Sultanahmet Dar'ül Hadis Medresesi Restore Edildi
Görüntü Dökümü : Restorasyon sonrası medreseden detaylar İstanbul Sultanahmet Vakfı (İSVA) Başkanı Tavman'ın açıklaması - İstanbul Sultanahmet Vakfı, Osmanlı Padişahı 1. Ahmed tarafından Sultanahmet Külliyesi'nin bir parçası olarak 1617'de yaptırılan Dar'ül Hadis Medresesi'nin binasını restore ettirerek, İslami İlimler ve Sanatlar Merkezi olarak hizmete açtı Vakfın başkanı Tavman: "Dar'ül Hadis, 300 sene faaliyet göstermiş ve 1924'te medreselerin kapatılma sürecinde kapılarını kapatmış.
Görüntü Dökümü :
Restorasyon sonrası medreseden detaylar
İstanbul Sultanahmet Vakfı (İSVA) Başkanı Tavman'ın açıklaması - İstanbul Sultanahmet Vakfı, Osmanlı Padişahı 1. Ahmed tarafından Sultanahmet Külliyesi'nin bir parçası olarak 1617'de yaptırılan Dar'ül Hadis Medresesi'nin binasını restore ettirerek, İslami İlimler ve Sanatlar Merkezi olarak hizmete açtı
Vakfın başkanı Tavman:
"Dar'ül Hadis, 300 sene faaliyet göstermiş ve 1924'te medreselerin kapatılma sürecinde kapılarını kapatmış. 'Burada bu işi tekrar yapsak' dedik. Projeyi hazırladık ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a verdik. Erdoğan, dinledi, çalıştı ve eserin vakfımıza tahsisini onayladı"
"Yaklaşık 2,5 yıl boyunca her türlü titizliği göstererek, medreseyi restore ettik. Bu çalışmayı yapmanın şöyle bir önemi var; İstanbul'un başka bir bölgesinde böyle bir eseri aslına döndürerek, oradaki maksadı yerine getirmek çok önemli bir şey olmakla birlikte Sultanahmet'te bunu yapmak daha postmodern bir itiraz"
"Burada Osmanlı ilim geleneğine uygun Maturidi akaidine göre eğitim veriliyor"
EKREM KAFTAN - Osmanlı Padişahı 1. Ahmed tarafından Sultanahmet Külliyesi'nin bir parçası olarak 1617'de yaptırılan Dar'ül Hadis Medresesi'nin binası, restore edildi.
İstanbul Sultanahmet Vakfı (İSVA) Başkanı İsmail Hakkı Tavman, İslami İlimler ve Sanatlar Merkezi olarak faaliyet gösteren tarihi mekanda AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Tarih boyunca büyük devletlerin başkentlerindeki meydanlarda tarihi hadiselerin yaşandığını hatırlatan Tavman, Sultanahmet Meydanı'nın da Türkiye'nin vitrini, dünyaya dönük yüzü olduğunu vurguladı.
"Sultanahmet kültür vadisi" denilen bölgenin her yerinden tarihi eser fışkırdığını, İslam medeniyetinin izlerinin görüldüğünü dile getiren Tavman, "Burada şöyle bir sıkıntıyla karşı karşıyayız; İslami kültürümüzü ve hayatımızı ifade eden camilerin dibinde, etraftan gelen canlı müzik sesleri, camiyi görevini yapmaktan uzaklaştıracak, namazın huşunu, ahengini, adabını bozacak durumlar yaşıyoruz" dedi.
Tavman, Sultanahmet Dar'ül Hadis Medresesi'nin, Sultan 1. Ahmed Han'ın yaptırdığı külliyenin bir parçası olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
"Böyle bir yerde Dar'ül Hadis, 300 sene faaliyet göstermiş ve 1924'te medreselerin kapatılma sürecinde kapılarını kapatmış. 'Burada bu işi tekrar yapsak' dedik. Projeyi hazırladık ve o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a verdik. Daha sonra bizi davet etti. Dinledi, çalıştı ve eserin vakfımıza tahsisini onayladı. Dedi ki 'Bir görelim.' Buraya birlikte paçalarımızı sıvayarak girdik, o kadar tahrip olmuş, bozulmuştu. Yaklaşık 2,5 yıl boyunca her türlü titizliği göstererek, medreseyi restore ettik. Çünkü sadakat esas. Bu çalışmayı yapmanın şöyle bir önemi var; İstanbul'un başka bir bölgesinde böyle bir eseri aslına döndürerek, oradaki maksadı yerine getirmek çok önemli bir şey olmakla birlikte Sultanahmet'te bunu yapmak daha postmodern bir itiraz. 'Kardeşim burada kültürüme ve inancıma sımsıkı bağlıyım, direniyorum, ayaktayım, burada bu çalışmayı daha çok yapacağım' demek açısından önemli. Burası Sultanahmet. Buranın her bir metrekaresinin ne anlama geldiği ortada."
İsmail Hattı Tavman, Sultanahmet'e yılda yaklaşık 10 milyon Müslüman ve gayrimüslimin geldiğini ifade ederek, Sultanahmet Camisi'nin de günde yaklaşık 50 bin ziyaretçisi olduğunu söyledi.
