Tarihe Adını Yazdıran Kadınlar
Nisvan'ın özel tanım organizasyonunun tarihi belli oldu.
Başta Hülya Koçyiğit, Hale Soygazi, Elif Tayhan ve Duygu Yetiş gibi önemli isimler dışında birçok oyuncunun yer aldığı ve Trt de yayınlanacak olan NİSVAN (Tarihe Mal Olmuş Kadın Kahramanlar) projesi özel tanıtım tarihi belli oldu.
31 Ekim 2012 Tarihinde, Kadıköy Şirket-i Hayriye Sanat Galerisinde, 19 Ünlü Ressamımızın Tarih Yazan Kadınlarımıza ait Yağlı Boya Resimlerinin sergisi ile beraber, NİSVAN Tarihe Adını Yazdıran Kadın Kahramanlarımızın özel gösterimi yapılacak. Projenin tüm tanıtım ve reklamlarının lansmanını yürüten, organizasyonun ev sahibi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma ŞAHİN olacak. Gecede, belgeselde yer alan ilk kadınlar ve ailelerine, ayrıca 17 bölümün Başrol oyuncuları ile duyarlılık gösterip kadınlarımız adına daha iyi bir gelecek sloganı ile yağlıboya resimler çalışan ressamlarımıza plaketler verilecek…
''Kadınlarımız için daha iyi bir geleceğin Rol Model Kadınlarımızla mümkün olacağının altını çizen Bakan Fatma Şahin:
" Köklü tarihimiz ve kültürel geçmişimiz kadınların sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi hayata dair katkılarına ilişkin bilgiler, belgelerle doludur. Kimi zaman bu bilgilerimizi ve belgeleri gün ışığına çıkarmak, yeniden hatırlatmak gerekiyor. Nisvan; objektif anlatımı ve bu değerlerimizin ortaya çıkmasında özel bir misyon yüklenmiştir " İfadesini kullandı…
Belli dönemlerle sınırlı olmayan, Osmanlı'dan günümüze önemli kadınların konu ediliyor olması, Belgesel içeriğinin zengin oluşu, Projenin hazırlık sürecinde gördüğü yoğun ilgi Belgeselin merakla yayınlanmasını bekleyenler sayısını arttırıyor. Mesleklerin ilk kadın temsilcilerinden şimdilik 19 Nisvan Kadını, zorlu yaşamlarının anlatıldığı Dramatize Canlandırmalar içeren, Nisvan Belgeselinin Özel Gösteriminden sonra, TRT'de izleyicisi ile buluşuyor.
Yapımcı Mustafa Karadiş Nisvan'la ilgili değerlendirmelerde bulundu…
Kadınlarla ilgili birçok proje var. Nisvan'ın diğer kadın konulu belgesellerden en büyük farkı nedir sizce?
Farklılık önemlidir..Önce onu belirtmek gerekir..Belgeselimiz,her şeyden önce belli bir dönemi anlatmıyor . Cumhuriyet ve öncesi, Osmanlı döneminin de tarih yazan kadınlarını işliyoruz. Öyle olunca; herhangi bir görüş veya düşencinin temsilcileri olarak değil de, Kadınlar için bir genellemenin yapılabildiği bir çalışmaya imza atmış oluyoruz.
Mesleklerin ilk kadın temsilcileri ile başlayan bir seri belgesel olması da önemli, böylece bir arşiv çalışması oluşturulmuş oluyor.
Ve tümünde yakaladığımız bir standart mevcut. Renk, kalite, işçilik farkı kendini belli ediyor. Sade, sıkmayan bir anlatım dili var mesela, ve elbette bir hayatın bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçtiği objektif değerlendirmeler var.
Çok geniş arşiv çalışması yapmış olmamız ve tarihçilerle çalışmış olmamız, tarihsel anlatımımızı zenginleştiriyor… Tabi yerinde dramatize canlandırmalarda eklenince bizimde keyif aldığımız bir seri yakaladığımızı düşünüyoruz.
Arşiv ve belge aktarımında sınırları da zorladığımız bir gerçek. Yani gidilmesi gereken her yere gitmeyi tercih ettik.. Mesela, Fatma Aliye Hanım bölümünde, Amerika'da Ohaio Eyaletinde Üniversitede Tarih bölümü hocalığı yapan Dr.Carter Findley, Fatma Aliye ile ilgili bir tez ve kitap çalışması var denildiğinde hemen Amerika yollarına düştük. Hatta Türkiye'de yaşayan Amerikalı Yönetmen Joel Leang, Findley ile söyleşi yapmak için Ohaio'ya gönderdiğimiz çok değerli bir yönetmen. Oradan gelen söyleşiyi izlerken hepimiz inanılmaz şaşırmıştık.. Çünkü, Carter Findley Türkçe konuşabiliyordu ve inanılmaz akıcı bir anlatımla bizlere Fatma Aliye'yi anlatmıştı.
