Tanburi Cemil Bey Anıldı
Türk müziğinin dehası kabul edilen Tanburi Cemil Bey, Zeytinburnu Belediyesince vefatının 100. yılı nedeniyle düzenlenen etkinlikte anıldı.
Türk müziğinin dehası kabul edilen Tanburi Cemil Bey, Zeytinburnu Belediyesince vefatının 100. yılı nedeniyle düzenlenen etkinlikte anıldı.
Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezinde gerçekleşen etkinlikte konuşan yazar Beşir Ayvazoğlu, şair Yahya Kemal'in ilk yazılarından birinde Tanburi Cemil Bey'den "sanayi-i nefisemizin en büyük dahisi" olarak söz ettiğini aktardı.
Ayvazoğlu, Türk müziğinin dehası kabul edilen Tanburi Cemil Bey'den haberdar olmayan insanların olduğunu belirterek, "Yahya Kemal'in yazılarını ve şiirlerini okumuş herhangi birinin aslında Tanburi Cemil Bey'i bilmesi gerekir. Tanburi Cemil Bey, Yahya Kemal'in en sevdiği müzisyendir." diye konuştu.
Yahya Kemal'in Kar Musikileri şiirinde Tanburi Cemil Bey'den "İstanbul'un en özlü sesi" olarak bahsettiğini hatırlatan Ayvazoğlu, "Yahya Kemal'in İstanbul'u Türk kültürünün bir muhassalası olarak gördüğü düşünülürse, Tanburi Cemil Bey hakkındaki bu tarifini 'Türklüğün en özlü sesi' diye anlamak mümkün." ifadelerini kullandı.
Beşir Ayvazoğlu, "Ateş Denizi" romanını Tanburi Cemil Bey'in biyografisi üzerine kurduğunu dile getirerek, 1930'ların Türkçesiyle yazdığı eserinde sanatçının dönemindeki sanat dünyasını da aktarmaya çalıştığını ifade etti.
"Varlığı milattır"
Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu şef yardımcısı, müzisyen Mehmet Güntekin ise, sanatkarın 1871 ile 1916 yılları arasında yaşadığı bilgisini vererek, şunları söyledi:
"Tanburi Cemil Bey'in 45 yıl süren kısacık hayatı, birçok taşı yerinden oynatacak kadar etkiliydi. Yüzlerce yıldır sistemleşmiş bir düzeni sarsmak, genç bir müzisyen için ne kadar mümkün olabilir? Cemil, bu imkansız gibi gözüken devrimi gerçekleştirmiş müzisyendir. Türk müziğinin kendine özgü ses aralıklarını, üzerinde matematiksel bir kesinlikle taşıyan 'temel çalgı' tanburun icrası, Cemil'le kökünden değişmiştir. Cemil'in varlığı, Türk müziğinin temel çalgısı tanbur açısından, tam anlamıyla bir milattır. Türk enstrümantal müziği konuşulurken, 'Cemil'den önce, Cemil'den sonra' ayracı kesin bir ölçüdür."
Sanatçısının müzikteki kudretinin sadece tanbur icracılığıyla sınırlı olmadığının altını çizen Günteken, kemençe ve lavtada da virtüoz özellikleri sergilediğini belirtti.
"Hep sazını aramış bir sanatkar"
Sanatçı İncila Bertuğ ise, Tanburi Cemil Bey'in üç yaşında su doldurduğu bardaklara değneklerle vurarak müzik yapmaya başladığını belirterek, şunları kaydetti:
"Hep sazını aramış bir sanatkar. O yüzden eline aldığı her sazı çalmış ama yetmemiş o yüzden yaylı tanburu icat etmiş. En büyük hayali de okyanus seferi yapacak kadar büyük bir geminin güvertesinde, buharla titreşen ve sekiz oktav yani 57 vapur düdüğü genişliğinde çeşitli düdükler yerleştirip müzik yapmakmış. Bunu Mesut Cemil bey, Sineklibakkal'daki evinde Fuad Vehbi Beye anlatırken dinlemiş."
Etkinlikte Tanburi Cemil Bey eserlerini tanburu ile icra eden sanatçı Murat Aydemir ise, Tanburi Cemil Bey'in taş plaklarının Orfeon Records Plak Şirketi tarafından kaydedildiğine dikkati çekerek, "Tanburi Cemil Bey'i Blumenthal kardeşlere borçluyuz." dedi.