'Ucube'nin Eli Bienal'e Uzandı
Mehmet Aksoy’un el kısmı monte edilemeden kaldırılan ‘İnsanlık Anıtı’ heykelini konu alan Hollandalı iki sanatçı, el heykelleri yapıp İstanbul sokaklarında dolaştırdı; çalışmanın fotoğrafları ise Bienal’de sergileniyor.
Gezi ruhunun yansımalarını taşıyan ancak Gezi kadar başarılı bulunmayan İstanbul Bienali, esasında kentsel dönüşüm ve kamunun iradesiyle dönüştürülen mekanlara ilişkin eleştirel bakışı temel alsa da dikkatli bir gözle bakıldığında meselenin üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğu çok net anlaşılıyor. Bu durumun en somut göstergelerinden biri de Başbakan’ın ‘ucube’ diyerek yıkılması talimatı verdiği Mehmet Aksoy’un ‘İnsanlık Anıtı’ adlı heykeline doğrudan göndermesi olan ‘İnsanlık Anıtı: Yardım Eden Eden Eller’ çalışması. Hollandalı sanatçılar Wouter Osterholt ve Elke Uitentuis’in ortak çalışması olan Yardım Eden Eller’de iki sanatçı, Başbakan’ın ‘ucube’ çıkışı sonrasında yıkılan, Kars’taki ‘anıt’ınkine benzer bir el heykeli yapıp bunu İstanbul’da el arabasıyla dolaştırmış. İnsanlardan aldıkları el kalıplarını da minik heykellere dönüştürüp, Kars’ta, yıkılan anıtın yerine yerleştirmişler. Bienalde bu yerleştirmenin fotoğrafı ve heykelin gezdirildiği el arabası yer alıyor.
Bienal’deki bu işle ilgili eleştirilerde bulunan sanatçı Tayfun Serttaş, Agos gazetesine verdiği röportajda Avrupalı sanatçıların Türkiye gündeminden beslenen işler üretmeleriyle ilgili olarak “Bugün her Avrupalı sanatçı Türkiye ile ilgili bir iş üretmek, İstanbul’da bir sergi koymak ister. Anlamadıkları şey, Türkiye’nin çok katmanlı yapısı. İşin kontekstinde sorulması gereken soruların hiçbiri sorulmamış. Konuyu Türkiye’nin sözde 3. dünyalılığı çerçevesinde tartışmaya çalışmak problemli. Bu da bir dayatma biçimi” diyor. Serttaş, “Türkiye’de ilk defa bir başbakan bir anıtı beğenmedi. Beğenmeme hakkı çok değerli. Sanat egosu, biri bir eseri beğenmediyse, onu hemen ‘Zaten sanattan anlamıyor’ diye yaftalıyor. Bu kolay bir kaçış yöntemi” sözleriyle de sanat çevrelerinin üstenci tutumuna dikkat çekiyor.
Öte yandan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan çok daha önce, sanat çevreleri ve pek çok küratör tarafından ‘ucube’ olarak nitelendirilen bir anıttan hareketle, ideolojik bir yaklaşımlarda ısrar edilmesi de soru işaretlerine neden oluyor.