Trabzon Hasırı Süleyman Ustanın Elinde Şekilleniyor
Trabzonlu Süleyman Bayram, gençlik döneminde başladığı altın hasırdan takı hazırlama işine 53 yıldır devam ediyor.
DUYGU AVUNDUK - Trabzonlu Süleyman Bayram, gençlik döneminde başladığı altın hasırdan takı hazırlama işine 53 yıldır devam ediyor.
İlkokulun ardından çeşitli nedenlerle eğitimine devam edemeyen Bayram, birkaç yıl sonra kuyumcuda çalışan arkadaşının önerisiyle işe başladı.
Bayram, 16 yaşında çırak olarak başladığı çalışma hayatına 1977 yılına kadar kuyumcu atölyelerinde devam etti. Bu tarihten sonra kendi atölyesini açan Bayram, sipariş üzerine oğluyla, örülmüş altın hasırdan gerdanlık ve bileklik gibi çeşitli takılar yapıyor.
"Bir daha dünyaya gelsem yine aynı işi yaparım" diyen iki torun sahibi 69 yaşındaki usta, Ortahisar ilçesine bağlı Kemerkaya Mahallesi Kunduracılar Caddesi'ndeki bir iş hanında bulunan atölyesinde günde ortalama 10-12 saat çalışıyor.
Süleyman Bayram, geçmişi yüzyıllar öncesine kadar uzanan ve bölgenin önemli el sanatlarından Trabzon hasırını yaşatmaya çalışan kentteki en yaşlı üç ustadan biri olduğunu söyledi.
İşini sevdiğini ve yarım asrı aşkın süredir yaptığı mesleğinden çok memnun olduğunu belirten Bayram, "Geçmişten günümüze devam eden hasır sanatına bizden sonraki ustaların da devam etmesini istiyorum. Hasır bölgemizin bir kültürü, yok olmaması lazım. Öyle ki Trabzon'da düğün yapıp da hasır almayan yok. Her gelin hasır istiyor." dedi.
"Bismillah" diyerek açtığı atölyesinde o günkü işlerini bitirmeye çalıştığını dile getiren Bayram, işe her sabah 07.00'de geldiğini, yetiştirmesi gereken iş olduğu durumlarda ise 06.00'da işbaşı yaptığını ifade etti.
"Elim tuttuğu, gözüm de gördüğü sürece bu işe devam edeceğim"
Bayram, hasırın, külçe ve hurda altının eritilmesiyle elde edilen 31 ile 32 mikron inceliğindeki telin ilmek ilmek örülmesiyle ortaya çıktığını anlattı.
Küpe, yüzük, bileklik ve gerdanlıktan oluşan hasır takımın yaklaşık 10 günde örüldüğünü dile getiren Bayram, şu bilgileri paylaştı:
"Örücüden gelen hasırı pense, örs, tokmak, eğe, makas gibi çeşitli aletler kullanarak düzeltiyorum. Bileklik ve gerdanlığın birleşme kısmına kaynak kullanarak toka takıyorum. Ardından asitin içine atıyorum ve böylelikle altın asıl rengine dönüşüyor. Hasırı örücüden aldıktan sonra işlemleri yapmam yaklaşık 5 saatimi alıyor. Bu süre hasırın genişliğine göre değişiyor. Daha az sırada örülmüş takımları ise çok daha kısa sürede tamamlıyorum. Gün içerisinde, hasırın genişliğine göre değişmekle birlikte ortalama 7 takım siparişi tamamlayıp, kuyumcuya ya da müşteriye teslim edebiliyorum."
Her işin ayrı bir zorluğu olduğuna işaret eden Bayram, "Bir işi seversen zorluğu yok ama sevmezsen zorluğu çok. Ben de severek yaptığım için 53 yıldır işime devam ediyorum. Bir daha dünyaya gelsem yine aynı işi yaparım. Hangi işi yaparsan yap, her işin başı sabır ve sebattır. Gençler, çalışan büyüklerini örnek alsınlar. Ben yaşadığım müddetçe, elim tuttuğu, gözüm de gördüğü sürece bu işe devam edeceğim. Sonra da çaresiz zaten bırakacağım çünkü ince ve yorucu bir iş." diye konuştu.
Bayram, yetiştirdiği 5 ustanın kendi atölyelerinde mesleği sürdürdüğünü belirterek, "Oğlumla birlikte çalışıyoruz. Benden sonra meslek ona kalacak. Bu meslek kuşaktan kuşağa devam edecek." ifadelerini kullandı.