Nisvan Kadınları için seçilen başrol oyuncularımız, Oynadıkları İlk kadınlara inanılmaz benziyor. Cast Çalışmasını çok doğru yapabildiğimiz herkesin ortak kanısı..
Nisvan'da çok güzel bir ekip yer aldı. Bugün piyasada yer alan iyi dizilerin emekçilerinden oluşan çok güzel bir kadromuz oldu.
Sunucumuz Pusat ve Hacı Filminin başrol oyuncusu Yasemin Balık, Seslendirme Türkiye'nin en önemli seslerinden Mehmet Hilmi ATAY ve elbette inanılmaz müziklerin sahibi Can ATİLLA, Nisvan'da müzikleri ile yer aldı…
Sonuç olarak çok fazla özenilen detaylı bir çalışmadır Nisvan. Sanırım farkı kendi farklılığı olacaktır.
Projenin devamı olacak mı? Nisvan'da, Tarihimizin başka hangi kadınları gün yüzüne çıkacak ?
Bu kadarla sınırlı olması zaten mümkün değil, yüzlerce kadın değerimiz var.. Ancak; Türkiye'de Belgesel hazırlamak, yapılmak istenen diğer tüm çalışmalar gibi hiç de kolay değil.. Destekçiler bulunması ve yaptığınız işin önemini kavrayan kurum ve kuruluşların sizinle hareket etmesi gerekiyor. Şuan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile yürüttüğümüz çalışmalar, Tarihimizdeki, kadın kahramanlarımızın sahiplenilmesi gerektiği bilincine sahip idarecilerin varlığını bilmek, bu hassasiyetin toplumda özellikle günümüz kadınları ve kız çocuklarımız için önemli faydalar içerdiğinin bilincinde olmaları, Projenin devamı için bir umut oldu bizim için.
Biz 52 mesleğin ilk temsilcilerinin arşivini topladık. En azından bu kadarını tarihin tozlu sayfaları arasından gün yüzüne çıkarılmasını sağlamayı umuyoruz. Tabi çok daha fazla duyarlı kurum ve kuruluşlara ihtiyacımız var. Gerçekten kadınlar ve toplum adına güzel bir gelecek hayali olan idarecilerin destekleri ile olabiliyor böyle çalışmalar.
Devamındaki kadınlarımızla ilgili bir çalışmamız mevcut. Onları da hazırladıkça paylaşmak daha doğru olur herhalde.
Zaman zaman NİSVAN için bir kadın projesi değil diyorsunuz?
Evet, bir belgeseli anlatıyorken içeriğinde yer alan materyallerle anlatırsınız. Genel olarak baktığınızda Meslekler ve ilk kadın temsilcilerinde; ilk algılanan, kadın konulu bir proje olduğudur.
Biz sadece birilerine ait bir belgesel hazırladığımızı düşünmüyoruz. Bugün onların açtığı yolda ilerlemiş yüzlerce, binlerce kadın olduğunu biliyor olmanız, işlediğiniz hayata daha bir başka bakmanızı sağlıyor… Onun yaşadığı zorluklar, hayat felsefesi, ortaya koyduğu mücadele, neden ve nasıllara verdiği cevaplar.. Tüm bunlar erkek ya da kadın, cinsiyetiniz ne olursa olsun sizi kendi içine çekiyor. Yani sizinde o hayattan bir takım çıkarımlarınız oluyor. Mesela; belgeselimiz de yer alan bir doktor kadının yaşamında gösterdiği üstün gayretler, bir erkek çocuğu geleceğin çok iyi bir doktorlarından biri yaptığını görüyoruz. Böyle olunca konuya cinsiyet ayrımları ile yaklaşmak anlamını yitiriyor.
Biyografi Belgesellerinin en güzel yanı sanırım bu. Bir hayatın analizini çok kısa zamanda yanlışı ve doğrusu ile yapabiliyorsunuz.
