Türkiye'nin ilk Tabiat Tarihi Müzesi ile öğrenciler derslerde öğrendiklerini gerçek hayatta inceliyor
- Türkiye'nin ilk Tabiat Tarihi Müzesi ile öğrenciler derslerde öğrendiklerini gerçek hayatta inceliyor Sınıf Öğretmeni Acısu: "Öğrencilerimizin somut incelemeler yoluyla öğrenmeleri çok faydalı oluyor" Sınıf Öğretmeni Alkan: "Çocuklarımızın bu müzeyi görmeleri, dersin...
- Türkiye'nin ilk Tabiat Tarihi Müzesi ile öğrenciler derslerde öğrendiklerini gerçek hayatta inceliyor
Sınıf Öğretmeni Acısu: "Öğrencilerimizin somut incelemeler yoluyla öğrenmeleri çok faydalı oluyor"
Sınıf Öğretmeni Alkan: "Çocuklarımızın bu müzeyi görmeleri, dersin konularıyla ilişkilendirmeleri son derece önemli"
ANKARA - Türkiye'de ilk olma niteliği taşıyan MTA Tabiat Tarihi Müzesi, güneş sistemi, bilim küresi, milyonlarca yıl önce yaşamış hayvanların fosilleri, mineral ve kayaçlar gibi örneklerle öğrencilere, derslerde kağıt üzerinde öğrendikleri bilgileri gerçek hayatta gezerek ve dokunarak tecrübe etmelerini sağlıyor.
Türkiye'nin ulusal anlamda ilk Tabiat Tarihi Müzesi, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü bünyesinde 7 Şubat 1968 tarihinde kuruldu. Müzenin sergi salonlarında, Türkiye'nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden derlenmiş 5 bini aşkın örnek bulunuyor.
4 kattan oluşan MTA bünyesinde hizmet veren Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi'nin giriş katında; uzay terazisi, güneş sistemi, küresel görüntüleme sistemi "Bilim Küresi", kubbe şeklindeki ekranda üç boyutlu görüntüleme sistemi "Planetaryum", "Eğitim ve Uygulama Alanı", "Geçici Sergi Alanı", "Konferans Salonu", "Danışma", "Hediyelik Eşya Satış Bölümü" ve "Görme Engelliler Bölümü" yer alıyor.
Birinci katta Manisa-Kula'da yaşamış insanlara ait ayak izleri bulunuyor
Birinci katta, bulunan 'Akvaryum'da omurgalı ve omurgasız fosillere ait çok sayıda örnek sergileniyor. Ayrıca, Manisa-Kula'da yaşamış insanlara ait ayak izleri, Prehistorik Dönemler 'e ait taş aletler, mağara sanatına ait alçı kopyalar, Karstik Mağara Modeli ve Çökelme Ortamları Maketi ise ziyaretçiler tarafından sıkça ziyaret ediliyor. Ayrıca bu katta aralarında 1974 yılında Ankara-Beypazarı'nda bulunmuş "Anadolu Panteri"nin yer aldığı soyu tükenmiş ya da tükenmekte olan Türkiye'ye özgü Bitki ve Hayvanlara ait örnekler yaşam ortamlarına uygun canlandırmalarla Diyorama Bölümünde sergileniyor.
Müze'de Dev Gergedan, Uzun Balina, T-Rex'in maketleri ve fosilleri bulunuyor
Kahramanmaraş'ta bulunan 3 bin 500 yıl öncesine ait "Maraş Fili" iskeleti; 17-10 milyon yıl önce yaşamış bir hortumlu memeli olan "Gomphotherium angustidens" fosilinin alçı kopyası; Çankırı- Çorum Havzasında 28-23 milyon yıl önce yaşamış en büyük kara memelisi olarak bilinen "Dev Gergedan"a ait fosiller, Adana- Yumurtalık sahilinde karaya vuran güncel "Uzun Balina" iskeleti ile 140 milyon yıl önce yaşamış etobur dinozorlardan iskeletinin alçı kopyası ve aynı fosilin maketi; 67-65 buçuk milyon yıl önce yaşamış T-Rex'e ait kafatasının mülajı ve bütün iskeletinin maketi; Brezilya'da bulunmuş ve yaklaşık 280 milyon yıl öncesine ait bir tatlı su sürüngeni olan Mesosaurus brasiliensis'e ait orijinal fosil, Ankara- Köserelik'te bulunmuş ve 193 milyon yıl öncesine ait "Dev Ammonit Fosili" yine bu katta sergileniyor.
