçekleşen 289. müzayedede AA muhabirine açıklamada bulunan Antik A.Ş kurucusu ve müzayede yöneticisi Turgay Artam, 35 yılı aşkın bir süredir müzayede organizasyonu yaptıklarını belirterek, "Evlerde gizli kalmış eserlerin gün yüzüne çıkmasını sağlıyoruz" dedi.Müzayedede Türk resim sanatının en önemli sanatçılarının eserlerinin bir araya geldiğini kaydeden Artam, şu bilgileri verdi: "Süleyman Seyit Bey'den Nazmi Ziya'ya, İbrahim Çallı'dan, Naci Kalmukoğlu'na. Hoca Ali Rıza'dan Sami Yetik'e Türk resminin önemli üstatlarının resimleri var. Bu resimler çok nadir eserler. Ayrıca hat sanatından çok önemli eserler ve hilye-i şerifler var. Böyle iyi müzayedeler koleksiyoncular için de fırsat oluyor. Gittikçe bu eserlerin çıkma ihtimali azalıyor çünkü. Yeni koleksiyoncular için büyük bir fırsat zaten birçok koleksiyoncu da yeni müzeler açıyorlar."Artam, müzayedelerde satılan eserlerin koleksiyoncular tarafından açılan müzelerde sergilendiğini sözlerine ekledi. Müzayedede 920 bin liraya alıcı bulan Stefano Ussi'nin 'Sürre Alayı' tablosunun yanı sıra, Naci Kalmukoğlu'nun 'Padişahın Cuma Selamlığı'nda Yeni Cami'ye Gelişi' tablosu 800 bin liraya, Nazmi Ziya'nın "Kasımpatlar" tablosu ise 530 bin liraya sahibine ulaştı.. Sadrazam Kıbrıslı Mehmet Kamil Paşa'nın koleksiyonundan günümüze ulaşan hat eserleri arasında yer alan, 1941 yılında vefat eden ve Sultan V. Mehmed Reşad tarafından "Reis-ül Hattatin" unvanına layık görülen Ahmet Kamil Akdik'in "Hutut-i Mütenevvia" eseri 310 bin liraya, 1829 yılında vefat eden Mahmud Celaleddin'in "Hilye-i Şerife" eseri ise 265 bin liraya alıcı buldu.Müzayedede rekor fiyata alıcı bulan "Sürre Alayı" adlı tablo, Mısır Hidivi İsmail Paşa'nın Süveyş Kanalı'nın açılış töreninde tanıdığı Floransalı ressem Stefano Ussi'ye, her yıl Kabe'nin üzerine örtülmek üzere hazırlanan işlemeli örtüyü taşıyan "Sürre Alayı"nı anlatan bir tablo ısmarlamasıyla yapılmış.Tabloda, Osmanlı döneminde Kabe'ye hediye götürmek üzere İstanbul'dan yola çıkan, Kahire'den geçişinde kervan ile birlikte giden hacıları ve onları koruyan Türk atlılarını anlatıyor. Ussi'nin 1873'te tamamladığı eserin Viyana sergisinin ardından Mısır'a gönderileceğini haber alan Sultan Abdülaziz, tabloyu Dolmabahçe Sarayı'na kazandırdı. - Sürre Alayı nedir'Surre-i Hümayun adıyla da bilinen Sürre Alayı, Osmanlı döneminde 1517 ve 1864 yılları arasında karayolu ile İstanbul'dan Mekke'ye giden bir yardım ve hediye kafilesi olarak biliniyor. Alayın yola çıkışı Şaban ayının 15'inde sarayda yapılan bir törenle başlar, Surre Emiri ve Evkaf Nazırının birlikte padişahın huzurunda içi hediyelerle dolu sandıkları develere yüklemesinin ardından, sarayın Kızlarağası tarafında üç kez develer dolaştırıldıktan sonra yola çıkılırdı.Yola çıkan alayın önünde alayı yöneten üniformalı bir teşrifatçı, onun arkasında da sırasıyla kaftancıbaşı, müjdecibaşı, kahya, surre emini, hediye sandıklarını taşıyan develer, deve kiralayıcıları ve piyade askerleri yer almaktaydı.Kabataş'tan Üsküdar'a geçen Surre Alayı, halkın arasından geçerek Doğancılar meydanına çıkarılır ve oradan Üsküdar mutasarrıfının katıldığı bir heyetle önce Aziz Mahmut Hüdayi Dergahı'na, ardından Doğancılar Mektebi'ne ve en son Karaacahmet Türbesi'ne giderek dua ederdi.Alay, daha sonra Üsküdar Ayrılıkçeşmesi'nden hareket ederek, Osmanlı'nın Hicaz'a giriş karargahı olan Şam üzerinden Kudüs'e, Medine'ye ve en son Mekke'ye uğrayarak yolculuğunu sonlandırırdı. Gönderilen hediyeler ve yardımlar her durakta sahiplerine dağıtılarak, Hac ibadetinin yapılmasının ardından alay görevini tamamlamış olurdu.Surre Alayı 1908'den sonra Hicaz demiryolu ile Mekke'ye ulaşmıştır. Alay geleneği, Osmanlı Devleti'nin son günlerine kadar devam etmiştir.