İzlendiğinde tüm bu kadınlarımızın aslında sadece bir kadın değil, başarılı birer insan oldukları kanısına varıyorsunuz. Zaten cinsiyet ve paylaşımlar konusuna, pozitif ayrımcılıkla yaklaşırsanız, yapılan her türlü başarı, hep bir şeylerin gölgesinde kalacaktır… Bizim çıkarımlarımız başarılı insanlar olarak algıladığımız, kendimizi yokluğuna inandırdığımız değerlerimizi, kadınlar ve erkekler olarak keşfetmek ve toplumun önüne başarıyı temsilen rol model insanlar olarak çıkarmaktır… ve bir yerden başlamak gerekiyor. Elbette, konumuzun çatısı bu özel değerleri, tarihin yazılmasında önemli katkıları olmuş hatta, kadınlar adına özel bir tarihin yazılmasına da vesile olmuş kadınlarımızı anlatmak ayrıca önemli.. Zaten kadın konuları bu çerçeveden değerlendirilemediği için Türkiye'de sürekli kadın sorunları gündemde ve yol alamıyor. Ve kadın denildiğinde sürekli bir sorun kelimesi ile birlikte anılıyor…
Sonuçta ortada bir takım sorunlar var. ve bunu yaşayanda kadınlar… var olan bu sorunlar için, NİSVAN bir çözüm mü olacak diyorsunuz? Ya da çözüme gidilmesinin yolunu mu açacak sizce ?
Nisvan'ın öyle bir misyonu olabilir mi bilmiyorum. Bu çok iddialı olur… Ama; bu misyona büyük katkılar sağlayacağı kesindir. Aslında, toplumun önüne koyduğunuz olumlu bakış açısı, örnek alınması gereken kişiler ve değerler. Oluşturmak istediğiniz psikoloji açısından da uygulanması gereken en doğru metod dur.
Nisvan Kadınları ya da bu tür örnek alınması gereken kadınlarımıza ait diğer örnekler, ufkumuzun açıldığı, çözümün varlığını hissettiğimiz kanısını veriyor bizlere.. Çünkü; tüm bu kadınların hayatlarında gördüğümüz en önemli değerin; eğitimli olmak, azimli ve çalışkan olmak ve kararlı olmak olduğunu görüyoruz. Nisvan Kadınlarından ilk yapacağınız çıkarım bu olacaktır mesela.
Hangi işi yaparsanız yapın bu değerlerle hareket ettiğinizde zaten başarıyı elde edersiniz. Nisvan Kadınlarının tümünde bu değerlerin ve fazlasının olduğunu gördük.. O yüzden tarih yazabilmişler diye düşünüyorum. Yani tarih kendisini yazanlarda özel bir takım değerlerin olmasını istiyor.. Eğitimin önemini bilen, Çalışkan ve azimli ve Karar verebilmede iradesini ortaya koyabilenler gibi.
Ayrıca, yeri gelmişken kadın sorunları konusunun; toplumun önüne çözülmesi gereken bir sorun olarak sunulduğunu düşünmediğimi de ifade edeyim… Çözmek istediğiniz, ortaya koyduğunuz bir sorunu çözümleri ile birlikte sunarsınız. O konuda iyi niyetinizi de ortaya koymuş olursunuz… Bu böyle yapılmayınca ve sadece sorunlar var. ve Sorunlarda yanlış örneklemelerle sürekli gündeme geliyorsa biraz art niyet var demek yanlış olmaz
Yani toplum Kadın sorunları konusunda yanlış mı yönlendiriliyor ?
Bir anlamda öyle oluyor aslında… Kadın Konuları başlığının altında sıralayacağınız şeyler, kadına şiddet, kız çocuklarının eğitim sorunu, tacizler ve kadınların maruz kaldığı baskılar diye bir sıralanabilir. Ve sürekli gündem bunlarla dolu. Kadınlarımız sürekli sorun kelimesi ile birlikte anılıyor.. Kız çocukların halini düşünün, dünyanın kendisinin karşısında olduğu düşüncesi ile büyüyorlar.
Geleceği için hayal kurabileceği ve umutlu olabileceği değerlerden önce, bastırılmış bir kimliğin temsilcisi gibi görüyor kendini… Halbuki, bahsedilen bu sorunların tümü bir Toplum Sorunudur. Bunun adını doğru koymak gerekir. Yani bunun adı kadın sorunu değil, toplum sorunudur. Uygulamalar yasalar bu sorunları tamamen yok edemez zaten.. Sürekli yinelenen bir şey varsa ve yasalar bunda yeterince etkili olamıyorsa; Toplumun doğru örneklerle hayata bakış açılarını değiştirmelerini sağlamak gerekir.