Süstaşları Bölümü'nde yer alan kristaller görenleri büyülüyor
İkinci katta, "Sistematik Mineraloji Bölümü'nde" yerkabuğunun yapı taşları olan mineraller, Kayaçlar Bölümü'nde ise çeşitli minerallerin farklı jeolojik süreçlerle bir araya gelmesinden oluşmuş kayaçlar sergileniyor. Günlük hayatta kullanılan araç, gereç ve malzemenin tamamen veya kısmen kaynağı olan metalik madenler, enerji hammaddeleri ve endüstriyel hammaddeler ise "Türkiye Yer Altı Kaynakları Bölümü'nde" yer alıyor. Gerek yurt içinden ve gerekse yurt dışından temin edilmiş çeşitli renklere ve çekiciliğe sahip kristaller "Süstaşları Bölümü'nde" bulunuyor. Yine ikinci katta "Türkiye Madencilik Tarihi Bölümü'nde" insanın sosyal ve kültürel gelişimiyle paralel madenciliğin gelişmesine tanıklık eden buluntular ile "Küpelasyon" ve "Sementasyon" canlandırma alanları ve "Tunç Çağında Madencilik Maketi" yer alıyor.
Bilim Tüneli çocukların ufkunu genişletiyor
Üçüncü katta, bulunan Bilim Tünelinde ise, Türkiye'nin jeolojik miras alanları, Güney Afrika'nın safari parkları, deniz altındaki resiflerde gözlenen biyolojik çeşitlilik ve çiçeklerin renkli dünyası izlenebiliyor.
Eğitim için çeşitli projeler yürütülüyor
Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi'nde mevcut veriler ışığında Dünyanın jeolojik geçmişini örneklerle topluma tanıtmak, doğa koruma bilincini oluşturmak amacıyla eğitim görevi çerçevesinde "Gezici Müze Faaliyetleri", "Eğitim Amaçlı Hazırlanan ve Türkiye'nin Dört Bir Yanındaki Okullara Gönderilen Mineral ve Kayaç Setleri" ve "Bilimsel Araştırma Projeleri" gibi çalışmalar yürütülüyor.
"Somut incelemeler yoluyla öğrenmeleri çok faydalı oluyor"
MTA Tabiat Müzesi'ni incelemek üzere dördüncü sınıf öğrencilerini geziye çıkaran Etimesgut Özel Batı Koleji'nde Sınıf Öğretmeni Melisa Acısu, "Fen bilimleri dersi kapsamında yer kabuğunun yapısı, kayaçlar ve madenler konusunu işledik. Bunu da desteklemek için bir gezi ayarladık. Öğrencilere faydalı olacağını düşünüyorum. Çok güzel gözlemler yaptık. Bu şekilde somut yaşantılar yoluyla öğrenmeleri çok faydalı oluyor" dedi.
"Çocuklarımızın burayı görmeleri, dersin konularıyla ilişkilendirmeleri son derece önemli"
Seviye Okulları'nda Sınıf Öğretmeni Bahri Alkan, "Bugün çocuklarımızla işlediğimiz konularla alakalı olarak fen bilimleri dersi kapsamında buradayız. Burası çok güzel bir yer gerçekten. İşlediğimiz konularla ilişkilendirebileceğimiz birçok materyal ve eskiye dönük fosiller var. Onları görmek için buraya geldik. Gayet beğendik burayı. Çok memnun olduğumuz bir yer burası. Çocuklarımızın burayı görmeleri, dersin konularıyla ilişkilendirmeleri son derece önemli. Çocuklar da keyifle geziyorlar" diye konuştu.
Lise öğrencisi, 17 yaşındaki Halil Can Alparslan ise, "bugün aslında önceden yaşayan canlıları merak ettiğimiz için buradayız. Fırsatımız vardı. Buraya gelip önceden yaşayan canlıların fosillerini görmek istedik. Kesinlikle beğendik. Özellikle dinozor fosilleri ilgimizi çekti. Çünkü boyutları devasa ve o çağda yaşasak neler hissederdik onu düşündük" ifadelerine yer verdi.