Tarihi ve Doğal Güzelliğin Buluştuğu Mekan: "Obruk Hanı"
ANIL KURU - İçinde su bulunan 180 metre genişliği ve 145 metre derinliğiyle görenleri etkileyen doğa harikası "Kızören Obruğu" ve ismini obruktan alan "Obruk Hanı" tarihi ve doğal özellikleriyle turizmde hak ettiği yeri almayı bekliyor.
KONYA - ANIL KURU - İçinde su bulunan 180 metre genişliği ve 145 metre derinliğiyle görenleri etkileyen doğa harikası "Kızören Obruğu" ve ismini obruktan alan "Obruk Hanı" tarihi ve doğal özellikleriyle turizmde hak ettiği yeri almayı bekliyor.
Birinci Alaeddin Keykubad tarafından yaptırılan tarihi Sultanhanı'nın da yer aldığı İpek Yolu güzergahında bulunan "Obruk Hanı" Konya'nın Karatay ilçesinde, kent merkezine 75 kilometre uzaklıkta, Konya-Aksaray karayolunun ise 4 kilometre kuzeyinde yer alıyor.
Kapadokya'ya yolculuk edenlerin ve turist kafilelerinin zaman zaman uğradığı bir mekan olsa da henüz yeterli ilgiyi görmeyen hanın, restorasyon çalışmasının yapılması halinde bölge ekonomisine ve ülke turizmine daha fazla katkı yapabileceği belirtiliyor.
Aynı zamanda, Konya'nın Karapınar ilçesinde irili ufaklı yüzlerce obruğun bulunduğu bölgede yer alan hanın, bu obrukları daha fazla yerli ve yabancı turistin ziyaret etmesini sağlayabileceğine işaret ediliyor.
Yaptıranı ve mimarı bilinmeyen Obruk Hanı, tarihçiler tarafından 13. yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilen Anadolu Selçuklu eseri olarak nitelendiriliyor.
Selçuklu kervansaraylarının karakteristik özelliği olan, kervanların 9 saatte alacağı 30-40 kilometrelik menzile uygun şekilde konumlandırılan "Obruk Hanı", adını yanı başındaki Kızören Obruğu'ndan alıyor.
Selçuk Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünce 1996 yılında kazı ve temizlik çalışmaları yapılan, ancak kapsamlı bir restorasyon gerektiren han, eşsiz manzarası ve tarihi özelliğiyle turizme kazandırılmayı bekliyor.
İçinde eczane ve baytar bulunurdu
Selçuk Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hanı yapanın ve yaptıranın tam olarak bilinmediğini, yapının belirli bir kitabesinin olmadığını belirtti.
Kervansarayın içinde zamanında eczane, baytar, lokanta gibi imkanların bulunduğunu vurgulayan Arık, şöyle devam etti:
"Kervansaraylar özelikle Selçuklu dönenimde kervanların yolculukları sırasında dinlenme ve konaklama yapabilecekleri yerler olarak tasarlanmış. Konaklayanlardan da ilk üç gün boyunca ücret alınmadığını biliyoruz. Kervansaraylarda bir kervanın başka bir kervansaraya gideceği süre boyunca ihtiyaçları da karşılanıyor. Kervansarayın adını da aldığı obruğun yanına kurulmuş olma nedeni Kızören Obruğu'nun su bulundurmasıdır. Obruk Hanı kullanıldığı tarihte su ihtiyacını buradan karşılamaktaydı. Han, bir obruğun yanında yer alması nedeniyle obruklarla alakalı yapılan kültürel miras çalışmaları ağına dahil edilebilecek bir mekan. Turizm açısından işlek bir güzergahta yer almasına rağmen restorasyon çalışmalarına ihtiyaç duyduğu için turizme katkısı sınırlı bir eser. Kervansarayda aslına uygun restorasyon çalışmaları ve çevre düzenlemesi yapılması durumunda turizme büyük katkı yapabilecek potansiyele sahip."
Son yıllarda doğal jeolojik faktörlerin yanısıra aşırı su kullanımı gibi nedenlerle obruk oluşum sayısının arttığına dikkati çeken Arık, "Kızören Obruğu'nun hemen güneyinde Karapınar'a kadar olan bölgede geçmiş yıllarda oluşmuş Meyil ve Çıralı obrukları gibi tarihi obrukların yanı sıra yakın zamanda oluşan çok sayıda obruk bulunmaktadır." dedi.
Han üzerinde yer alan haç motiflerinin o döneme ait devşirme malzemelerden kaynaklandığını anlatan Arık, "Selçuklular zamanında Anadolu'ya baktığınız zaman yapılarda yeni taş yerine, eski yapılardan malzemeler alınarak yeni mimariye uygun şekilde kullanıldığını görüyoruz. Bunu birçok Selçuklu eserinde görebilirsiniz. O zaman daha çok Roma dönemine ait eserler olduğu için bu eserlerden alınan devşirme malzeme kullanılmış. Han duvarındaki bazı taşlarda bulunan haç motifleri de buradan gelmektedir." diye konuştu.