En önemli sorun eğitimsizliktir. İnsanların daha iyi eğitilmeleri gerekir. İnsanlık değerlerinin, ahlakın, vicdanın, sevginin daha iyi işlenmesi gerekir kalplere. Böyle olunca birilerine zarar vermenin yanlışlığını kendi iç dünyasında kavrayan ve kendi kendine engel olan özel duvarlar oluşacaktır.
Peki biz bu sorunları çözmek adına neler yapıyoruz ve sorunların varlığını nasıl anlatıyoruz. Şiddete maruz kalmış bir kadının, yüzünde ya da bedeninde meydana gelen çürükleri yüzlerimize yaptığımız makyajla anlatıyoruz. Ya da öldürülmüş, terk edilmiş, yada terk ettiğinin tehditlerinden kendini korumaya çalışan kadınların uğradığı saldırının ona etkilerini boy boy gazete manşetlerinde, fotoğraflarla deşifre ederek azaltmaya çalışıyoruz ? bu sorunların çözüm yolu maalesef bunlar değil.
Toplum önündeki tüm örnekleri, olumlu ya da olumsuz model olarak hafızasına kazıyor.. ve sürekli yinelenen bu kötü örnekler.. Kaş yaparken göz çıkartıyorlar.
İnsanlık değerlerinin, vicdanın, ahlaki değerlerin ve toplumun kabul ettiği iyilik değerlerine ait normların toplum bilincine kötü örneklerle değil, doğruluğu, iyiliği, başarıya giden yolları almış kişilerin hayatları ile yani iyi ve rol model simgelerle aşılamak gerekir.
Nisvan'ın küçükte olsa bu misyona hizmet edebileceğini düşünüyorum. Türkiye dünya da kadın ceo'ların en fazla olduğu bir ülkedir. Ülkemizde 12 tane kadın ceo var. Doğal olarak, bu Türkiye için çok önemli bir değerdir. Maalesef bu konuyla ilgili yeterince haber yapılmaması çok ilginç. . Organizasyonumuza tüm bu kadın ceolarımızı davet ettik. Umarım tamamını bir arada göreceğimiz bir tablo yaşarız.
Duyarlı Ressamların hazırladığı resimler, Organizasyonunuzun çok özel bir parçası sanırım. Hangi ressamlar var bu çalışma da ?
Öncelikle, gurur verici olarak nitelemek istiyorum bu çalışmaları... Ne olursa olsun Türkiye'de Kadınlarla ilgili konularda gerçekten duyarlı insanlar var. Bunu çekimler ve çalışmalarımız esnasında çok fazlasıyla hissettik. Sağlanan kolaylıklar aslında bir belgeselin tamamlanması için değildi.. Kadınlar adına doğru yapılan bir projenin yol almasını yine kadınlar için kolaylaştırmaktı.. Ressamlarımızda öyle… Birbirinden değerli ressamlar böyle bir projede gönüllü olarak yer aldılar.. Onların duyarlılıkları Türkiye'de bir Kadın Müzesi fikrinin içini doldurdu.. Çok yakın zamanda bununla ilgili büyük gelişmeler olacak. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı burada da Kadınlar adına bir öncülük yapıp bu projeyi sürdürüyor…
Ressamlarımızın kimler olduğunu Organizasyon gecesinde açıklamak daha doğru olur. Sürpriz olsun ve Türkiye'nin tanıdığı isimler yer aldılar projede. Elbette, tüm medyanın davet edileceği bir organizasyonda resim çalışmaları ile birlikte yerlerini alacaklar.
Yayınlanmasını merakla bekliyoruz. Yayınlanmadan yüksek bir ilgi oluşmuş durumda bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok sayıda Nisvan Dostları olduğu gerçek. Projede oyuncular ve söyleşilerle birlikte 1000'e yakın kişi yer aldı. Yaptığımız işe güveniyoruz. Yayın kanalımız Devlet Televizyonu TRT ki, kim ne derse desin en büyük ve en güçlü Televizyon kanalı.
Türkiye'de kadınlar adına en önemli kurum olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Lansmanlarımız da bize önderlik yapıyor. Çok fazla sayıda bizleri destekleyen kurum ve kuruluşlar var. Hepsine yeri geldiğinde teşekkür edeceğiz.
Bu saatten sonra, ilgi ve algının Nisvan Kadınlarına yöneleceği gerçek. Ve öyle olmasını da istiyoruz…
Kadınlarımız adına daha iyi bir gelecek sloganı ile yola çıktık. Biz başarmışları anlatıyoruz. Doğal olarak bu da başarmanın yarısıdır. Toplum için faydalı olduğunu düşündüğümüz bir değeri ortaya koyduk. Umarız gerçektende böyle olur…