"Buhari hatmi başlattık"
İslami İlimler ve Sanatlar Merkezi'nde Osmanlı ilim geleneğine uygun Maturidi akaidine göre eğitim verildiğini belirten Tavman, şunları kaydetti:
"Burada İslami disiplinler dediğimiz, Hadis-i şerif derslerini salı akşamları Prof. Dr. Kemal Sandıkçı hocamız okuyor. Buna bir ders ekledik. Suriye hicreti ile beraber buraya tehcir olan Şeyh Mücir el Hatip adında hadis alimi kardeşimizle Buhari hatmi başlattık. Buhari, malum ilk hadis kaynağımız. Senet ve metinleriyle, rivayet edenlerin zinciri dahil, manayı ifade eden metin kısmının hepsini okutuyoruz. Tamamen Arapça yapılan, Arapça bilen kardeşlerimizin katıldığı bu dersimiz cuma akşamları yapılıyor ve okunan Hadis-i Şerif sayısı 4 binleri geçti. Kemal hocamızın dersi herkese açık. Böyle iki hadis dersimiz var."
"Ehl-i sünnet anlayışına uygun bir çalışma ortaya koymak istedik"
İKVA Başkanı Tavman, kendisinin de hafız olduğunu ve ders verdiğini dile getirerek, şunları ifade etti:
"Kur'an-ı Kerim tashih-i hurufu dersi veriyorum. Harflerin tashihi ile ilgili. Talim ve kıraat, aşere takrip dersi gibi dersler. Derslerimize çoğunlukla ilahiyat öğrencileri katılıyor. Bir kelam projemiz var. Sapmaları engelleyecek, tertemiz bir ehl-i sünnet anlayışına uygun İslami anlayışı ifa edecek bir çalışma ortaya koymak istedik. Akaid, kelam okumaları projesi yaptık. Ürdün'den gelmiş ilahiyat fakültelerimizde hocalık yapan birkaç kelamcı akaidci arkadaşla böyle bir çalışma başlattık. Arapça orijinal metinler okuyoruz. Yüksek lisans, doktora ya da lisans düzeyinde çalışan, Arapça'yı okuyabilen, konuşabilen, anlayabilen 30 kişilik bir öğrenci grubu ile kelam ve akaid okumaları dersimiz var. Buna usul-ü fıkıh da ekleniyor. Klasik Arapça dediğimiz alet ilimlerimiz, klasik usul ve modern usulle okumalarımız var. Her gün burada bizim yurtlarımızda kalan ilahiyat fakültesinde okuyan öğrencilerimize Arapça ilimlerini öğretiyoruz. Farsça, Osmanlıca, hüsn-i hat, tezhip ve ebru derslerimiz var."
"Batılı oryantalistler böyle çalışmalar yapıyor"
İKVA Başkanı İsmail Hakkı Tavman, Türkiye'de son yıllarda hadis-i şeriflere karşı olumsuz yaklaşım olduğunun hatırlatılması üzerine, Hazreti Peygamber'in, hiçbir şeyi kendi kendine söylemediğini, kendisine ne vahyedildiyse onu ifade ettiğine ilişkin ayetler bulunmasına rağmen, hadislere "uydurma" iddiasında bulununların başka maksatları olduğunu anlattı.
Hadislerin, Kur'an- Kerim'in tefsir ilminden, ayetin başka bir ayetle açıklanmasından sonraki ikinci kaynağı olduğunu vurgulayan Tavman, şu değerlendirmelerde bulundu: "Hadislerin kıymetini, niteliğini ortadan kaldırırlarsa, Kur'an-ı Kerim, Kur'an-ı Kerim'in hayata tatbikiyle ilgili bilgi kaynağımızı elimizden almış olacaklar. Bu müsteşriklerin ciddi bir çalışmasıdır. İslam bilimciler dediğimiz Batılı oryantalistler böyle çalışmalar yapıyor, bunu içimize sokuyorlar. Bu sadece dışarıdan gelen bir taarruz değil. Bir milleti yok etmek istiyorsan onun kültürünü, medeniyetini, dinini yok edeceksin, bilim adamlarını alacaksın ellerinden. Dolayısıyla bunu yok etmek fiziken mümkün değilse aklen, zihnen yok etmek mümkün, tahrip edeceksin. Senin gibi düşünmelerini, senin menfaatini düşünmelerini sağlayacaksın. Her islam ülkesinde var benzer şeyler. Sadece Türkiye'de değil bu sıkıntı. Kur'an'ın uydurma olduğunu, Hazreti Peygamber'in sözleri olduğunu, ümmi bir peygamberin, şiir kabiliyeti olan bir peygamberin bunları söyleyebileceğini nasıl iddia ettilerse tarih boyunca, şimdi de bugünün müsteşrikleri de bu çalışmaları yapıyorlar. Cenab-ı Hakk'ın kitabını koruma altına alacağını bize garanti veren bilgi var. Buna rağmen, 'Allah koruyacak' diye biz bir şey yapmayacak mıyız? Biz de onun bizden istediğini, onun bize öğrettiğini yaparak, nasıl korunacaksa bu gayreti ortaya koymamız gerekiyor."